ABD Doğu Akdeniz'de Sondaja Başlıyor

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin çağrısıyla Doğu Akdeniz'e gelen ABD'li ExxonMobil şirketi, 10. parselde sondaja başlıyor.

ABD Doğu Akdeniz'de Sondaja Başlıyor

Doğu Akdeniz’deki ‘enerji savaşları’na ABD de ExxonMobil’in sözde 10. parselde sondaj çalışmalarına başlamasıyla fiilen dahil oldu. Amerikan ExxonMobil sondaj gemisi Kıbrıs açıklarında 10’uncu parsele ulaştı. Gemi, sondaj çalışmalarına bugün başlayacak.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), geçen hafta Amerikan ExonMobil ve Katarlı ‘Qatar Petroleum’ ortaklığından oluşan konsorsiyumun, tek taraflı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) içerisindeki 10. parselde sondaja başlayacağı gerekçesiyle bölgeyi deniz trafiğine kapatan bir ‘Navtex’ yayınlamıştı. ABD’li enerji şirketi ExxonMobil’in hidrokarbon arama çalışmaları yapmak üzere gönderdiği ‘Stena IceMax’ adlı sondaj gemisi, önceki gün adanın güneyindeki sondaj bölgesine ulaştı.

Yunan Kathimerini gazetesi, Rum yönetiminin adanın güneyinde tek taraflı ilan ettiği 13 parselden 10’uncusuna ulaşan geminin bugün sondaj çalışmalarına başlamasının beklendiğini yazdı.

GÖZLER 7. PARSELDE

Sözde 10. parsel Türkiye’nin ilan ettiği ruhsat sahaları ve yetki alanı içinde olmasa da KKTC’nin ada üzerindeki eşit haklarından dolayı Türkiye, Rumların tek taraflı anlaşmalarını kabul etmiyor. Ancak, ExxonMobil’in 10. parsele gelmesinin ardında yatan bir boyut da artık ABD’nin de fiilen sahada olması. ABD Donanmasından 6. Filo’nun korumasında olan ExxonMobil’in Stena IceMax sondaj gemisinin sadece 10. parsel için gelmediğini itiraf eden açıklamaları Aydınlık, 7 Ekim 2018’de gündeme getirmişti. GKRY’nin, uluslararası hukuku hiçe sayarak belirlediği 7 numaralı saha için uluslararası enerji şirketlerine davette bulunmasının ardından ExxonMobil, GKRY’nin çağrısına göz kırpmıştı.

DIŞİŞLERİ ULUSLARARASI HUKUKU HATIRLATMIŞTI

KKTC’nin TPAO’ya petrol ve doğalgaz arama ruhsatı verdiği E, F ve G sahaları, Rum Yönetimi’nin belirlediği 1, 2, 3, 8, 9, 12 ve 13 numaralı bloklar ile çakışıyor. ExxonMobil’in arama yapacağı 10 numaralı blok ise kesişen bölgelerin dışında kalıyor. Ancak, GKRY’nin 7. parsele daveti, Türkiye’nin bölgedeki kıta sahanlığında uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını ihlal ediyor. Dışişleri Bakanlığı, GKRY’nin uluslararası şirketleri 7. parsele daveti üzerine “Karara konu 7 numaralı sözde ruhsat sahasının önemli bir bölümü, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığının BM nezdinde de kayda geçirilen dış sınırlarının içinde yer almaktadır” açıklamasında bulunmuştu. Türkiye’nin 2 Mart 2004 ve 12 Mart 2013 tarihli notalarla kıta sahanlığı dış sınırlarını Birleşmiş Milletler’e bildirdiği vurgulanan açıklamanın devamında, “Ülkemiz, hiçbir yabancı ülke, şirket veya geminin deniz yetki alanlarımızda izinsiz olarak hidrokarbon arama faaliyetlerinde bulunmasına, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da hiçbir şekilde fırsat vermeyecektir” ifadeleri kullanılmıştı.

"TÜRKİYE GEREKİRSE EXXONMOBİL'İ DE KOVAR"

Emekli Tümamiral Deniz Kutluk, Aydınlık’a yaptığı değerlendirmede, “Türkiye’nin bölgede sürekli bir kuvveti var ve müdahale gerektiği zaman anında müdahale edebilir” yorumunda bulundu.

Güney Kıbrıs’ın tek taraflı MEB ilanlarından rahatsız olan Türkiye’nin, İtalyan ENI şirketinin 3. parselde yapmak istediği araştırma çalışmalarını bölgeye savaş gemileri sevk ederek engellediğini hatırlatan Kutluk, şöyle devam etti: “Ne ExxonMobil ne de arkasındaki ABD deniz hukukunu yeniden yazacak unsurlar değil. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti, tereddütlerin giderilmesi için her bir koordinatı dikkatle belirlenmiş bir kıta sahanlığını bölgede ilan etmelidir. Bu adımı çok belirsiz bir şekilde attığımız için bu tereddütler doğuyor. Türkiye hak sahibi olduğunu iddia ettiği koordinatları tek tek beyan etmelidir. Türkiye’nin bu konuda daha önce bir beyanı var ve bu beyan Birleşmiş Milletler’de de kayıt altına alınmıştı. Bu beyan BM’nin 54 nolu dosyasında Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Rapor Sistemi’nde 127. sayfada belirtiliyor. Dosyanın konusu ise Mısır ve GKRY’nin yaptığı sınırlandırma anlaşmasına tepki. Peki bu yeterli midir? Değildir. Çünkü bunun uluslararası normu şudur: Denizlerde yasama hakkınız olduğunu iddia ediyorsanız -ki Türkiye ediyor, kıta sahanlığı formunda olsun veya MEB formunda olsun, bunu yayınlamanız lazım. Bunu yayınlarken de bir uluslararası düzeyde da duyurmanız lazım. Bu da BM üzerinden yapılıyor. Türkiye Deniz hukuku sözleşmesine taraf olmadığı için oradaki kurallara yüzde yüz uymak mecburiyeti yok. Ama bu hakları İtalyan ENİ olsun, ExxonMobil olsun, onlara duyurmak zorundasınız.

GKRY BÜYÜK DEVLETLERİ ARKASINA ALIYOR

GKRY’nin uluslararası şirketleri 7. parsele davetini de değerlendiren Tümamiral Kutluk, “GKRY’nin zaten açıklanmış politikası bu yönde. Diyorlar ki, bizim Türkiye’yle boğuşacak gücümüz yok ama biz Türkiye’yle boğuşacak gücü olan ülkelerin şirketleriyle anlaşma yaparak Türkiye’ye karşı caydırıcı bir pozisyon yaratabiliriz” değerlendirmesinde bulundu. Kutluk, sözlerini şöyle sonlandırdı: “ExxonMobil’in 7. parsele de gelme ihtimali tabiki mevcut. Ama gerek ABD olsun gerek ABD şirketleri olsun dünyanın birçok ihtilaflı bölgesinde faaliyette bulunuyorlar ve uluslararası deniz hukukunu da iyi biliyorlar. Güney Çin Denizi ve Doğu Çin Denizi’den anlaşmazlık bölgelerine yapılmış yatırımlara bakın hepsinde özenle çalıştıkları görülür. Yani öyle gidip de cehennemin ‘külhanına benzin dökmeye’ kalkmazlar. Çünkü onların çıkarları da risktedir. Denizin 3 bin metre altına cihaz indirecekler, onu yukarıya bağlayacaklar, büyük bir yatırım yapacaklar, bu çok pahalı bir iş. O risklere onlar da girmezler. ExxonMobil dünyanın en büyük petrol şirketi olsa da gücü sınırlıdır, arkasındaki Amerikan devletinin de dünyanın her tarafında anlaşmazlığı var. Türkiye ve ABD’nin bölgedeki ve ittifak içindeki ilişkileri de burada belirleyici olacak. Ama tabiki yaşayacağız ve göreceğiz.”

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler