ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatının (CIA) eski direktörlerinden James Woolsey, Amerikan Fox televizyonuna Rusya’nın, ülkesindeki seçimlere ABD Başkanı Donald Trump lehine müdahale ettiği iddialarına ilişkin soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Savcı Robert Mueller’in 13 Rus vatandaşı ve 3 Rus kuruluş hakkındaki suç duyurusuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
ABD’nin de başka ülkelerdeki seçimlere karışıp karışmadığına ilişkin soru üzerine Woolsey, “Muhtemelen evet ancak komünistlerin iktidara gelmesini engellemek için, sistemin iyiliği içindi yani demokrasinin menfaatine, sadece iyi bir amaç için” dedi.
LATİN AMERİKA HEDEF ALINDI
Çin İletişim Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yang Mian, ABD’nin diğer ülkelerin iç işlerine karışmak için açık veya gizli olarak çeşitli devlet ve sivil kurumları kullandığını doğruladı. Mian bu konuda şu değerlendirmede bulundu:
“Daha önce ABD’nin diğer ülkelerdeki seçimlere müdahale ettiğinin birçok emsali vardı. ABD diğer ülkelerin iç işlerine müdahale etmek için açık veya gizli olarak çeşitli devlet ve sivil kurumları kullanıyor. Bu özellikle, bir şekilde ABD’yi memnun etmeyen ülkeleri ilgilendiriyor. ABD daha önce defalarca diğer ülkelerdeki seçimlere etki yapma çabasında bulundu. Bunlar, ABD’yle ilişkileri iyi olmayan ülkeler. Örneğin Güney Amerika ülkeleri veya İtalya”
DÜNYA BANKASI İŞİN İÇİNDE
Dünya Bankası’nın Başekonomisti Paul Romer ise geçen ay yaptığı açıklamada seçimlerde kendilerinin de solcu liderlere karşı manipülasyon yaptıklarını açıklamıştı. The Wall Street Journal gazetesine konuşan Romer, ‘iş yapmak için en kolay ülkeler’ listesinin yıllardır siyasi nedenlerle manipüle ediliyor olabileceğini itiraf ederken Şili örneğini vermişti.
Romer, listenin adaletsiz ve yanıltıcı olabileceğini söylerken Şili’nin sürekli gerilemesinde Dünya Bankası yetkililerinin siyasi görüşlerinin etkili olduğunu belirtmişti. Başekonomist, sosyalist Michelle Bachelet döneminde ülkenin ticari ve ekonomik koşullarının kötüleşmediğini, ama Dünya Bankası’nın verileri ve metodolojisinin doğruluğuna güveni olmadığını söyleyerek Şili’den kişisel olarak özür dilediğini açıklamıştı.
Şili halkı 2006-2010 arasında devlet başkanlığı yapan solcu Michelle Bachelet’yi 2014’te tekrar devlet başkanı seçti. Ancak ekonomik sorunların dış müdahalelerle derinleşmesi üzerine Kasım-Aralık 2017’de düzenlenen devlet başkanlığı seçimlerin sağcı milyarder Sebastian Pinera’nın kazanması sağlandı. Dünya Bankası’nın ‘İş Yapma’ raporunda solcu Bachelet’nin göreve geldiği 2006’dan sonra Şili, 190 ülke arasında 25’inci sıradan 57’nci sıraya düşürüldü. Sağcı Pinera’nın 2010-2014 yılları arasında ülkeyi yönettiği dönemde ise Şili’nin istatistiğinin yükseldiği görülmüştü.
RUSLARI BIRAK FLORİDA'YA BAK
ABD kamuoyunda devam eden seçim tartışmalarına tepki gösteren ABD Başkanı Donald Trump ise, ülkenin istihbarat kurumlarını asıl görevlerini yapmaya çağırdı. Florida’da okula ateş açan saldırganla ilgili ipuçlarının gözden kaçırılmasının ‘üzücü’ olduğunu belirten Trump, “Bu kabul edilemez. FBI, Trump kampanyasına Rus müdahalesini ispatlamaya çok zaman harcıyor fakat herhangi bir müdahale yok. Asıl işinize dönün ve hepimizi gururlandırın” mesajını paylaştı.
Florida’da bir okula açtığı ateşle 17 kişinin ölümüne neden olan Nikolas Cruz’la ilgili, saldırıdan çok öncesine dayanan istihbari bilgilerin gözden kaçırıldığı iddia edilmişti. Saldırgan Nikolas Cruz’un ırkçı bir gruba üye olduğu, girişeceği katliamla ilgili sosyal ağlarda bazı ipuçlarını paylaştığı fakat FBI’ın Cruz’la ilgili soruşturmayı nihayete erdirmediği öğrenilmişti. (Aydınlık)
tgb.gen.tr