Suriye ile anlaş, İdlip ve Afrin düğümünü çöz

Hükümet derhal Suriye’yle anlaşmalı ve ABD güdümlü terörün bitirilmesi için İdlip ve Afrin düğümlerini bölgenin meşru güçleriyle birlikte çözmelidir.

Suriye ile anlaş, İdlip ve Afrin düğümünü çöz

Bu sabah gazetelerin manşetlerinde İdlip’te yaşanan gelişmeler vardı. Astana’da belirlenen “çatışmasızlık bölgeleri”nden biri olan İdlip, Türkiye’nin denetiminde. Fakat 5 Ocak’ta, İdlip’ten yönlendirildiği düşünülen on üç İHA (insansız hava aracı) Rusya’nın Hmeymim ve Tarsus üslerine saldırıda bulundu. Bu gelişme üzerine Suriye devlet güçleri dün İdlip’e 40 kilometre uzaklıkta konuşlanan El Nusra (Heyet Tahrir Şam ve Şam'ın Fethi Cephesi) teröristlerine karşı bir saldırı başlattı. Rusya ve İran Suriye’yi desteklerken AKP hükümeti bu müdahaleye karşı çıktı.

Hükümete yakın gazeteler Esad’a “katil” demekte ısrar ediyor fakat ABD’ye olan mesafelerine göre kimisi İran ve Rusya’yı, kimisi ise ABD’yi esas sorumlu olarak hedef aldı. ABD’nin ideolojik etkisinde bulunan çevreler, bu gelişmeyi Astana Mutabakatı’nın geleceğini sorgulama fırsatına çevirdi. Rusya ve İran Büyükelçilerini Dışişleri Bakanlığı’na çağırılması ve Rus Savunma Bakanlığı’nın Hulusi Akar ve Hakan Fidan’a mektup göndermesi, ayrışma tablosunun kanıtları olarak sunuldu. Oysa bu görüşmeler, daha önce olduğu gibi şimdi de pürüzleri giderme iradesine bağlı hamleler.

Bunu nereden biliyoruz? Rusya ve İran, İdlip’ten yapılan saldırıların ardında Türkiye’nin değil ABD’nin olduğunu çeşitli biçimlerde ifade ediyor. Türkiye de, ABD’nin PYD’yi ordulaştırma girişimine karşı maslahatgüzarını çağırarak, tavrını ABD’ye karşı gösteriyor. Afrin operasyonunun, Rusya ve İran yüzünden değil fakat ABD’nin şantaj ve tehditleriyle geciktirildiği herkesin malumu. Bu durumda Astana’da oluşan Rusya-İran-Türkiye işbirliği, hiç olmadığı kadar hayatidir. ABD’nin PYD’yle Türkiye’yi kuşatma planı, ancak bu ittifakla püskürtülebilir. IŞİD’in bitirilmesinden sonra ABD’nin bölgeden def edilmesinin yolu PKK-PYD’yi temizlenmesinden geçiyor.

Öyleyse İdlip’te tartışılan nedir? Görünüşte, Esad güçlerinin İdlip’e girip girmemesi tartışılıyor. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, garantör ülkeler olan Rusya ve İran’a Suriye’yi durdurma çağrısı yapıyor. Fakat gerçekte tartışılan, ABD’nin PYD terörüyle kuşatma hazırlığı içinde olduğu ülkemizin, Türkiye’nin güvenliğidir. AKP hükümeti, denetiminde bulunan İdlip bölgesinde ABD’nin terör örgütleri üzerindeki etkilerini engellemekte yetersiz görünüyor. Esas vahim olan, hükümetin, Suriye’nin meşru hükümetini düşmanca ifadelerle hedef almaya devam ederek bölge ülkelerinin sahada birlikteliğini geciktirmesidir.

Hükümete yakın gazetelerin yazarları dahi feryat ediyorlar: Afrin operasyonu daha fazla gecikmesin! Doğrudur, Afrin operasyonu PYD’nin Türkiye’yi kuşatma manevrasını boşa çıkarmanın kilit hamlesidir. Derhal hayata geçirilmelidir. Fakat eğer Suriye’yi hedef almaya devam edersiniz, İran ve Rusya’yla işbirliğini zayıflatırsanız, ABD’nin güdümündeki terör örgütlerine nefes sahası açarsınız. Hükümetin Esad düşmanlığıyla yapmakta olduğu budur ve Türkiye’nin güvenliğine zarar vermektedir.

Türkiye ABD’nin bölücü planlarına seyirci kalmayacağına göre, bölgesel işbirliğini güçlendirmeye mahkûmdur. İdlip ve Afrin’de ABD eliyle oluşan düğüm, Suriye düşmanlığıyla kördüğüme dönüşür. Çare bellidir. Hükümet derhal Suriye’yle anlaşmalı ve ABD güdümlü terörün bitirilmesine uzanan İdlip ve Afrin düğümlerini bölgenin meşru güçleriyle birlikte çözmelidir.

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler