ABD Askerine Çuval Protestosu Davası Son Savunma “Bağımsızlık ve hürriyetlerini her ne pahasına ve her ne karşılığında olursa olsun zedeleme ve kısıtlamaya asla müsamaha etmemek; bağımsızlık ve hürriyetlerini bütün mânasıyla koruyabilmek ve bunun için gerekirse, son ferdinin son damla kanını akıtarak insanlık tarihini şanlı örnek ile süslemek; işte, bağımsızlık ve hürriyetin hakikî mahiyetini, geniş mânasını, yüksek kıymetini, vicdanında kavramış milletler için temel ve ölmez prensip! Ancak bu prensip uğrunda her türlü fedakârlığı, her an yapmaya hazır milletlerdir ki, devamlı olarak insanlığın hürmet ve saygısına lâyık bir topluluk olarak düşünülebilirler.”
Mustafa Kemal Atatürk
Sayın Yargıç
Her şeyden evvel, bu ölmez prensibin temsilcileri olarak karşınızdayız. 13 gün sonra 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda, kuruluş yıldönümünde 10. Yılını dolduracak olan Türkiye Gençlik Birliği (TGB) yöneticileri ve üyeleri olarak biz, bu ülkenin, Atatürkçü, vatansever ve devrimci gençliğinin temsilcileriyiz. Biz, görevini Gençliğe Hitabe’den, yetkisini Bursa Nutku’ndan alan Mustafa Kemal Atatürk’ün gençleriyiz. Çeşitli numaralar, harflerle tanımlanan zorunlu bilgilerden ziyade esas kimlik beyanımız budur.
Yargılandığımız bu davada savunmamızı yaparken, tek tek hiç birimiz kişisel kaygılar taşımamaktayız. Savunmamız, iddianamede belirtilen suçlamalar sebebiyle biz sanıklar için olası cezalandırmaları önlemek kaygısını taşımamaktadır. Tek kaygımız, ülkemizin bağımsızlığı için ömrümüzün sonuna dek vereceğimiz mücadelenin kararlılığını ifade etmek ve tarihe not düşmektir. Türk gençliği, dün olduğu gibi, bugünde ve gelecekte, her hal ve şart altında ülkesinin ve insanlığın yararına olacak her işi, eylemi gerçekleştirecek. Sorumluluklarından kaçmayacak. Korkmayacak ve sinmeyecektir.
Binlerce kilometre öteden gelip, silahlı kuvvetlerini yığıp; işgalle, bombalarla, işkencelerle ve her türlü insanlık dışı eylemleriyle bölgemize ve ülkemize emperyalist çıkarları için saldıran Amerikan emperyalizminin tam karşısındayız. Silah ve para ile besleyip, eğitip, yönettikleri terör örgütleri aracılığıyla Türkiye’ye karşı düşmanca eylemlerini sürdüren Amerikan silahlı gücünden korkmadığımızı bir kere daha ifade ediyoruz.
Sorumluyuz
Bugün, Türkiye’nin ve insanlığın baş belası olan Amerikan emperyalizmine karşı mücadelede en ufak bir geri adım atmayacağız.
Dünyada ezilen bir milletin, emperyalizme karşı ilk zaferini sağlayan Kurtuluş Savaşı’nı vermiş bir milletin evlatlarıyız. Atalarımıza karşı sorumluyuz.
Amerikan emperyalizminin, Afganistan’da, Irak’ta, Libya’da, Suriye’de katlettiği milyonlarca kardeşimize karşı sorumluyuz.
Bugün, Amerika’nın kara gücüm dediği PKK’sından, kurduğunu ve güttüğünü bütün dünyanın bildiği IŞİD’ine kadar, bölücü ve gerici terör örgütlerine karşı mücadelede, şehir merkezlerimizde patlatılan bombalarla, haince saldırılarla şehit düşen mehmetçiklere, polislere, köy korucularına ve yurttaşlarımıza karşı sorumluluğumuz var.
ABD’nin en büyük bayram gününde, 4 Temmuz 2003 günü, Irak'ın Süleymaniye kentinde başına çuval geçirilen 11 Mehmetçiğimize ve aşağılamaya kalktıkları Türk milletine karşı sorumluluğumuz var.
Amerikan Emperyalizmi’ne Karşı Mücadele Suçsa, Suçluyuz!
12 Kasım 2014 günü Boğaziçi’ne demir atan ABD savaş gemisine karşı tepkimiz, topraklarını kanlı postallarıyla kirleten Amerikan askerine karşı eylemimiz ülkemize ve insanlığa karşı sorumluluklarımızın gereğiydi. Eylemimizde haklıyız.
Bugün 6 Mayıs 2016. Bundan 44 yıl önce Amerikan emperyalizmine karşı mücadele etmek dışında bir niyeti olmayan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edildiği günün yıldönümünde bir aradayız. 1968’de Amerikan askerlerini denize dökenlerin Deniz Gezmişlerin, Hasan Yalçınların mücadelesinin temsilcileri olarak karşınızdayız.
Onlar gibi bir kez daha ifade ediyoruz. Amerikan emperyalizmine karşı mücadele etmek suç değildir. Eğer suç olarak tanımlanıyorsa bilinsin ki bu “suç”u işlemeye devam edeceğiz. Bu “suç”un bedeli neyse hazırız. Ülkemizin bağımsızlığının bedeli her bedelden üstündür.
Mehmetçiği Vuranı, Eğiten, Eline Silah Veren Amerika
Biz sanıklara yönelik olarak, 4 ayrı suç isnadı yapılmıştır. Bu suçlar hakaret, basit yaralama, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama, mala zarar vermedir. Avukatımız bu suçlamaların hiç bir gerçekliği yansıtmadığını kanıtlarla ve emsal kararlarla ortaya koymuştur. Tekrara ihtiyaç yok.
Tekrara ihtiyaç olan konu ise ülkemiz üzerindeki Amerikan kaynaklı tehlikedir. ABD, bölücü terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD’ye silah, eğitim, lojistik anlamında desteklemekte ve geçen hafta ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Mark Toner’in yaptığı gibi[1] açıkça bunu ifade etmektedir.
Amerikanın eğittiği teröristler, Amerika’nın verdiği silahlarla mehmetçiğe kurşun atmakta, bombalı saldırılar düzenlemektedir. Açıktan itiraf edilen esas suç budur. Bu suçu işleyenler, Türk milletinden ve Türk gençliğinden gereken cevabı almaya devam edecekler. Terör örgütlerini destekleyen hiç bir yabancı askeri vatanımızda istemiyoruz. Türkiye, eli kanlı Amerikan askerlerinin elini kolunu sallayarak dolaşacağı gezinti yeri değildir.
‘Birinci Vazife’nin Gereğini Yapmaya Devam Edeceğiz
Bu ülke Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkesidir. Türk gençliğine Atatürk’ün verdiği birinci vazife bellidir: Türk istiklalini ve Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek. Türkiye Gençlik Birliği yöneticileri ve üyeleri olarak birinci vazifemizi her şeyden önemli sayıyoruz.
Türk gençliği, istiklaline ve cumhuriyetine dönük her türlü saldırıya göğüs gerecek, o saldırının merkezi olan Amerikan emperyalizmine karşı bütün halkımızı bilgilendirmeye ve mücadeleye sevketmeye devam edecektir.
Amerikan askerine geçirdiğimiz çuval, bu kararlılığın ve iradenin sembolüdür.