Mehmetçiği sırtından vuran belediyeye özgürlük tanınamaz!

Emine Bulut’un Feryadı Işık Olacak

Emine Bulut’un son çığlığı ve kızının feryadı boğazımızda düğümlendi, yüreğimizi yangın yerine çevirdi. Hepimiz isyan ettik çaresizliğimize ve bu utancı bir daha yaşamamak için.

Türkiyemiz kadına şiddetin böylesine pervasızlaştığı bir ülke olmayacak. Cumhuriyet Devrimi’nden beri kadınını yaşatmakla ve özgürleştirmekle iftihar etmiş bir ülkeyiz. Bunu tersine çevirmeye çalışanlara, yaşamı kadınlara zindan edenlere geçit vermeyeceğiz.

Katilin en ağır şekilde cezalandırılacağına inanıyoruz, ama yetmez. Kadın, toplumsal hayatın asli ve eşit parçası olursa, çocuklarımız küçük yaştan itibaren Cumhuriyet’in eşitlik, insana saygı ve sevgi, adalete güven kültürüyle yetiştirilirse kuruturuz bu bataklığı.

Bu kültürü ülkemizin her yerinde yeniden yeşertmek için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Özgecanların, Emine Bulutların çığlığı, boşlukta yankılanmayacak. Onların feryadı, milyonlarca kadının güven içinde yaşadığı bir geleceğe ışık olacak. Söz veriyoruz!

Terörle Mücadelede Kayyım* Kararlılığı

Geçen hafta önemli bir siyasi kırılma yaşandı. İçişleri Bakanlığı yasaların verdiği yetkiye dayanarak HDP’li Diyarbakır, Van ve Mardin Belediye Başkanlarını görevden aldı ve yerlerine bu illerin valilerini vekaleten görevlendirdi ya da yaygın kullanımıyla “kayyım” olarak atadı.

Bir tarafta sözüm ona bir “demokrasi korosu” sahneye çıktı ve Kandil’den belirlenen, PKK’ya yardım ve yataklığı ayyuka çıkmış belediye başkanlarına kalkan olmaya soyundu. “Halkın iradesine saygı” adı altında karara karşı çıkanlar, “Mehmetçik canını ortaya koyup savaşırken PKK’nın belediyeleri milletin vergileriyle hendek kazsın, mayın döşesin, haraç toplasın, dağa gerilla taşımak için nakliye konvoyları, ikna merkezleri kursun”, demiş oldular.

Mehmetçiğin namlusundan bakanlar ise “yok öyle yağma” dediler ve kayyım kararını alkışladılar. Bu bir hükümet ya da muhalefet meselesi değil, Türkiye’nin terörle mücadelede kararlılığı meselesidir. PKK’yı kesin yenilgiye uğratacaksak, kravat takan PKK’lıların kamu kaynaklarını ve devlet imkanlarını gasp etmesine izin veremeyiz. Her şeyden önce canı pahasına savaşan Mehmetçiğe olan vefa borcumuzdur bu bizim.

Bu mücadelenin daha tutarlı olması için eksik kalan tek şey HDP’nin kapatılmasıdır. Kandil’in siyasete müdahale kanallarını kökten devre dışı bırakmadan gerçek demokrasi hiçbir şekilde tesis edilemez. Türk gençliğinin beklentisi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ve yetkili kurumların bu eksikliği kapamak üzere daha fazla vakit kaybetmeden harekete geçmesidir.

Dağa Kaldıran ‘Demokrasi’ ve Hacire Ana’nın Dirayeti

O demokrasi, demokrasi diye cansiperane önüne yattıkları HDP’nin ne menem bir demokrasisi olduğu aynı hafta içinde Hacire annenin başlattığı mücadeleyle ortaya çıktı.

HDP’liler tarafından dağa kaçırılan oğlu için HDP İl Başkanlığı önünde oturma eylemi yapan Hacire Akar, HDP’lilerin saldırılarına rağmen yılmadı ve dört günlük çabası sonuç verdi.

HDP-PKK’nın gençleri dağa kaldıran ‘demokrasi’ düzmecesi, yüreği yanan bir annenin gözü kara tavrına çarptı. Hacire Anamızı, oğulları dağa kaldırılan annelere yol gösteren ve HDP’yi işaret ederek hedefi tam 12’den vuran bu cesur mücadelesi nedeniyle tebrik ediyoruz.

PKK, Türk Ordusunun Pençe’sinde

ABD ile Güvenli Bölge mutabakatı hala tartışılmaya devam ederken Ordumuz PKK’ya karşı yürüttüğü Pençe Harekatları’nın üçüncüsünü, “Sinat-Haftanin bölgesinde bulunan teröristleri ve kullandıkları mağara, sığınakları imha etmek maksadıyla” başlattı.

PKK’nın Kuzey Irak’taki geçiş güzergahlarını, sığınaklarını ve güç bölgelerini kıskaca alan Silahlı Kuvvetlerimiz, çemberi daraltarak PKK’nın bütün yaşam damarlarını kesme yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Türk Ordusu’nun pençesine aldığı PKK, bölge ülkeleri ve özellikle Suriye’yle anlaştığımız ve ABD’yi devre dışı bıraktığımız takdirde nihai olarak haritadan silinecek ve sıra bütün sorunların kaynağı olan emperyalist ABD’nin bölgeden tamamen def edilmesine gelecektir.

Mehmetçiğimizin başarısından bir an dahi şüphe etmiyor, operasyona katılan askerlerimizin sağ salim ülkemize dönmesini temenni ediyoruz.

* Türk Dil Kurumu’na göre “kayyım” diye bir sözcük bulunmuyor; doğrusu “kayyum” olarak gösteriliyor. Fakat söz konusu terim gündelik değil, hukuki-teknik anlamıyla kullanıldığı için doğru kullanım yasalarda da yer aldığı şekliyle “kayyım” ifadesidir.

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler