Mithat Paşaların Hürriyet Mücadelesinde Türkiye İçin Kenetleniyoruz!

Vatan savunmamızı sürdüren milli devrimci çizginin başlangıcı Mithat Paşa’nın önderliğinde gerçekleşen Meşrutiyet Devrimi'dir

 Mithat Paşaların Hürriyet Mücadelesinde Türkiye İçin Kenetleniyoruz!

Mithat Paşa, sadece “devlet adamı” diye nitelendirilerek sıradanlaştırılacak ve halktan kopartılacak bir şahsiyet değil. Mithat Paşa, Osmanlı devleti ve bürokrasisi içinde Genç Osmanlı devrimciliğini eylemli olarak yerine getiren, halkın çıkarlarını pratikte memleket sandıkları, tarım işletmeleri, eğitim kurumları gibi uygulamalarla savunan, Osmanlı topraklarında yaşayan milliyetler için eşitlik ve özgürlük vadeden bir halkçı. Padişahın mülkü olan toprakların köylülerin ortaklaşa emeğiyle işlenmesinin yolunu açan Mithat Paşa, ülkenin vatan haline gelmesinin ve büyük bir tarihsel sıçrayış yaşamamızın da öncüleri arasında yer alıyor.

ANAYASA VE KEYFİ YÖNETİMİ SINIRLAMA

Mithat Paşa 1876 Meşrutiyetini hayata geçiren lider isimdir. Tarihimizin bu ilk anayasası bütün eksiklerine rağmen halk yönetiminin ve cumhuriyete giden yolun önünü açmış, Türkiye halkının sırtından inmeyen padişahlık kurumuna sorumluluklarını bildirmiş ve yetkilerinin sınırsız olmadığını göstermiştir. Mithat Paşa tüm bunları yaparken, meşruluğunu halkın iradesinden aldığını belirtmiştir. Bu büyük ve tarihsel eylem aynı zamanda cinin şişeden çıktığının işaretidir. Nitekim 1908 Devrimi ve 1. Dünya Savaşı’ndan Cumhuriyetimizin kuruluşuna kadar geçen süredeki vatan savunmamızı sürdüren milli devrimci çizginin başlangıcını da Mithat Paşa’nın önderliğinde gerçekleşen bu tarihsel eylem oluşturur.

İNGİLİZ SÖMÜRGECİLİĞİNE DİRENİŞİ

Mithat Paşa İngiliz sömürgeciliği ve Çarlık yayılmacılığına karşı neredeyse tek başına mücadele etmiş, büyük devletlerin arasındaki çelişmelerden ülkesi için yararlanmayı bilmiştir. Onun aşağıdaki sözleri bağımsız ve özgür yaşamak için her türlü zulme karşı mücadele eden devrimci aydın geleneğimizin tutumunu yansıtır:
“Yürütme ve yasama yetkileriyle donatılmış ve yabancılardan oluşacak bir uluslararası kontrol komisyonunu hiçbir Türk Nazır kabul edemez. Evet, savaş imparatorluğu yıkar. Ama şerefsizce boyun eğmek de sonuçta öldürücü olur. Şerefsizce ölmektense, şerefle savaşıp ölmek evlâdır.”

ABDÜLHAMİT ZORBALIĞI VE MİTHAT PAŞA GELENEĞİ

Abdülhamit, Mithat Paşa’nın halkın yönetime ortak olması ve padişahlık kurumunun keyfi, zorba ve baskıcı yönünü sınırlama isteğine bir komployla yanıt vermiştir. Mithat Paşa’nın Sultan Abdülaziz’i öldürttüğü iddia edilmiş, Yıldız Mahkemesi denilen uyduruk bir mahkeme halk düşmanı ve yolsuzluklarıyla ün salmış birinin başkanlığında kurulmuş, Abdülhamit bu olayın basına yansımaması için İngiliz gazetecileri bile satın almaya kalkmıştır. Mithat Paşa, alçakça Taif zindanında boğdurulmuş, kafası gövdesinden kopartılarak Abdülhamit’in huzuruna getirilmiştir. Abdülhamitçilik aynı zamanda devrimci iradeden korkunun çizgisidir. Mithat Paşa tek başına bir şahsiyet değil, devrimci, cumhuriyetçi ve yurtsever bir programın temsilcilerindendir. Ölüsünden bile korkulmasının nedeni buydu. Ancak devrimci ruhu öldürmek mümkün değil. O ruh II. Meşrutiyet’te Mithat Paşa’yı bayrak yaparak ortaya çıkmış, Cumhuriyet Devrimi’yle en büyük atılımını yapmış ve bugünlere kadar gelmiştir. Gelecek, Mithat Paşaların başlattığı devrimci geleneğin daha kapsamlı ve derinlikli olarak gerçekleşeceği günlere gebedir.

 

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler