Uğur Mumcu Gazetecilik Okulunun ilk günü tamamlandı

Gazeteci Uğur Mumcu'yu aramızdan ayrılışının 25. yılında düzenlediğimiz Uğur Mumcu Gazetecilik Okulunun ilk günü tamamlandı.

Uğur Mumcu Gazetecilik Okulunun ilk günü tamamlandı

Gazeteci Uğur Mumcu’nun aramızdan ayrılışının 25. yılında düzenlediğimiz Uğur Mumcu Gazetecilik Okulunun ilk günü tamamlandı.

Türkiye Barolar Birliği’nde (TBB) yapılan gazetecilik okulunda İletişim Bilimci, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Eski Dekanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, Milliyet, Akşam, Cumhuriyet Gazetesi eski muhabiri, 26. Dönem Milletvekili Utku, Sözcü Gazetesi Muhabiri Gökmen Ulu, Hürriyet Gazetesi eski Baş Yazarı, Önceki Dönem Basın Konseyi Başkanı, 25. Dönem Milletvekili, O. Oktay Ekşi, Aydınlık Gazetesi Yazarı, Atatürk’ün Bütün Eserleri Genel Yayın Yönetmeni H. Şule Perinçek ve Aydınlık Gazetesi Haber Müdürü Tevfik Kadan ders verdi.

Uğur Mumcu Gazetecilik Okulunun açılış konuşmasını yapan Genel Başkanımız Cem Dikmen, konuşmasında “Uğur Mumcu’yu katledenler sandılar ki Uğur Mumcular ölecek, unutulacak ve mücadelesi silinip gidecek. Ancak şunu bir türlü anlayamadılar: halkını aydınlatmak için canını ortaya koyanlar öldükleri zaman aslında ölümsüzleşirler. Çünkü onların fikirleri onlardan sonra gelen genç nesillerin zihinlerinde yaşamaya devam eder. Burada onun ahlakını, erdemini, halkına karşı sorumluluğunu ilelebet yaşatmak ve onun hayalindeki Türkiye’yi kurana dek mücadele etmek için toplandık“ dedi.

Okulun açılış konuşmasını yapan Metin Feyzioğlu, “Uğur Mumcu’yu anmak, yaptığını yapmakla olur. Önce bilgi, sonra fikir sahibi olmakla olur. Milli duruşla olur.” cümlelerini kullandı. Konuşmasının sonunda Türk gençliğinin, Türkiye üzerine oynanan senaryoların hayata geçirilmesine izin vermeyeceğini vurgulayan Feyzioğlu, “Afrin Harekatı başladıktan sonra milleti yalan haberlerle kandırmaya çalışanlar, ya PKK’lıdır ya emperyal güçlerin kuklasıdır. İşte o fazla düşünmeyenleri bilgilendirmek bizim görevimizdir. Afrin’de savaşan, ovalarımızı bekleyen kahraman asker ve polislerimize, şehitlerimize bir kez daha yürekten şükranlarımızı sunuyorum“ sözleri ile konuşmasını tamamladı.

Bedel ödeyen kuşakların temsilcisinin bugün TGB olduğunu söyleyen Uğur Mumcu’nun ağabeyi Av. Ceyhan Mumcu yaptığı konuşmada "Kadrolar eylem içinde doğar der Uğur, bu ne demek? Bu ülkede ilk defa ümmet yetmez, esas olan devlettir, millettir, vatandır diyen Namık Kemal’den bu yana bedel ödeyen kuşaklardır. Namık Kemal’den bu yana bedel ödeyen kuşakların temsilcisi bugün Türkiye Gençlik Birliğidir" dedi.

Konuşmalardan sonra başlayan ders sunumları ise 6 oturumda tamamlandı.

Oturumların ilki Prof. Dr. İrfan Erdoğan’ın gazetecilikte yöntem ve ilerleyiş konulu sunumu ile başladı. Gazetecilik mesleğinde tarafsızlığın mümkün olmadığını söyleyen Erdoğan, “Gazeteci örgütlü yapının bir parçasıdır. Peki, bu koşulda tarafsızlık olabilir mi? Olamaz. Örneğin gündeme bakıyoruz ve o gündemden seçtiklerimizi haberleştiriyoruz. İşte seçtiklerimizle bile aslında tarafsızlığımızı bitiriyoruz. Onun için tarafsızlıktan bahsetmek kendini haklı çıkarma çabasından başka bir şey değildir” ifadelerini kullandı.

İkinci oturumda sunum yapan CHP milletvekili Utku Çakırözer, araştırmacı gazetecilik meselesini örneklerle anlattı. Çakırözer sunumunda şunları vurguladı: "Tarım sektöründe size ‘tarım çağ atladı’ derler. Polatlı’ya gittiğiniz de o resmin öyle olmadığını anlatırsınız. Uğur ağabey de el attığı her konuda böyle yapmıştır. Gericilik bölücülük meselesi… Hep resmin arkasına bakarak haberi yapan aydındı. Titizlik gerektiriyor."

Medya ve siyaset konusunu gençlerle tartışan Gökmen Ulu, şunları söyledi: "Teröre destek asla basın özgürlüğü kapsamına girmez. Ulusal refleks ve bütünleşme duygumuzu asla yitirmememiz lazım. Bugün mehmetçik bizim için Afrin’de. Amerika Türkiye'nin güney sınırında. Suriye'de sınır boyunca 30 bin kişiden oluşan bir terör devleti kurmak istiyor. Hiçbir ülke ve hiçbir devlet buna seyirci kalamaz. Afrin bu açıkça gelen tehdite karşı bir savunma harekatıdır. Biz bunu doğru buluyoruz diye AKP'nin yanında değiliz. Çıkış yolunun cumhuriyetin kurtuluş felsefesine sıkıca sarılmak ve yeniden Kuvay-ı Milliye ruhuyla el ele vermenin zaruret olduğunu düşünüyorum.”

Dördüncü oturumda gençlerle bir araya gelen Oktay Ekşi ise Türkiye’de gazeteciliğin serüvenini anlattı. Ekşi, "Gazeteci benim anlayışıma göre gözlemcidir. Objektif haberde objektif bir şekilde gözlemlediğini okuyucuya veya izleyiciye aktarmaktır muhabir olan gazetecinin görevi. 1908'e geldiğimiz zaman görüyoruz ki gazeteci yalnızca gözlemci değil aynı zamanda eylemcidir. 31 Mart Vakasını çıkartan aslında Derviş Vahdeti adlı bir yobazın volkan gazetesi ve onun tahrikleridir. Bu anlayış sonraki yıllarda da uzun süre devam etmiş bir anlayıştır. Hala gazeteciliğimizde eylemcilikle gözlemciliğin ayrı işlevler olduğu konusunda yeterli bir bilince ulaşıldığı konusuna ben şahsen kani değilim" dedi.

Gerçekle buluşturmanın, bilgilendirmenin bir görev olduğunu vurgulayan Şule Perinçek, toplumsal gazetecilik sorumluluğu konusunda verdiği derste şunları söyledi: “Özellikle toplumların bilgilenmeye, ilerlemeye ihtiyacının gelip dayattığı doğum sancıları çekildiği dönemde ilerlemenin ihtiyaç olduğunu bilmek için de bilgiye ihtiyacınız var. Haklar ancak bilirseniz sahip çıkılır. Gerçekle buluşma bilgilendirme bir görev bir hizmet. Bunun yolları bugün nasıl döşenir? 1- Bağımsızlık 2- Üretim ekonomisi 3- Terörün bitmesinden yanayız. 4-Terörü bitirmek için komşularımızla el ele vereceğiz. Basında tek de kalsanız cesaretli olacaksınız, haber peşinde koşacaksınız, etkili ve inandırıcı olacaksınız, cinsiyet, din, ırk ayrımcılığı yapmayacaksınız. Hırsınız hizmet hırsı olmalı."

Tevfik Kadan, son oturumda yaptığı sunumda “Geleneksel Gazetecilik ve İnternet Gazeteciliği” konusunu ele aldı“. Yeni medya gazeteciliği” ana başlığı altında; sosyal medya haberciliği, video haberciliği, mobil habercilik ve yurttaş gazeteciliği, drone haberciliği, robot haberciliği, veri gazeteciliği gibi alanları gençlere anlattı.

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler