20.Yüzyılın Son Savaşçısı: Fidel Castro

Atatürk’ün, Lenin’in, Mao’nun ve Castro’nun mücadelesi bu yüzyılda daha da ileriye gidecektir. Amerikan emperyalizmi kaybedecektir.

20.Yüzyılın Son Savaşçısı: Fidel Castro

YAZAR

"Beni suçlayabilirsiniz, sorun değil: Tarih beni aklayacaktır.’’

Castro

"Devrim hareketine 82 kişiyle başladım. Eğer bunu tekrar yapmak zorunda kalsaydım yanıma 10 ya da 15 sadık insan alırdım. Eğer sadıksanız ve hareket planınız varsa ne kadar küçük olduğunuzun hiçbir önemi yoktur.’’

Castro

"Devrim için savaşmayana komünist denmez.’’

Castro

"Ya Vatan Ya Ölüm!’’

26 Temmuz Hareketi sloganı

Biliyoruz ki, 25 Kasım 2016 tarihinde, tüm devrimciler bir şok ve büyük bir üzüntü yaşadı. Yıllardır öleceğini hiçbir zaman düşünmediğimiz, Küba devriminin önderi ve mazlum milletlerin öncülerinden Fidel Castro hayata veda etti.

Fidel Castro; 20.yüzyılın, 21.yüzyılda hayatta kalan tek devrimci önderiydi ve devrim birikimini teorisi ve pratiğiyle 21.yüzyıla taşımıştı. Mazlum milletlerin,Amerikan emperyalizmine karşı savaşında, halen daha asla yıkılmayacak bir dev gibi tüm heybeti ve ihtişamıyla emperyalistlerin korkusu, mazlum milletlerin güvencesi olarak dimdik duruyordu.

Devrimciler için emperyalizm çağında, tek haklı savaş, emperyalizme karşı savaştır. Fidel Castro bu savaşın, pratiğini ve zaferini 20.yüzyılda yapan ve 21.Yüzyılda yaşayan son savaşçısıydı.

Bildiğimiz gibi, "İnsanlar doğar, yaşar ve ölür’’. Bu biyolojik bir süreçtir. Fakat meselenin tarihsel yönü çok farklıdır. Tarihsel olarak da insanlar doğar, yaşar ve ölür elbette. Fakat bıraktığı eylemsel ve fikirsel miras ile, biyolojik olarak ölse bile ebediyen yaşayacak kişiler vardır. İşte böyle bir isimdir Fidel Castro. 20.yüzyıla damgasını vurmuştur gerçekleştirdiği devrim ile. Ve bugün tarih bize gösteriyor ki, salt 20.yüzyıla damgasını vurmakla kalmadı Castro. Fikirleriyle ve eylemleriyle bugün de gelecekte de dünyaya damgasını vuracak.

Peki nedir Fidel Castro’yu bu noktaya taşıyan gerçeklikler? Bu sorunun yanıtları, eminiz ki Fidel Castro’yu tüm gerçekliğiyle anlamamızı sağlayacak.
Öncelikle, Fidel Castro tüm yaşamıyla, kişiliğiyle ve eylemleriyle baştan aşağıya bir devrimcidir. Kimi zaman elinde tüfekle Amerikan emperyalizmine ve diktatörlüğe karşı savaşırken görürüz Castro’yu, kimi zaman ise tarlalarda çalışırken. Kimi zaman burnunun ucunda ki dünyanın en büyük namussuzu ve en büyük teröristi Amerikan emperyalizmine meydan okurken kürsülerde görürüz Castro’yu, kimi zaman da fabrikada işçilerle beraber ter dökerken. Kimi zaman vatanı ve halkı için durmadan her alanda çalışırken görürüz Castro’yu, kimi zaman da Amerikan emperyalizmine karşı tüm mazlum milletlerle dayanışma içerisindeyken.

En önemli husus ise, Castro’nun vatansever bir devrimci olması ve her ne şartta olursa olsun emperyalizme boyun eğmemesidir. Bu iki nokta, bugün de devrimciliğin ve Marksistliğin kıstasıdır.

Castro’nun önderlik ettiği, Küba devrimini gerçekleştiren 26 Temmuz Hareketi’nin temel sloganı "Ya Vatan Ya Ölüm’’. Castro ve arkadaşları, Amerikan emperyalizmine ve onun uşağı Batista’ya vatanlarını teslim etmemek uğruna mücadeleye başlamışlardır. Bu amaç, sloganlarında da açıkça görülmektedir.

Castro’nun devrimciliği vatanseverliği, iktidar sürecinde onu Marksizme götürmüştür. Bugün de Amerikan emperyalizminin kollarının altında ‘’devrimcilik’’ oynayan serserilerin ve satılmışların bu noktayı iyi anlaması gerekmektedir. Castro, pratiğiyle bizlere vatanseverliğin en büyük örneklerinden bir tanesini göstermiştir. O, Amerika’nın yanı başında Amerikan emperyalizmine karşı savaşırken, bugün onu ananların bazılarının Amerikan emperyalizminin köpekliğini yapması komiktir. Castro’nun kendi vatanının devrimci mirasını sahiplenmesi ve ona yaslanarak ilerlemesi de diğer bir önemli noktadır. Jose Marti’ye duyulan saygı ve onun sahiplenilmesi bunun en büyük örneğidir.

Bir başka nokta. Amerikan emperyalizmi, Fidel Castro’nun iktidarını devirmek uğruna yıllarca uğraş vermiş, Küba’yı işgale kalkışmış, Castro’ya beş yüzü aşkın suikast girişiminde bulunmuştur. Ambargolar da cabası. Tüm bunlara rağmen, Amerikan emperyalizmine karşı savaşımında bir adım bile geri atmamış, her daim daha da ileriye gitmiştir Castro. İşte bize bıraktığı başka bir miras da budur: Emperyalizme karşı sonuna kadar yılmadan, yorulmadan savaşmak…

Fidel Castro’nun büyük devrimci önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye hakkında ki tespitleri de oldukça önemli ve değerlidir.

PKK’nın yakın zamanda Amerikan emperyalizminin petrol bekçiliğini üstleneceğini söyleyen Castro, aynı zaman da Atatürk hakkında da şunları söylemiştir:

‘’ Atatürk sosyalist olsa da aynı şeyleri yapardı. Kendinize başka esin kaynağı aramayın. Büyük bir deha ve komutan olan Kemal Atatürk’ün kıymetini bilin ve kendinize başka önder, yol ve yordam aramayınız.’’

‘’ Devrimci Kemal Atatürk varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar. Atatürk, 1919’da Anadolu’dan düşmanları kovmak için Bandırma Gemisi’yle Samsun’a çıktı. Ve anti-emperyalist bir savaş verdi ve zafere erişti. Biz, Atatürk’ün bu devrimci savaşından etkilendik-esinlendik ve tam 40 yıl sonra, 1959’da Granma Gemisi’yle Havana’ya çıktık. Ülkemizden emperyalistleri ve işbirlikçisi Faşist Batista rejimini yıkmak için. Biz de zafere eriştik. Bizim ve tüm mazlum halkların esin kaynağıdır Devrimci Kemal Atatürk. Sağdan sola doğru yazılan Arap harfli alfabeyi bırakıp, soldan sağa doğru yazılan Latin harfli ABECE’ye geçilen Harf Devrimi başta olmak üzere, bir dizi Çağdaş ve Aydınlanmacı Cumhuriyet Devrimlerini bu kadar kısa sürede biz asla başaramazdık.’’

Tabii ki de bu tespitler bizler için şaşırtıcı değildir. Olağandır. Çünkü Castro ve Atatürk’ün mücadele pratiği aynıdır: Emperyalizme karşı savaşmak ve emekçilerin iktidarını, refahını tayin etmek. Dünyada ilk anti-emperyalist kurtuluş savaşının lideri Atatürk, Castro’nun da esin kaynağı olmuş, bizlere bu öğütleri vermiştir. Castro’nun Atatürk sevgisi ve hayranlığı, Küba’da Atatürk büstleri ile de vücut bulmuştur.

Son olarak…

Fidel Castro’nun hayata veda etmesiyle Amerikan emperyalizmi ve onun uşakları bayram etmeye başladı. Şu yorum yapılıyor: ‘’Bir devir sona erdi’’
Hayır! Emperyalizme karşı ulusal kurtuluş savaşları, milli demokratik devrimler ve sosyalist dünya 21.Yüzyılın gündemindedir.

21.yüzyılda, nice Atatürk’ler, Lenin’ler, Mao’lar, Castro’lar yetişecek ve dünyayı değiştirecektir.

Castro’nun idealinde ki dünya hiç olmadığı kadar daha yakındır. Eminiz. Tarih bizlere bunu gösteriyor. Bu yüzyılda emperyalizm yok olacak, Atlantik ve Batı karşısında Asya yükselecek ve dünya sınıfsız, imtiyazsız ve kaynaşmış olacaktır.

Atatürk’ün, Lenin’in, Mao’nun ve Castro’nun mücadelesi bu yüzyılda daha da ileriye gidecektir. Amerikan emperyalizmi kaybedecektir. Biliyoruz ve inanıyoruz. İşte bu yüzden:

‘’Ölüm, nereden ve nasıl gelirse gelsin, savaş sloganlarımız kulaktan kulağa yayılacaksa, ve silahlarımız elden ele geçecekse, ve başkaları yeni savaş ve zafer naralarıyla ve de makineli tüfek sesleriyle cenazelerimize ağıt yakacaksa, hoş geldi, safa geldi’’

 

Mahir Ulaş Demirkaya

TGB Kırıkkale İl Başkanı

Kırıkkale Üniversitesi

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler