68’den Bugüne Gençlik Ayakta!

"6 Mayıs bizler için bir ağıt günü değil, mücadeleye atılma günüdür."

68’den Bugüne Gençlik Ayakta!

Topraklarımızda öğrenci hareketleri yüzyıllardır büyük yankılar oluşturdu. Medreselerde ayaklanıp Bab-ı Ali baskınları yapan gençlikten,kurtuluş savaşında en önde yeralan gençlere, 6. Filoyu denize döken gençlikten, bugün 19 mayıslarda yüzbinleri bir araya getiren gençliğe.


68 gençlik hareketi 29 nisan 1968 günü Ankara’daki büyük miting yürüyüş ve mücadeleyle başlayıp,Haziran ayında”demokratik üniversite” işgalleriyle doruğa ulaştı ve zaferle sonuçlandı.

Eylemler Rusyadan Amerikaya kadar bütün dünya medyasında yankılandı. 68 hareketi avrupadan önce türkiyede başladı diyebiliriz.
68 hareketinin kuvvet aldığı durum; 27 mayıs devrimidir. 27 mayısın getirdiği özgürlükçü ortam, yeni yayınları ortaya çıkması,yayınlar üzerindeki baskıların kalkmasıyla da beraber yeni bir dünyanın varlığı fark edildi ve 27 mayısın gericiliğe ve emperyalizme karşı duruşu itibari ilede 68 hareketini etkiledi.

Bu yüzden 68 hareketi birçok yerde 27 mayıs devrimini savundu ve oradan etkilendi. Deniz Gezmişin idamla yargılandıkları savunmalarını okursak 27 mayısa sürekli atıf yaptıklarını görebiliriz.

Ayrıca Denizlerin asılmasına karşıda en büyük mücadeleleri 27 mayıs önderleri vermiştir. Devrimin önderlerin Suphi Karaman” Denizi o an oğullarımdan daha çok seviyorum” diye ifade eder.

 

ATATÜRK’Ü SAVUNMAK BOYUN BORCUDUR!

 

68 hareketi bağımsızlıkçı ve anti emperyalisttir. 68 hareketinin adı budur. Üniversiteyi savunmak,bilimi savunmak, emekçiyi savunmak önce vatanını ve onun değerlerini savunmak ile başlayabilir. Türkiyede ne zaman devrimlere bir saldırı olsa gençlik en ön cepheye koşmuştur. Örneğin; 1968 yılı başlarında
Gericiliği protesto etmek isteyen beş bin genç Gümüşsuyu’ndan yola çıkar, Saraçhane üzerinden Beyazıt meydanı’na (o zaman ki ismi Hürriyet Meydanı) varır. Teknik Üniversitesi Talebe Cemiyeti başkanı Baykan Kalaba başlar konuşmaya: ‘Baştakiler gençliği bölmek için ellerinden geleni yapıyor. Gençlik bölünmeyecektir. Ve Atatürk’ün yolunda ilerici hareketine devam edecektir’. Konuşmalardan sonra Divanyolu’na gelen gençlerin karşısında polis barikatı vardır. Beş bin genç hep birlikte Atatürk’ün Bursa Nutku’nu okurlar.

 


1 Kasımda Samsundan Ankaraya Mustafa kemal yürüyüşü başlatılır.Yürüyüşün amacı şöyle yayınlanan bildirgede şöyle açıklanır” Mustafa Kemal gençliği olarak saptırıtılan devrimi oturtma azmindeyiz,karalıyız”.Yürüyüş engellemelere ve kışkırtmalara rağmen 10 Kasımda tamalanır. Atatürk Anıtı’na çelenkler koyulur. O gün Çelenk koyanlar arasında Morrison Süleyman’ın partisi AP’de vardır. Gençlik, NATO’ya, Cento’ya bağımlı olan bir iktidarın göstermelik olarak Atatürk Anıtı’na çelenk koymasını kabul etmenin mümkün olmadığını belirtirler. Bağımsız Türkiye sloganları eşliğinde AP’nin anıta bıraktığı çelengi parçalayarak yakarlar. 69 Şubat’ında gelen 6. filoyu protesto eden binlerce genç polisin engellemesine rağmen yine Taksim Atatürk Anıtı’nda toplanır.

 

Teknik Üniversite Öğrenci Birliği Başkanı Harun Karadeniz heykelin Kurtuluş Savaşı’nı canlandıran yönünde toplanmalarını “Kurtuluş Savaşı veriyoruz” sözleriyle açıklar. Deniz gezmiş yaptığı savunmasında Mustafa kemalin idealini yalnızca biz devam ettiriyoruz der.

 

NATOYA HAYIR!

 

Türkiye NATO'ya girdiğin günden itibaren birçok şey söylenmiş,zaman zamanda bazı kesimlerce kabul edilemez ilan edildiği halde 1968 mayıs ayına kadar bununla ilgili bir kampanya başlatılmamıştı. 14 mayıs- 19 mayıs tarihleri arasında İTÜTB ve FKF İstanbul il sekreterliğinin sırasıyla “NATOYA hayır kampanyası “başlatıldı. Kampyanya programının ilk eylemi Atatürk anıtı önünde NATO bayrağını yakmak oldu. Bayrak yakmakla başlayan program 19 mayıs gecesi son bulur.

 

ÜNİVERSİTE BOYKOTLARI

 


Ziraat fakülteleri,tarım bakanlığının son düzenlemelerinden sonra büyük bir gelecek kaygısı taşımaya başlamıştı. Sırasıyla Erzurum Ankara ve İzmirde bu konuyla ilgili eylemler ve boykotlar yaşanır. Örneğin Ankara'da öğrenciler traktörlü ,inekli bir yürüyüş yaparlar. İneğin üstünde” 450 lira banada yetmiyor” yazar. 12 haziranda Deniz Gezmiş, Bozkurt Nuhoğlu ve Enver Nabalt önderliğinde boykot başlar.

 

Boykotun destek görmesinden sonra Deniz Gezmişin 3. Sınıfların sınavından önce yaptığı konuşma, oradaki duyurudan sonra diğer sınıflara da haber salınmış ve boykotun başladığı duyurulmuştur. Oluşuturulan işgal konseyinin sloganı “ sağ - sol yok boykot var”dır. Sistemin boykotu engelleme ve öğrencileri dağıtmaya çalışması sonrası oluşan olaylarda 50‘ye yakın öğrenci linç edilmiş ve yurdun camından atılan Vedat Demircioğlu hastaneden sağ çıkamamıştır. Ertesi gün öğrenciler Vedat Demircioğlu için temsili cenaze töreni düzenlerler. Bayrağa sarılı boş bir tabutla yürüyüş yapılır.

 


Eylemler daha sonra Türkiyenin her alanına yayılır. Bunun üzerine
ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Komer’in Türkiye’ye gelişinde protestolar başlar. FKF Komeri” istenmeyen adam” ilan eder. Daha sonra Komerin arabası Odtü’de yakılmıştır.

 

KANLI PAZAR

 


6. filo 10 şubatta 2.kez Türkiye’ye gelir. Protestolar çok geniş ele alınır. İlk eylem 22 gençlik örgütünün imzasıyla Beyazıt'ta yapılır. Daha sonra 13 şubatta kadın öğrenciler” ya istiklal ya ölüm” yazan siyah tişörtlerle Türk bayrağını milli mücadele döneminde Halide Edip’in dalgalandırdığı yerde dalgalandırırlar.

 

16 şubata kadar her yerde eylemler düzenlenir. 16 şubatta “emperyalizme ve sömürüye karşı işçi mitingi” planlanır. Beyazıt'ta başlayan eyleme 40 bin kişi katılmıştır. Yürüyüş sırasında gericilerin saldırısı olur bombalar patlar,etraftan taş ve sopa yağmaya başlar. Polis ise gericilerle beraber hareket eder. Saldırı sonucunda yüzlerce yaralı ve 2 ölü vardır.

 

KİTLEDEN KOPUŞLAR!

 


1970 sonlarına doğru kitle hareketinin geri çekilmesi ve yasal olanakların kısıtlanması gençlik hareketi içerisinde bu işin kitle mücadelesiyle olmayacağı şeklinde anlayışlar gelişmeye başlar. Daha sonrasında 71 yılında banka soygunları,komando kampları kurulması,dağa çıkılması gibi eylemler yapılmaya başlar.68 gençlik eylemleri ile 71 de yapılan eylemler arasında farklar vardır.

 


68 kitle eylemleri sırasında gençlik halk kitlelerinin sevgisini almıştır. 68 ‘in yukarıda anlattığımız sembolleşen eylemlerinde kitle çizgisini izlediğini görüyoruz. Ne zaman kitleyle bağlar zayıfladı maceracı eğilimler kendisini gösterdi. Maceracı cizgi,devrim fitilini değil,teslimiyeti,halka güvenmeyi ve karamsarlığı ateşledi.

 


1971 eylemlerinin arkasında kuşkusuz bir ideoloji vardır.Bu ideoloji karamsarlık ve maceracılıktır. Bireyseldir ama bilimsel değildir, o yüzden halk kitleleriyle birleşememiştir. Türkiye gençlik hareketi tarihi içerisinde bir çok doğruyu ve yanlışı barındırıyor. Doğruları öğrenmek ve bugüne yoğuntumak yanlışları ise elemek,eleştirmek gerekiyor. 68 yılında on binlerce öğrenciye liderlik eden Deniz Gezmiş ve arkadaşları ile 71 yılında kitleyi kaybeden Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını görmek gerekiyor. 68 yılında gençlik bize doğru eylem nasıl yapılır gösteriyor. Devrimci mücadele ancak uzun soluklu verilebilir. Bunu bir askeri savaşa benzetebiliriz. Savaşlarda bazı dönemlerde ataklar yapılır,bazı dönemlerde ise geriye çekilişler olur. Geri çekilişlerde yaralar sarılır ve asker kuvvetlendirilir daha sonra tekrar atak yapılır. 71 yılı sürekli atak yapan bir savaş taktiği izliyor bu maceracı ve bireysel kahramanlığı öne çıkartan durum savaşı maalesef kaybettiriyor. Devrim ancak kitlelerle olacak bir durum. O açıdan 71 yılı eylemleri ve söylemleri itibariyle kitleleri devrimci mücadele içerisine katmadığı için daha çok eleştirilmelidir.

 

68 HAREKETİ YOLUMUZA IŞIK TUTUYOR.

 


Bugün Deniz Gezmiş,Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı kaybedişimizin yıl dönümü. 1968 hareketi bağımsızlığı savunması, Anti emperyalist oluşu ve emekçi halkla omuz omuza oluşu itibariyle bugün yolumuza ışık tutuyor. Onları savunmak ve onların üstüne bir şeyler koymak görevimizdir. 1968 ‘de olduğu gibi bugünde bilimsel,laik,özerk üniversite mücadelemiz sürüyor. 6 Mayıs bizler için bir ağıt günü değil, mücadeleye atılma günüdür. Bu açıdan şimdi 19 Mayıs da yüzbinlerle yürümeye hazırlanırken 1968 anlamak ve öğrenmek daha da önemlidir.

 

Ankara İl Başkanı Deniz Tokgöz - Ankara İl Sekreter Yardımcısı Volkan Taşdemir

Tarih:
Diğer Haberler