"Aklı az olanın öğüdü bol olur"

Türk Gençliği Avrupa Şampiyonluğu için takım tutmaz! Türk Gençliği tuttuğu takımı şampiyon yapar!

"Aklı az olanın öğüdü bol olur"

YAZAR

01.07.2018 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nden Aslı Aydıntaşbaş’ın “Hüzün” başlıklı yazısını gülümseyerek okuduk. Aydıntaşbaş, “üstün psikoloji ve siyasi bilgisi” ile 24 Haziran sonrasına dair “gençlere birtakım öğütlerde” bulunmuş. Ve köşesinden şöyle seslenmiş;

Ara sıra yurtdışına gitme arayışında olan gençler beni buluyor. Sorduklarında her zaman “İmkân bulabiliyorsanız, hiç düşünmeyin. Türkiye’nin kaçacak hali yok. Birkaç yıl sonra döndüğünüzde, yine burada” diyorum. “Burası zaten cepte. Siz dünya vatandaşı olun.” 
Beni arayan, çaresiz hisseden, mutsuzluğunu paylaşmak isteyenlere söyleyebildiğim tek şey, hayatın devam ettiği. Hayat devam ediyor ve her şey siyaset demek değil. 
Hayat denen bu uzun serüven boyunca, güzel günler de göreceğiz, hüzün de yaşayacağız. Tuttuğumuz takım Avrupa şampiyonu da olacak, ilk turda elendiğini de izleyeceğiz. 

Gülümseyerek okuduğumuz bu satırlara elbette şaşırmıyoruz. Çünkü biliyoruz ki, “Aklı Az Olanın Öğüdü Bol Olur”.

NOSTALJİ “KÖŞESİ”

Görüyoruz ki Aslı Aydıntaşbaş’ın Cumhuriyet Gazetesi’ndeki köşesi tam bir “nostalji köşesi” haline gelmiş. “Apolitik gençlik”, “yurtdışına gitme arayışındaki gençlik” 80 model bir nostaljidir. Böyle bir nostaljiyi de Aslı Aydıntaşbaş’tan başkasının yazması da beklenemez. Çünkü bugün geleceğini eline almak için mücadele eden gençlik kitlesini görmemenin tek açıklaması Aydıntaşbaş gibi zihinlerinin “nostalji köşelerine” hapsolmaktır. Bırakalım, Aydıntaşbaş kendi “Nostalji Köşesinde” hüznünü yaşamaya devam etsin, bizler biliyoruz ki gençlik memleket meselelerini hep omuzlarında taşıdı!

Türk Gençliğini, milli benliğine, memleketine yabancılaştırmak isteyen Aydıntaşbaş’a hatırlatalım;

“Türkiye’ye ve Şehitlere Sahip Çıkma Eylemleri” ile ayağa kalkan gençliğin amacı dünya vatandaşı olmak değildi. Türkiye’yi teröre teslim etmemekti.

29 Ekim, 10 Kasın tarihlerinde Anıtkabir’e yapılan gençlik akınlarında, mezuniyet törenlerinde “Mustafa Kemal’in Askerleyiz” sloganları “Türkiye zaten cepte” diyerek söylenmedi.

Türkiye’de her sorunun karşısında tarih sahnesine bir kez daha çıkan gençlik, yaşam alanlarına, çevresine, doğasına, üniversitesine müdahale ettirmezken “nasıl olsa birkaç sene sonra geri dönerim” diye düşünmedi.

Silivri kuşatmalarında, Haziran ayaklanmasında çaresizliğin pençesine düşmedi, umutsuzluğa yenilmedi.

Yatağan’da, Flormar’da, Renault’da ve sayısız örnekten hatırlayacağımız gibi emek mücadelesinde gençlik ve emekçiler birlikte mücadele ederken “yurt dışına gitmek için imkan bulmayı” düşünmedi.

GENÇLİK VATANSEVERDİR

Toplum ne zaman bir çıkmaza uğrasa, ne zaman bir bunalım içine girse, gençlik tarih sahnesine çıkar. Her şeyden önce ülkemizin tarihi bize bunu gösteriyor. Ülkesi dara düştüğünde, vatanı için ayağa kalkan bir gençlik hareketinin bugünkü temsilcileriyiz.

Vizontele filminde belediye başkanının halka seslendiği bir sahne vardır. Belediye başkanının ağzından dökülen sözcükler bize bir sorunun cevabını veriyor incelikle;

- İnsan memleketini niye sever? Başka bir çaresi yoktur da ondan.

Başka bir çaremiz yok. Başka bir vatanımız ve milletimiz yok. Binlerce yıllık bir tarihten gelen ve emekçi halkımızın yarattığı değerlerle içimize işleyen başka bir yer yok. Bu bir çaresizlik ifadesi değildir. Çarenin nerede olduğuna işaret eden toplumcu bir tavırdır. İçtiğimiz sudan, yediğimiz yemeğe kadar her şeyi memleketimize borçlu olduğumuzu biliyoruz. Bu yüzden, gençlik kendi geleceği ile memleketinin geleceğini birleştirmiştir. Ülkenin geleceğine ve gençliğe dair yakınmalar bu yüzden yersizdir.

AYDINTAŞBAŞ’IN SÜPER GÖZLÜĞÜ

Aydıntaşbaş, gençlik için süper bir gözlük imal ettiğini düşünüyor. Kendisini de buna o kadar inandırmış ki bu gözlük sayesinde sadece miyop ve hipermetrop gibi rahatsızlıklar değil, gençliğin tüm sorunlarının çözüleceğini zannediyor. Öyle ki, gençlik Aydıntaşbaş’ın yazısını okuyacak, ardından bu süper gözlüğü takacak yurtdışında mucizevi hayatı görecek ve Türkiye zaten cepte diyerek, dünya vatandaşı olmayı seçecek.

Kendimizi biraz zorlasak Aslı Aydıntaşbaş’ın gençliğin dert ortağı, sorun çözücü bir çeşit Güzin Abla olduğuna inandıracağız kendimizi.  Ama bu kadarıyla da kalmıyor Aydıntaşbaş, isyan edip cümlenin bir noktasında gözyaşına boğulan dostlarına ne söyleyeceğini bilmediği gibi ve aklına cesur cümleler de gelmiyormuş. O halde kendisini bu dertten kurtaralım!

“Umutsuzluk”, “hüzün” gibi niyetlerin arkasına gizlenerek gençliği milli benliğinden koparacağını, gençliğin iradesini yok edeceğini zannedenlere karşı meydan okuyoruz!

Uçan mürekkep hüzünlerine karşı, neşe ve umut doluyuz!
Film senaryolarını aratmayacak umutsuzluk hikayelerine karşı, korkak değil! Cesur ve kararlıyız!

GELECEK ELLERİMİZDE

Aslı Aydıntaşbaş şunu unutmasın; Türk gençliğinin başka memleket arayışı yoktur. Dünya vatandaşı olma talebi yoktur. Kendisinden akıl isteyecek, soru soracak veya öğüt isteyecek gençlik zaten hiç yoktur. Kendisine tavsiyemiz, hayali gençlik tasvirlerine, süper gözlükleri ile bakarak nostalji köşelerinde ağlayan dostları ile sohbet etmeye devam etmesidir. Çünkü Türk Gençliği, 150 yıldır gericiliğe ve emperyalizme karşı mücadele eden Türkiye Gençlik Hareketinin mirasçılarıdır.

Şunu bilir ki;

Mustafa Kemal Atatürk’ün bilinci bugün bizim bilincimizdir.

Attila İlhanların, Uğur Mumcuların, Ahmet Taner Kışlalıların, Bahriye Uçokların sesi, bizim sesimizdir.

Resneli Niyazilerin fedailiği, bizim fedailiğimizdir.

Namık Kemallerin yüreği, bugün bizim yüreğimiz.

Vatanseverlerin ve devrimcilerin inadı, bugün bizim inadımız.

Son olarak;

Aslı Aydıntaşbaş’ın tuttuğu takımı bilmiyoruz. Ancak kendisine bir hatırlatma yapmak zorundayız. Türk Gençliği Avrupa Şampiyonluğu için takım tutmaz! Türk Gençliği tuttuğu takımı şampiyon yapar!

 

Doğan Özkan

TGB Muğla İl Başkanı

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler