Andımız'a Sahip Çıkma Zamanı

Andımız’ı 29 Ekim’de Anıtkabir’de hep bir ağızdan okuyalım, Andımız'ın bu milletin bilincinde ve yüreğinde sonsuza dek yaşayacağını gösterelim.

Andımız'a Sahip Çıkma Zamanı

YAZAR

Hepimiz ilkokul öğrencisi olduk. Hatırlayın, haftaya İstiklal Marşı’mızla başlar, her sabah Andımız’ı okuyup sınıflara dağılırdık. Cumhuriyet’in köklerine uzanan nesiller Andımızla büyüdü. Cumhuriyet kurulduğu günden beri de birileri biz Türk gençliğinin her sabah “varlığım Türk varlığına armağan olsun” diye ant içmesinden rahatsız oldu.

Öğrenci Andı, “Açılım” sürecinin en yoğun yaşandığı dönemde zafer nidaları arasında kaldırıldı. Kaldırmanın altyapısını hazırlayanlar FETÖ’nün sözde pedogogları, tarihçileri, ABD’nin fonladığı kurumlar, “Türk’üm” diyemeyen iki yüzlü siyasilerdi. Kaldırılmasını en çok Amerikancılar, “Türk gençliğini milli kimliğinden koparmalıyız” diyen Karen Fogglar alkışladı.

Reşit Galip’in Milli Eğitim Bakanlığı döneminde yürürlüğe giren Öğrenci Andı, baştan sona Kurtuluş Savaşı’nın fedakarlık ruhuna ve Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine dayanmaktaydı. Gücünü koca bir milletin kararlılık ve azminden almaktaydı. O güçle okunan Andımız 2018 yılına kadar unutulmadı, mücadele hep sürdü.

Andımız’ı 2013’te kaldıranlar hep “vesayet” söylemlerinin arkasına sığınarak hareket etti. Gizliden yürüttükleri amaç ise Türk gençliğinin bir türlü dizginleyemedikleri milli bilincini boğmaktı. Bugün Danıştay’ın kararına gelen itirazlar dünden farklı değil. “Otoriter rejim” palavraları, “tektipçi” mavraları, “kafatasçı” iftiraları… Aynı bayat söylemlerle adını bile söyleyemedikleri Türk milletinin harcına saldırmaya devam ediyorlar.

Andımız tartışması, basit bir tartışma değildir. Andımız’ı savunmak, millete feda kültürünü ve Atatürk Devrimlerini savunmaktır. Andımız’a sahip çıkmak demek Türk milletine, Türk Devleti’ne, Türk istiklal ve Cumhuriyeti’ne sahip çıkmak demektir.

15 Temmuz gecesi meydanlara çıkanlarımız, gencecik yaşta terörle mücadelede, dağda, bayırda, sınırda şehit olanlarımız… hepsi Andımız’la yetişmiştir. Öyle olduğu içindir ki söz konusu vatan olduğunda gözünü kırpmadan mermilerin üzerine gittiler ve işte bu yüzden varlığını Türk varlığına feda edenlerin ardından bu millet “vatan sağ olsun” demektedir.

Öyleyse zaman Andımıza sahip çıkmak için öne atılma zamanıdır: Gelin, on yıllardır okullarda, sonrasında meydanlarda, her geçen gün daha gür sesle okuduğumuz Andımız’ı bu kez 29 Ekim’de Anıtkabir’de hep bir ağızdan okuyalım. Andımızın bu milletin bilincinde ve yüreğinde sonsuza dek yaşayacağını dosta düşmana gösterelim!

Barış Demiralay

TGB İstanbul İl Başkanı

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler