YAZAR
Hayatın koşturmacası içinde bayramlar soluk aldığımız duraklar gibi. Bir soluk alıyoruz memleketteki ailemizin kokusunu içimize çekiyoruz, bir soluk alıyoruz sevgilimizin gülüşünü soluyoruz, bir soluk alıyoruz liseden öğretmenimizin telefonunu ararken her an açabilir diye, bir soluk alıyoruz akrabalarımızın, komşularımızın, dostlarımızın ziline bastıktan sonra... Kolonya kokusu geliyor her yandan. Bu bayram da bol bol solunum yaptım. Bayram bitti, solukları verme zamanı.
Bayramda kitaplığıma bakınırken bir dostumun hediye ettiği kitap ilişti gözüme. Koşturmaca içinde solumaya fırsat bulamamıştım. Başladım okumaya, bir solukta da bitirdim.
Kitap hepimizin yakından aşina olduğu Cemal Süreya'nın. Yakından tanıdığı demiyorum çünkü günlük ilişkilerimizde dahi aşinalıklarımızı tanımak, kulak ve göz aşınmalarımızı bilmek sanıyoruz. Üvercinka, Sevda Sözleri gibi eserlerine aşinayız Cemal Süreya'nın. 2015'te Küçük Prens'in telif hakkının kalkmasıyla yabancı dilden çeviri yaptığına da aşina olduk. Küçük Prens'li çanta, kupa ve ayraçların sayesinde kitaba da ayrıca aşina olduk. Bu aşınma ve aşinalıklar güzel elbette. Tanımak ve bilmek daha güzel ama. Toplumlar böyle gelişiyor. Keşke her yıl bir eserin telifi kalksa, piyasa bunları arz etse de gözümüzü, kulağımızı postmodern ürünlerin ötesinde eserler aşındırsa, onlara aşina olsak.
Bu kitap pek aşina olmadığımız aşınmalardan. Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi, sohbet tadında bir kitap. Hani bazen biri yanınıza oturur ve hayat hikayesini anlatıp kalkar ya, ardından düşünürsünüz, yanınızda arkadaşınız varsa gülüşürsünüz, işte öyle bir kitap. Küçük Prens tadında diyebiliriz. “Büyükler için yazılmış çocuk kitabı.” denilen türden. Çocuk kitabı dediğimizi yazar duymasın. Kitapta “çocuk edebiyatı” kavramını kınıyor. Çocuktan şair olmaz diye de ekliyor. (Okuyunca siz de hak vereceksiniz.) Kendi çocukluğuna değiniyor ardından şair. İlkokul, lise, Ankara Siyasal'daki yaşantıları, kişiliğini yoğuran öğretmenleri, parasız yatılı yılları, sınıf arkadaşları ve diğer etkiler... Lacivert İpek Helikoptere bindirip Issız Adaya doğru gezintiye çıkarırken çocuğa bakışımızı etkiliyor. Kendimize bakışımızı etkiliyor. Kalıpları yıkıyor.
Hiç düşünüyor muyuz şu anda bulunduğumuz yeri? Kendimizi ne olarak tanımlıyoruz? Kimiz? Buraya nasıl geldik, buradan nereye gideceğiz? Bunları düşünüyor olmak çok önemli. Yunus Emre'nin dediği gibi, “Sen kendini bilmezsen, ya nice okumaktır?” Kendini bilen maddeyi anlar, maddeyi anlayan gerçeği kavrar, gerçeği kavrayan dünyayı değiştirir. “Dinlenmemek üzere” çıktığımız dünyayı değiştirme yolunda ufak bir soluk almak isterseniz bu kitap iyi bir tercih olabilir. Keyifli okumalar.
Furkan KAPLAN
TGB GYK üyesi
Eskişehir İl Başkanı
tgb.gen.tr