Bilim ve dövüş sanatları

Bilimden uzak bir spor, ne mevcut bilgi ve beceri birikiminin yeni nesillere aktarılmasını ne de bu nesillerin spor dallarına katkı sunmasını sağlar.

Bilim ve dövüş sanatları
Büşra Ezgi
Büşra Ezgi
YAZAR

İnsanlar dövüş sanatları hakkında düşündükleri zaman genellikle mistik psikolojileri ve davranışları sık akla getiriler. İnsan vücudunun olağanın dışında davranış gösterebilmesini hayal ederler. Duvarlarda gezinen, damlardan damlara uçan adamları dövüş filmlerinde çok görürüz. Film sahnelerinin aksine dövüş sanatlarının temelinde ve yapılış tarzlarında gerçek bilimsel kaideler, fiziksel ve fizyolojik kurallar hakimdir.

İnsan vücudu yaşayan bir organizma olarak fonksiyonunu çok evrensel kurallara ve teorilere göre yerine getirir. İnsan vücudunun her hareketinin bilimsel kökleri ve açıklaması olmalıdır.

BİLİMSEL KURALLAR GEÇERLİDİR

Evrendeki fiziksel kurallar ve maddenin özellikleri insan vücudunun çalışmasını ve hareket kabiliyetini de belirler.

Gözlem, deney, ölçü gibi formüle edilmiş kurallar genel olarak insanın hareket tarzındaki sınırlamaları bize gösterir.

Spor ve bilim arasındaki ilişkiyi eksersiz bilimi vasıtasıyla net bir biçimde görebiliriz. Konunun temeli ilk olarak biyoloji, kimya, fizik bilimlerinin kurallarına bağlıdır. İnsan vücudunun hareketleri bu bilimlerin kuralları içinde gerçekleştirilir.

Örneğin tekvandoda vücut sürekli hareket ettirilir. Her tekniğin maksimum seviyede başarılabilmesi için çaba gösterilir ve organlar aşırı derecede zorlanır.

Bu teknikler yapılırken öğrencinin fizyolojik, psikolojik, biyomekanik yapısı dikkate alınmalıdır. Bu konulardaki verimli bilgi öğrencilerin çalışmasında kullanılarak kapasitelerinin daha verimli olarak artması sağlanır. Yani sporcuyu çok çalıştırmak değil, bu kurallar içinde verimli çalıştırmak önemlidir.

MAKSİMUM VERİM

Buna ilaveten hareket bilimi, birçok spor dalında sakatlanmaları en aza indirmek açısından bilinmesi gereken bir konudur ki sakatlanmaların çoğu, aşırı biyomekanik fiziksel veya fizyolojik yüklenmeler sonucu meydana gelmektedir.

Biyomekanik bilim mekanik kurallarla insan fizyolojisi arasında ilişki kurmaya çalışır. Amaç, insan fizyolojisini mekanik kurallar çerçevesinde çalıştırarak maksimum verim almaktır. Fizyoloji bilimi insan vücudundaki hücrelerin, dokuların, organların, sistemlerin çalışmalarını inceleyen bir bilimdir. Antrenman yaparken veya müsabakada aerobik ve anaerobik kapasitenin bilinmesi ve ona göre hareket edilmesi, vücudun fizyolojik yapısının iyi bilinmesinden geçer.

Psikoloji de insan davranışlarını, gelişimlerini, beyin fonksiyonlarını, duygularını inceler ki spor öğreniminde önemli bir yere sahiptir. Dünya ve olimpiyat şampiyonalarına aday takımların en önemli takım elemanlarından biri psikiyatristlerdir.

Herhangi bir spor dalında çalışmak, bu çok genel bilgilerin bilinmesini gerektirir. Bu çok yönlü sporcunun fizyolojik, psikolojik, fiziksel yapısına göre çalıştırma metotları sporcunun performansını gerek antrenmanlarda gerekse müsabakalarda çok arttıracaktır. Ayrıca eksersiz biliminin bilinmesi sporcu sakatlanmalarını önemli derecede de azaltacaktır.

Bilimin ışığında yapıldığında tüm dövüş sanatları insanın aklını da geliştirir. Spor eğitimini yaygınlaştırmak ve bu alanda bir kültür inşa etmek, toplum hayatında en çok gençliği etkileyen uyuşturucu madde kullanımı gibi sosyokültürel saldırılara karşı en etkili mücadele yollarından birisidir. İnsan psikolojisini ne kadar sağlıklı tutarsanız o derece de de ilerlersiniz. Sistem insanları hileye teşvik etme, kendi bedenine yabancılaştırma ve bilimin gerçekliğinden uzaklaştırma girişimlerine karşı bilimsel yaklaşımlara dayanan sporu yaygınlaştırarak cevap verebiliriz.

SPORCU BİLİMLE BULUŞMALI

Ülkemizde bugün spor alanında çok büyük ilerlemeler görülmektedir. Ancak ilerleme olurken, oluşan handikap şudur: Sporcular bilim ile fazla buluşamamaktadır. İyi bir sporcu insan anatomisini çok iyi tanımalı ve ilk yardım dersi almalıdır. Spor kulüpleri pazar günü antrenman yapmaz, tatil günüdür. Spor kulüplerinin her pazar sporcuya anatomi ve ilk yardım dersi verme gibi bir zorunluluğu vardır ve vermelidir. Farklı bilim dallarını birleştiren mutlak öğe “değişimdir”.

Bilim, ilgili alandaki değişimi yöneten yasaları keşfetmekle uğraşır. Bu keşifler dünyayı bile değiştirecek sonuçlar çıkarmaktadır. Bilimden uzak bir spor, ne mevcut bilgi ve beceri birikiminin yeni nesle aktarılması, ne de bu birikime katkıda bulunacak nesiller yetiştirilmesi konusunda işlevini yerine getirebilir. Değişimin sansür edilmesi, ülkenin ileriye doğru gelişimini de önler. Bilim dışarı, dayatma içeri değil. Bilimin ve Mustafa Kemal’in ışığı içeri, dayatma dönmemek üzere dışarı!

Büşra Ezgi

Pamukkale Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü öğrencisi

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler