Cemil Gözel Yazdı: Çılgın Popolara Tuvalet Kağıdı!

14 Şubata günler kala, elimizi attığımız her şeyde suratımıza çarpan çılgınlık, insanı yıkıma uğratan çılgınlık...

Cemil Gözel Yazdı: Çılgın Popolara Tuvalet Kağıdı!

YAZAR

     14 Şubata günler kala dünyamızı kaplayan çılgınlığı sadece ben hissetmiyorum değil mi? Şu herkesin dilinde sakız olan tüketim çılgınlığından bahsetmiyorum sadece. Onu da kapsayan ancak sadece onunla sınırlandırılamayacak bir çılgınlık söz konusu olan.

     Budalalık seviyesinde bir çılgınlık...

     Söz gelimi Karanfil Sokağı'nda, ellerim ceplerimde, sokağın başından sonuna kadar yürüyorum. Karanfil'in sonundan Konur'a çıkıyorum. Ellerim yine ceplerimde, Konur'u da baştan sona dolaşıyorum. Sonra Yüksel'den Selanik'e geçiyorum. Selanik'te de bir süre dolaşıyorum. Bütün camekanlarda bir çılgınlık.              

     Oturup çay içecek bir yer arıyorum altı üstü. Çay içerken bir iki gazeteye de göz gezdirmek niyetim. Gazete almak için büfeye yöneliyorum, gazete tezgahına uzatıyorum elimi, bütün gazetelerde bir çılgınlık.

     Altı üstü oturup çay içecek bir yer arıyorum. Camekanların olta attığı gözlerim, kurtulabildiği ölçüde oltanın iğnesinde, kafeleri kolaçan ediyor. Sakin bir yer olmalı, olacaksa. Ancak bütün kafelerde bir çılgınlık.

     Bestekar üzerinden Tunalı Hilmi'ye yöneliyorum sonra. Oradan Kuğulu Park'a geçeceğim. Kuğuları seyretmenin dinlendirici bir yanı var. Yarım saat kadar sürüyor yürüyüşüm. Ellerim ceplerimde yine, acelem yok ne de olsa. Ulaşınca Kuğulu'ya, her zamanki dinginliğiyle beni karşılayan havuzun çevresinde, kuğuları cepheden görecek şekilde bir banka çöküyorum yavaşça. Yanıma iki kişi gelip oturuyor. Park kalabalık alabildiğince, sessizliği katleden bir gürültü girdabına düşüyorum huzur ararken. Havada sahipsiz sözcükler uçuşuyor. Bütün sözcüklerde bir çılgınlık.

     En iyisi bir kitapçıya girmek diyorum. Hem İrfan Yalçın'ın "Son Bahçeler" kitabını edinmedim daha, bu vesileyle edinmiş olurum. Kuğulu çevresindeki bir kitapçıya yöneliyorum. Tezgahlar dolu Orhan Pamuk! Orhan Pamuk alıp, Orhan Pamuk satıyorlar; Orhan Pamuk'u Orhan Pamuk'la tartıyorlar. Bütün kitap tezgahlarında bir çılgınlık.

     14 Şubata günler kala bu çılgınlıktan kaçmaya çalışan sadece ben değilim değil mi? Çılgınlığın sıtma nöbetine tutulmuş gibi dünya. Her şeyde bir çılgınlık. Sokakta, evde... Açmaya göreyim televizyonu, koca koca adamlar, koca koca televizyonlarda, çılgınlık dansına bırakmışlar gövdelerini.

     Her şey bu denli hızlı çıldırırken, sosyal medya durur mu? Durmadı! Her şey çıldırıyordu, birinciliği sosyal medyaya verdiler. Burun kıvırmadı!

     Biz sadece gündemdeki son gelişmelere göz gezdirirken, karşımıza çıktı birden, sevgililer günü için özel üretilen tuvalet kağıdı haberi.

    14 Şubata günler kala, elimizi attığımız her şeyde suratımıza çarpan çılgınlık, insanı yıkıma uğratan çılgınlık... İnsanın "şeylere" yabancılaştığı bir çılgınlık.              

    Sevgililer gününe özel tuvalet kağıdı üretimi, kapitalizmin insanı budalalar yığınına dönüştürdüğünün son örneği. Emperyalizm doğayı ve aşkı yıkıma uğratırken, insanın budalalaşması sürecinde hiçbir boşluk bırakmayacak "incelikle" hareket ediyor. Aşkı tuvalet kağıdına sarıyor mesela. Üzerine romantik kokular sürüyor. Böylece daha romantik ve daha bir aşkla silinebilecek popolar! Ya da aşklar popolaşacak!

    Bütün popolarda bir çılgınlık!

Cemil GÖZEL

Tarih:
Diğer Haberler