YAZAR
Geçtiğimiz günlerde Adana’nın Aladağ ilçesinden gelen acı haber hepimizi derinden sarstı. 11 kız öğrenci ve bir eğitmen, yetersizliklerini saymakla bitiremeyeceğimiz bir binanın içinde alev alev yanarak can verdiler.
Toplumun büyük bir kesiminden tepki alan yangın faciasının nedeni olarak; binanın ahşap, yangın merdiveninin kapısının plastik, elektrik panosunun eski olması dile getirildi. Gelen tepkiler de bu yetersizlikler üzerinden oldu haliyle.
Bina yanmasaydı, çocuklarımızı farklı bir gelecek mi bekliyordu? Yanarak ölmek ya da tarikatların/cemaatlerin gölgesinde karanlıklarda boğulmak!
Tercih Değil Zorunluluk!
11 kız öğrencinin yanarak ölmesinin nedeni sadece bina eksikleri değildir. ‘’Milli Eğitim’’ sisteminden yoksun oluşumuzun bedellerini o gencecik kardeşlerimiz canlarıyla, geride kalanlar da kararan hayatlarıyla her gün ödemektedir.
Temeli cumhuriyet değerlerine, binası bilime ve çağdaşlığa dayanmayan ‘eğitim yuvaları’ çocuklarımızı her gün ateşlere atıyor.
Bu durum yalnızca ilk/ortaokul döneminde değil, eğitim hayatımızın bütün dönemlerinde karşımıza çıkan yakıcı bir sorundur.
Tarikatların/cemaatlerin ellerinde bulunan lise ve üniversite yurtları/okulları Adana Aladağ’dakinden pek de farklı değildir. 15 Temmuz sonrası kapatılan 150’ye yakın FETÖ yurdu bu durumun kanıtı niteliğindedir.
Tarikat yuvalarının bu kadar çok tercih edilmesinin esas nedeni ise; dini duygulardan ziyade maddi koşullardır.
Asgari ücretin 1300 lira olduğu ülkemizde, bir üniversite öğrencisinin devlet yurdunda kaldığı koşullarda asgari geçim miktarı 700 liralara dayanmaktadır.
Devlet yurdu çıkmazsa öğrencinin seçimi ister istemez maddi zorunluluklarla doğru orantılı olmakta ve cemaat/tarikat yurtlarına gitmektedir. Bu zorunluluklar ortadan kaldırılmadan öğrencilerin veya ailelerinin tercih yapabilmesi mümkün değildir.
Temeli Cumhuriyet, Binası Bilim
Aydınlık Gençlik sayfasının gönüllü muhabirleri aracılığıyla 18 ilden 500’e yakın üniversiteli ile yapılan görüşmelerin sonuçları çarpıcıdır. Öğrencilerin beyanları, çözümü madde madde önümüze koyuyor:
1-)Devlet yurtlarının kapasiteleri artırılmalı, şartları iyileştirilmeli.
2-) Cemaat/tarikat yurtlarına ve okullarına el konulmalı, içinde kalan ya da eğitim gören öğrenciler, devletin himayesinde eğitim/öğretim hayatlarına devam etmeli, tarikatların/cemaatlerin pençesinden kurtarılmalı.
3-) Laik, bilimsel, çağdaş bir eğitim sistemine geçilmeli, eğitim sistemimiz deneme/yanılma yöntemlerinden kurtarılmalı.
Sorunlar da, çözümler de net. Uygulamak ise milli eğitim ile mümkün. Milli eğitim ise; Cumhuriyet değerlerine dayanan bilimsel ve laik eğitim mücadelesiyle mümkün olur. Ancak o zaman Adana’da ve Türkiye'nin hemen hemen bütün illerinde çocuklarımız yanmaktan kurtulur. Cumhuriyet; çocuklarımızı ateşlerden kurtaracak yangın merdiveni olur.
Cem Dikmen
TGB Genel Başkan Yardımcısı
tgb.gen.tr