Doğu’dan Yükselen Kardeşlik Güneşi

Göğsümüzü bir Ömer Halisdemir cesaretiyle bu vatana siper edeceğiz. Türkiye’yi böldürtmeyeceğiz. Amerika’yı bölgemizden def edeceğiz.

Doğu’dan Yükselen Kardeşlik Güneşi
Sezer Özseven
Sezer Özseven
YAZAR

Bundan 4 sene önce, tam da bu zamanlarda, bir lise öğrencisiyken Ağrı’da Türkiye Gençlik Birliği önderliğinde “Teröre Karşı Kardeşlik Buluşması” adıyla bir bayrak yürüyüşü yapmıştık. Dün ise binlerce Ağrılının Türk bayraklarıyla sokaklara dökülerek Ağrı Cumhuriyet Caddesi’ni gelincik tarlasına çevirdiğinin haberini mutlulukla aldık.(http://aa.com.tr/tr/turkiye/agrida-terore-lanet-kardeslige-davet-yuruyusu/712726)

Türkiye’de belki de açılım sürecinin sancısını en çok zorunlu memuriyet görevi nedeniyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya gidenler çekmiştir. Terör örgütü PKK, açılım süreciyle birlikte hem Doğu ve Güneydoğu’da hem de Türkiye’nin tüm üniversitelerinde açılım sürecini yürütenler tarafından şımartılmıştır. Bu şımarıklık üniversitelerde vatansever ve Atatürkçü öğrencilere şiddet uygulama yöntemiyle gerçekleşirken Doğu ve Güneydoğu illerinde ise “dışarıdan gelenlere” karşı hem fiziksel hem de psikolojik şiddet şeklinde vücut bulmuştur. PKK, açılım sürecinin getirdiği devletsizlik ortamıyla birlikte mahalleler ve ilçeler düzeyinde kendi iktidarlarını kurmuş, yer yer Atatürk büstünü parçalamak, Türk bayrağını indirmek gibi eşkıyalıklara da girişmiştir. PKK’nın şımarıklıklarının yarattığı bu ortamda Şark görevini yerine getiren bir asker kiralık ev bulmakta zorlanmış, lisede okuyan bir asker ya da öğretmen çocuğu, mahallesinde PKK’yı “ağabey” olarak gören kimi öğrenciler tarafından baskı yoluyla sindirilmeye çalışılmıştır.

PKK’nın hem militanları boyutunda hem de fikirsel boyutta elini kolunu sallayarak gezdiği, otoyolların altına bombalar yerleştirdiği bu açılım ortamında Amerikan emperyalizmine ve onun yerli işbirlikçilerine karşı her daim dimdik ayakta durmuş bir TGB vardı. TGB’nin parolası coğrafya, zaman, koşul fark etmeksizin Amerikan emperyalizmini çuvallamaktı. 2012 yılının Kasım ayında da TGB il başkanlığı görevini yürüttüğüm Ağrı’da yaklaşık 25 öğrenciyle emperyalizme ve onun terörüne meydan okuduk.(http://www.ulusalkanal.com.tr/m/?id=6540) Bu yaptığımız eylem hem Ağrı yerelinde hem de tüm Türkiye’de büyük yankı uyandırmıştı. Edirne’sinden Hakkari’sine, İzmir’inden Ağrı’sına bu ülkeyi teröre teslim etmeyecek olan bir gençlik hayaleti dolaşıyordu Türkiye’nin dört bir yanında. Ağrı’dan, Diyarbakır’dan, Bingöl’den, Elazığ’dan yükselen kardeşlik haykırışları İzmir’den, Tekirdağ’dan, Eskişehir’den cevap buluyordu.

Bugün geldiğimiz noktada ise bundan yıllar önce haykırdığımız kardeşlik sloganlarının daha güçlü bir şekilde atılmaya başlandığını görüyoruz. 24 Temmuz ile birlikte Türkiye Cumhuriyet’i ordusuyla, yargısıyla, polisiyle, devletin tüm organlarıyla bölücülüğün ve emperyalizmin böğrüne hançeri sapladı. Türkiye Cumhuriyeti’nin yöneticileri dün Amerika’nın projelerinde eş başkan olmakla övünürken, ballandıra ballandıra açılım güzellemeleri yaparlarken bugün Türkiye’nin zorunlulukları gereği Amerika’yla karşı karşıya gelmek durumunda kaldılar. Türkiye hem PKK’ya karşı verdiği mücadelede, hem de 15 Temmuz Amerikancı-Fetullahçı darbe girişiminde ABD’yle göğüs göğse çarpıştı. Türkiye Gençlik Birliği’nin büyüklüğünü ve sağlamlığını yaratan en büyük şey Türkiye’nin bu zorunluluklarını çok önceden kavramasıdır. TGB, herkes açılımcıyken “Açılım bölünmektir” dedi ve teröre meydan okudu. TGB, herkes “ABD her konuda muktedirdir” derken Amerikan askerlerinin başına çuval geçirdi. TGB, herkes “Yahu bu Fetullah hocanın okulları ne güzel işte insanlara Türkçe öğretiyorlar” derken, herkes “Askeri vesayet sona eriyor” derken Silivri önlerinde “Fetullahçı çete dağıtılacak” sloganları attı. 4 yıl önce de Ağrı’da “Teröre Karşı Kardeşlik Buluşması” düzenlediğimizde bize “Siz kan dökülsün mü istiyorsunuz? Siz bu ülkenin huzuru bozulsun mu istiyorsunuz?” diyorlardı. Bizim o günkü hedefimiz bu kitleyi kazanmaktı.

4 yıl önce çeşitli yakınmalarla bizi eleştirenlerin bugün Türk bayraklarıyla “Teröre Lanet Kardeşliğe Davet” buluşması yaptıklarını büyük bir memnuniyetle öğreniyoruz. Dün 25 cesur genç ile bu kardeşlik davetinin önünü açmıştık, bugün ise binler olduk ve bu davete daha güçlü bir şekilde haykırıyoruz. Dün bir avuç genç Doğu’sundan Batı’sına bu ülkeyi teröre teslim etmeyeceğini ilan ediyordu, bugün ise o gençlik halkıyla buluştu ve Türk’üyle Kürt’üyle el ele teröre meydan okuyor. Artık Türkiye’de halk hareketinin niteliği değişti ve daha da kitleselleşti. Artık halk hareketi Mehmetçiğin dağlarımızı temizlemesinden yükseliyor, polisimizin şehir merkezlerini temizlemesinden yükseliyor. Artık halk hareketi şehit cenazelerinden, bayrak yürüyüşlerinden yükseliyor. Artık halk hareketi Hakkâri’de eline bayrak alıp sokaklara dökülen köylülerden, Diyarbakır’da kepenk kapatıp bayrak yürüyüşüne katılan esnaflardan yükseliyor. Türk gençliği ise TGB nezdinde bu görevi aldı. Dün nasıl açılım türkülerinin hep bir ağızdan söylenmesine rağmen bu vatanı Amerikancılara teslim etmediysek bugün daha gür bir sesle binlere karışarak, milyonlara karışarak Türk’üyle, Kürt’üyle, köylüsüyle, esnafıyla, öğrencisiyle, göğsümüzü bir Ömer Halisdemir cesaretiyle bu vatana siper edeceğiz. Türkiye’yi böldürtmeyeceğiz. Amerika’yı bölgemizden def edeceğiz.

Sezer ÖZSEVEN
TGB Ankara İl Yöneticisi

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler