YAZAR
Atatürk Havalimanı'na yapılan terör saldırısında hayatını kaybeden 41 insanımızın ailelerine ve milletimize baş sağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
Atatürk Havalimanı'nda gerçekleştirilen hain saldırı; tarzı, zamanlaması ve hedefleri ile sahibini ortaya koymaktadır. Saldırı öncesi ve sonrasını madde madde sıralayalım:
1-) Ülkemizin, PKK’ya karşı giriştiği mücadelenin 24 Temmuz’dan bu yana kararlılıkla sürmesi.
2-) Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşması, bölgedeki teröre karşı birlikte mücadele sinyallerinin verilmesi.
3-) Saldırıdan bir gün önce ABD büyükelçiliğinin kendi vatandaşlarına teröre dair uyarısı ve sonrasında yaşanan saldırı.
4-) Henri Barkey’in (CİA’nın Türkiye uzmanı) patlamadan sonra Türkiye’ye dair açıklaması: ‘’Türkiye IŞİD’e karşı mücadeleyi artırmalıdır. ABD ile PYD’nin(PKK’nın) birlikte operasyon yapmasından rahatsız olmamalıdır… …Türkiye çözüm sürecini bitirmeseydi PYD, İŞİD’e daha iyi saldırırdı… …Birkaç bombaya daha dayanabilir mi Türkiye? Bence dayanamaz. Bu yüzden hızla karar vermeli’’
ABD, Rusya ile ilişkilerin düzeltilmesine bomba ile cevap veriyor!
CİA’nın Türkiye şefi Henri Barkey, ABD’nin isteklerini açıkça sıralıyor. PKK ile mücadeleden vazgeç. PYD’ye Suriye’nin kuzeyinde alan tanı(Koridora ses çıkarma). Dış ilişkilerde bana bağımlı ol (Rusya, İran, Suriye’den uzak dur). Amerika’nın Türkiye’den talepleri budur. Nedeni açık: Türkiye-Rusya-İran-Suriye işbirliği, Amerika’yı, Ortadoğu’dan süpürecek birlikteliktir. Bölgedeki terörü bitirecek birlikteliktir. Atatürk havalimanına yapılan saldırı, olası birlikteliğe yapılan saldırıdır.
Bölgemizi bombalarla on yıllardır dizayn etmeye çalışan ABD, Ortadoğu’da mutlak mağlubiyete koşuyor. 6 yıldır Suriye’yi parçalamak için ellerinden geleni yaptılar. Başarabildiler mi? Sonuç ortada. Türkiye’de de başaramayacaklar. En büyük teminatımız, yedi düvele meydan okuyarak vatanını savunan, bağımsızlığına leke sürdürmeyen Türk milletidir.
Çözüme kenetlenelim
Ülkemiz sancılı bir süreçten geçiyor. ABD, piyonlarının bombalı saldırılarıyla Türkiye’yi dize getirmeye çalışıyor. Saldırının hangi örgüt tarafından üstlenildiğinin hiçbir önemi yoktur. PKK/PYD’de de, IŞİD de ABD’nin ülkemizdeki ve bölgemizdeki piyonlarıdır. Bu piyonları besleyen (PKK’ya mühimmat yardımları, IŞİD’e Toyota jipler, silahlar) ABD olgusunu gözden kaçırmak hayati bir hata olur. Bunu gözden kaçırırsanız ABD’nin verdiği gözdağını kaçırırsınız. Bunu gözden kaçırırsanız Türkiye’nin neden hedefte olduğunu ve nasıl çözüme ilerleyeceğini kaçırırsınız.
Ancak her şeye rağmen çok iyi biliyoruz: Türk milletinin kararlı duruşu, ABD menşeili bombaların, terör örgütlerinin etkisinden kat ve kat daha büyüktür. Sancılı süreçten çıkış yolu, teröre karşı birleşmekten geçiyor. Teröre karşı bölge ülkeleriyle ortak mücadele, Türkiye için bir zorunluluktur. Rusya ile yakınlaşma, bu zorunlulukların bir gereğidir. Sıra Suriye ve İran ile ortak mücadele planlarındadır. Bu işbirliği, Tayyip Erdoğan istese de istemese de gerçekleşecektir. Sancılı sürecin sonu, Türkiye’yi ateşe atanlardan da, Türkiye'ye ateş açanlardan da kurtararak bitecektir. Yeter ki çözüme kenetlenelim…