Hangi 1 Mayıs?

Türk emekçisi AKP’nin çöken sıcak para ekonomisinin getirdiği krizle mücadele edecek, ABD bombalarını-askerlerini-üslerini yurdundan def edecek.

Hangi 1 Mayıs?

YAZAR

Kimyada sıvının asidik veya bazik olduğunu anlamaya sağlayan bir ayraçtır turnusol kâğıdı. Kâğıdın rengi batırılan sıvının karakterine göre şekillenir. Bu basit deney ve sonrasında gelişen gözlem, deneyi yapanın maddeyi tanımasını ve sınıflandırmasını sağlar.

Türkiye’de siyaset alanında bir değerlendirme yapacak, tavır takınacak olanların kaçamayacağı bir turnusol mevcuttur: Bölücü terör örgütü PKK. Aslında bu durumu Batı Emperyalizmi başlığı altında da inceleyebiliriz. Ancak bugün Suriye’de PKK’nın kontrol ettiği bölgede dünyanın en haydut devleti ABD tankı, topu ve zırhlı araçlarıyla konuşlanmış durumdadır ve ABD stratejik piyonu PKK’yı ‘’kara gücüm’’ olarak nitelendirmektedir. Türkiye’ye yönelik emperyalist saldırı birincil olarak PKK üzerinden yöneltilmektedir. Dolayısıyla toplumsal mücadelede konumlanma bu eksende şekillenmektedir. Tıpkı bu seneki 1 Mayıs kutlamalarında olduğu gibi.

İŞÇİ SINIFI VATAN MEVZİSİNDE

1 Mayıs, İşçinin Emekçinin Bayramı, yurt genelinde yüzbinlerce yurttaşın katılımıyla birçok meydanda kutlandı. İşbu meydanların ayrımında en temel etkenler ise yukarıda bahsettiğimiz PKK’ya karşı konumlanma sorunu ve işçi sınıfının kendisiyle buluşma oldu. Denilebilir ki 2017 1 Mayıs’ına Ankara Tandoğan meydanındaki kutlamalar damgasını vurdu. Türkiye’nin en büyük işçi sendikası Türk-İş ev sahipliğinde düzenlenen mitinge milli kuvvetler de (Vatan Partisi, TGB, ADD, CKD, TESUD…) destek verdi. Türk-İş Genel Başkanı Ergun Atalay, ‘’Her toplum önüne gelen sorunları çözer’’ sözünü çağrıştıran bir konuşma yaptı.

1) Doğu’da ve Güneydoğu’da kanla canla terörle mücadele eden Mehmetçik’e, Türk Polisi’ne selam durdu.
2) Geride kalan referandum sürecinin yarattığı Evetçi-Hayırcı kamplaşmasının son bulmasını gerektiğini söyleyip Türk Milleti’nin yüzde yüzünü kucakladı.
3) Fetullahçı darbe girişimine karşı net tutumu bir kez daha sergiledi, 77 katliamını yapanlarla 15 Temmuzu yapanların aynı olduğunu söyleyerek Gladyo’ya işaret etti.
4) Suriye’nin kuzeyinde PKK ile birlikte pozlar veren ‘müttefik’ görünümlü ABD generallerine karşı tüm siyasi partileri birlik olmaya çağırdı.
5) İşçi sınıfına yönelik saldırılara yönelik mesajlarla bitirdi konuşmasını; kıdem tazminatı meselesinin kırmızı çizgi olduğunu, taşeron işçilere kadro sözünün bir an önce tutulması gerektiğini belirtti.

Türk Milleti’nin isteklerini ve özlemlerini haykırdı Türk-İş Tandoğan Meydanı’nda. Büyük Türk şairi Nazım Hikmet şöyle der o hepimizin bildiği şiirinde:

‘’ …Türkiye işçi sınıfına selâm!
Meydanlarda hasretimizi haykıranlara,
toprağa, kitaba, işe hasretimizi,
hasretimizi, ayyıldızı esir bayrağımıza… ’’

Bu dizeler tam karşılığını Tandoğan Meydanı’nda buldu. Emperyalizm çağında emek mücadelesinin vatan mücadelesinden bağımsız olamayacağı yasası, işçilerin sloganlarından sendika genel başkanlarının konuşmasına kadar açık şekilde ortadaydı bir kez daha.

SINIFIN DEĞİL PKK’NIN TALEPLERİ

19. yüzyılın sonlarında İngiliz işçi sınıfı artık ‘’burjuva proletaryaya’’ dönüşmüştü. Ülkelerinin, sömürgelerden el koyduklarıyla kendilerine sus payı vermeleri sonucu Batı Avrupa’daki işçi hareketleri sönümlenecekti. 20. Yüzyılın başında kapitalist üretim ilişkilerinin geldiği aşama, ‘’emperyalizm çağı’’ olarak betimlendi. Bundan sonra çelişme sadece patronlar ile işçiler arasında değil, ama bundan daha fazla ezen ülkelerle ezilen ülkelerin bütün sınıfları arasındaydı. Büyük devrimciler somut durumun somut tahlilini yaptılar. Verili koşullardan hareketle gerçeklik zemininde mücadele ettiler. Sınıfçılık oynamadılar, pankart ve slogan ‘satmadılar’. 1 Mayıs’ta Bakırköy mitinginde ise bunun tam tersi bir tablo karşımızdaydı.
DİSK, KESK, TMMOB, TTB öncülüğünde Bakırköy’de 1 Mayıs kutlaması gerçekleştirildi. Kürsüde sözüm ona bir işçi edebiyatı gerçeklikte ise PKKcılık vardı. Konuşmaların satırbaşları:

1) Hayır demeyi sürdürüyoruz. (TTB başkanı Raşit Tükel)
2) Ülke kan gölüne döndü, herhalde TSK’nın PKK’yı hendeklere gömmesi kast ediliyor, Türkiye’de bir ‘savaş’ vardır. (TMMOB Başkanı Emin Koramaz)
3) KHK ile kamudan 100000 Kamu Emekçisi ihraç edildi- Barış akademisyenleri ve Fetöcüler-.Barış sürecine yeniden dönülmelidir. (KESK Başkanı Lami Özgen)
4) 85 Belediyede kayyum var. (DİSK Başkanı Kani Beko)

Yazının başında yaptığımız turnusol açıklaması herhalde artık bağlamına oturmaktadır. Turnusol işlemektedir ve işçi sınıfı için/adına eylem yapan anlı şanlı sendika başkanları koca 1 Mayıs boyunca PKK güzellemekten başka bir şey yapmamıştır! Kimisi büyük çoğunluğunu Fetöcülerin oluşturduğu kamudan ihraçlara siper olmuş, bazısının aklı ve kalbi ise PKK’nın hendek savaşında kalmıştır. Türk Bayrağı’na ve Atatürk’e alanda rastlamak mümkün değildir. Ülkemizi ve bölgemizi canlı bombalarla, teröristlerle teslim almaya çalışan ABD’ye tek bir sözcük dahi yoktur! Bununla kalmamaktadırlar ve emperyalizmin ülkemizdeki taşeronları 1 Mayıs kürsüsünden konuşmaktadır! PKK’nın hezeyanları apaçık yankılanmaktadır meydanda.

Yukarıda alıntıladığımız şiirin devamında şöyle der Nazım:

'’ …Düşmanı yenecek işçi sınıfımıza selâm!
Paranın padişahlığını,
karanlığını yobazın
ve yabancının roketini yenecek işçi sınıfına selâm! … ‘’

İşte Bakırköy meydanında bu satırların tam karşıtı vücut bulmaktadır. Düşmanı yenecek işçi sınıfı değil PKK selamlanmakta, karanlığın yobazı FETÖ, KHK-OHAL diyerek normalleştirilmektedir. Bir yabancının roketine selam eksiktir, herhalde o da güney sınırımız boyunca konuşlanmış ABD PKK’yı kurtarmak için son çare olarak Türkiye’ye müdahale ettiğinde tamam olacaktır!

Boyalı pankartlarıyla ve afili sloganlarıyla işçi söylemleri soslu PKK siyasetleri anlatılmıştır Bakırköy Meydanı’nda. Görüntüde sembollere ve işaretlere indirgenmiş, esasında Emperyalist ABD’nin taşeronunu aklayan 1 Mayıs, uzaktan bakınca dev bir karikatür...


"BU, BÖYLE GİDECEK DEMEK DEĞİL BU İŞLER"

Tarih, devrimcilere en büyük öğretmen. Bakıyoruz örneğin düne, 1 Mayıs alan tartışmalarında boş Taksim fetişizminin mahkûm oluşunu görüyoruz. Bakıyoruz düne, kitleselleşmiş bir halk ayaklanmasına PKK aracılığıyla nasıl kara çalınmak istendiğini görüyoruz. Biraz daha eskiye gidiyoruz ve bakıyoruz tüm toplumsal mücadeleler tarihine, başarı için en geniş halk kitleleriyle birleşmenin mutlak zorunluluğunu tespit ediyoruz.

Geçmişten aldığımız derslerle de yarını görüyoruz. Bugün Türk işçisinin, köylüsünün, küçük üreticisinin ve sanayicisinin en temel meselesi vatan mücadelesidir. Güvenlik güçlerimiz terör örgütünün üzerine yürümektedir ve vatanımızı özgürleşmektedir. Emperyalizm çağında ekonomik dağıtımda eşitliği sağlayabilmekten bahsedebilmenin yolu özgür bir vatandan geçmektedir. Vatan-emek- cumhuriyet kavgası belki hiç olmadığı kadar iç içe geçmiştir.

Tandoğan mitinginde Türk-İş Genel Başkanı Ergun Atalay’ın yaptığı konuşma, hem Türkiye’nin sorunlarının hem de gelecek günlerin reçetesi konumunda. Önümüzdeki süreçte Türk emekçisi AKP’nin çöken sıcak para ekonomisinin getirdiği krizle de mücadele edecek, sel olup ABD bombalarını-askerlerini-üslerini yurdundan def edecek. Bu sel hiç şüphesiz önüne çıkan sendikacı-devrimci maskeli Amerikan kuyrukçularını da önüne katacaktır. Kaderini PKK ile birleştirenler kaybedecek. Üniversitede de kamuda da mecliste de fabrikada da!

Kaan Doğan
Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi
TGB Ankara İl Sekreteri

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler