YAZAR
Bir süredir gündemi fazlasıyla meşgul eden, piyasaları karıştıran, dolara tavanı AB ‘sevgisine’ dibi gösteren gelişme: AB Parlamentosunun kararı ve Şanghay İşbirliği Örgütü.
Ülkemiz 50 yılı aşkındır AB kapısında bekliyor. Neyi? ‘’Refah, huzur, bolluk’’ vb. kavramların ülkemize de gelmesini. Bu güzel kavramların ülkemize AB tarafından getirileceği hayalini sıralayacak onlarca liberal yazar var. Eğer gerçeklerden uzaklaşarak Alice harikalar diyarına gitmek istiyorsanız mesela Ertuğrul Özkök’ü okuyabilirsiniz. Zira kendileri AB’nin kararına çok üzülmüş ve geri dönüş için vatandaşlara bazı sorular yöneltmiş birkaç gün önceki köşesinde. Bizim yazımızın konusu olacak soru ise; Liberal Ertuğrul Özkök’ten değil, dün kaybettiğimiz Devrimci lider Fidel Castro’dan. ‘’Diğerleri lüks otomobillere binebilsin diye neden bazı insanlar çıplak ayaklarıyla yürümek zorundadır?’’
Ekmek Gibi Su Gibi İhtiyaç: Güvenlik
Dünyada tek bir örneğini bulamazsınız ‘’Benim için güvenlik ikinci planladır’’ diyen birinin. Güvenlik hepimiz için, bütün insanlık için ekmek gibi su gibi bir ihtiyaçtır. Fidel Castro’nun sorusunda cevabını verdiği gibi, bazıları ‘’daha güvenli, daha rahat, daha lüks’’ bir yaşam sürebilsin diye AB, ABD emperyalizmi; Ortadoğu’yu, ülkemizi ve benzer bölge ya da ülkeleri kan gölüne çevirmektedir. Üyesi olmak için 50 yıldır can atılan Avrupa Birliği, Ortadoğu’daki bütün terör örgütlerinin ağababasıdır. Terörün yaratıcısıdır. Onları beslemektedir.
Mehmetçiğimizin canla başla savaştığı PKK’nın; silahı, parası, siyasi desteği o ‘çok gelişmiş’ sandığımız AB ülkelerinden gelmektedir. Şehirlerimizi harap eden, on yıllardır insanlarımızı acımasızca katleden PKK’nın yasal uzantısı olan HDP’ye geçtiğimiz günlerde bir operasyon düzenlendi. Operasyondan sonra TBMM’de HDP’nin grup toplantısına katılan ve ‘’Kürdistan Faşizme Mezar Olacak’’ sloganlarına alkış tutan büyükelçi ya da konsolosların ülkelerine bakalım: Belçika, Yunanistan, Finlandiya, Avusturya, Almanya ve İspanya. PKK’ya daha büyük destek olabilir mi? Mustafa Kemal Atatürk’ün meclisinden Türkiye’ye meydan okuyorlar. Hemen ardından o ‘delikanlı’ ülkelerden olan Avusturya, Türkiye’ye silah ambargosu koyuyor. Türkiye’nin güvenliğini, yararını düşünseler PKK’ya silah ambargosu koyarlardı. Onlar için PKK saldırısı bir ‘Özgürlük savaşıyken’, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin(TSK) operasyonları ‘endişe verici gelişme’ oluveriyor. İkiyüzlülerin birliği, Türkiye’nin birliğine karşı cephe alıyor.
İkiyüzlülerin Birliğine Bekçilik mi? Yükselen Asya’da Bağımsızlık mı?
Geçtiğimiz yaz arkadaşlarımla Atina’ya gittim. Giden herkes hayran kaldığı tarihi anlatabilir. Ben ise ikiyüzlülüğü anlatacağım. Atina’nın önemli meydanlarından birinde tutulan mültecileri... 250-300 kadar mülteci meydana hapsedilmiş. Ne yemek, ne yatacak yer ne de tuvalet ihtiyaçları karşılanıyor. 65-70 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bir amca paçalarından aşağı işerken, aynı yaşlarda Yunan vatandaşları tiksinerek bakıyordu. Medeniyet timsali olarak görünen ülkelerin, mülteci sorununa karşı tiksinmekten, botlarını batırıp ölüme terk etmekten ve tüm dünyadan sömürdükleri paralarla Türkiye benzeri ülkeleri bekçi yapmaktan başka bir çözümü yok. İnsanlık, medeniyet timsali ülkelerin terör politikalarında can çekişiyor.
Mülteci krizi ve terör sorunu, Ortadoğu halklarının ve ülkelerinin, özgürlük ve bağımsızlık sorunudur. Bu sorunu çözmek için önce kendi ülkemizin doğru noktada konumlanmasını sağlamak zorundayız. Dün kaybettiğimiz Fidel Castro ile Bağımsız Türkiye’nin yaratıcısı Mustafa Kemal Atatürk’ün ortak özelliği ‘’Önce Vatan!’’ demeleridir. Önce Vatan şiarını benimseyen Türk devrimcileri olarak hangi açıdan bakarsak bakalım yönümüzü Asya’ya dönmemiz gerektiğini görürüz. Ekonomik, Siyasi-İnsani bütün boyutlarıyla düşünelim.
-Üreten Asya’ya karşı, sömürüyle beslenen ve krize sürüklenen Avrupa
-Ortadoğu ülkelerinin bağımsızlıklarına saygı gösteren, terör örgütlerine karşı duran Asya’ya karşı, Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren Avrupa
Saflar net sorunlar sabittir. Çözümü ise; emperyalizme karşı ezilen halkların ve ülkelerin birliğini oluşturmaktır. Uzunca bir süredir değişmeyen gerçek: Kılavuzu AB olanın, ülkesi terörden kurtulamaz. Türkiye’nin terör bataklığından, ekonomik sarsıntılardan çıkış yolu; Avrupa kapısında bekçi olmak değil, Yükselen Asya’da bağımsız bir devlet olmaktır. Bölge ülkeleriyle işbirliğidir. Yönünü Asya’ya dönmektir.
Cem Dikmen
TGB Genel Başkan Yardımcısı