Kırıkkale İl Başkanı Mahir Demirkaya Yazdı:Orhan Kemal'de Mustafa Kemal'i Bulmak

Orhan Kemal’in eserlerinin her birinde, geçmişimize, bugünümüze ve geleceğimize dair çok önemli öğretiler buluyoruz.

Kırıkkale İl Başkanı Mahir Demirkaya Yazdı:Orhan Kemal'de Mustafa Kemal'i Bulmak

Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının temelini oluşturan yazarlarımızdan olan ve Türk edebiyatında düzyazı da,tartışmasız, toplumculuğun öncülüğünü yapan Orhan Kemal’in eserlerinin her birinde, geçmişimize, bugünümüze ve geleceğimize dair çok önemli öğretiler buluyoruz.
Orhan Kemal, tartışma götürmeyecek bir şekilde, marksist bir yazardır. Orhan Kemal aynı zamanda kendi yurdunu ve insanlarını seven, onların gelişmesinin önündeki engelleri yıkmak için kalemini seferber etmiş bir yazar. Tepeden tırnağa ulusal bir değer olarak yorumlayabiliriz Orhan Kemal’i. Zaten kendisi de, ‘’Ulusal olmadıkça evrensel olunabileceğine inanmıyorum’’(1) diyor.

Eserlerinin çoğunda insanlarımızın en aşağı, en kötü yönlerini anlatmasına rağmen, suçu insanlarımızda görmeyen, toplum düzeninin insanları bu hale getirdiğini söyleyen ve daha iyi bir düzen için mücadele eden bir yazar Orhan Kemal. Bugünün kimi ‘’aydın’’larında olduğu gibi, insanımızı küçük gören anlayışların zerresi yoktur Orhan Kemal’de. Bu konuda sık sık Kemal Tahir’i de eleştiren Orhan Kemal, şöyle diyor:
‘’Demek isterim ki,- içinde yaşadığımız toplum düzensizliği insanlarımızı buralara kadar düşürürse, asıl suçlu toplumdaki düzensizlik olsa bile, insanlarımız aslında iyidir, güçlüdür, kahramandır. Ey insanoğlu, kendi ellerinle bozduğun toplum düzenini gene sen, kendi ellerinle düzeltip,kendini bu çıkmazdan kurtaracaksın..- Ama sen tut, Kemal Tahir gibi, insanların bu yanlarını görme, yalnız ‘’gavat’’lık, ‘’deyyus’’luk, ‘’pezevenk’’lik daha bilmem nelerini kendine konu al, yaz da yaz..
... Unutmamak gerekir ki, Kemal Tahir, Mustafa Kemal’i de çokluk bu duruma düşürmek istemiştir. Ama asıl çıkarının nerede olduğunu bilmeyen bu insanlar vermiştir ilk Ulusal Kurtuluş Savaş’ını.. Ve unutmamak gerekir ki, yurdun kırk binden çok köyünü dolduran bu insanlar, yurdun üretimini sağlıyor.. Karamsar olmak için sebeb ne?..’’(2)

Orhan Kemal’in yurdunun insanlarına olan güçlü inancı, bugün hepimize örnek olmalıdır.
*
Orhan Kemal’in kendi çocukluğunu (Baba Evi), gençliğini(Avare Yıllar) ve evlenme sürecini(Cemile) anlattığı romanlarından sonra, evlilik hayatının ilk yıllarını anlattığı Dünya Evi romanında, Mustafa Kemal hakkında ki fikirlerini ve bazı kritik süreçlerde Mustafa Kemal’i nasıl örnek aldığını görebiliyoruz.

Orhan Kemal’in babası Abdülkadir Kemali bey, TBMM’nin ilk dönem milletvekilliğini ve İstiklal Mahkemesi reisliğini yapmış, sağlam bir ittihatçıdır. Talat Paşa’yı o kadar çok sevmektedir ki, kızına Talat ismini koyar. Fakat mecliste en şiddetli muhaliflerden birisidir. 1924’de milletvekilliği sona erer. 1930 yılında Ahali Cumhuriyet Fırkası’nı kurar ve mevcut yönetime şiddetle muhalefet eder. Tutuklanacağını haber almasıyla aynı yıl Suriye’ye taşınır. Bir süre sonra Orhan Kemal yurduna döner. Fabrikada katiplik yaptığı sırada babasının eski bir dostu kendisini yanına çağırır ve babasından, cumhuriyet devrimlerinin kötülüğünden dem vururken Orhan Kemal kendisi için şöyle der:
‘’ Genç adam sadece dinliyordu. Ne babası, ne babasının fırkası ne de ‘’Teşebbüsü şahsi’’ umrundaydı. İnkılaplara gelince: İnkılaplar içinde yetişmiş bir genç için ‘’Devrimler’’ olağandı. Başka türlüsünü düşünmek aklından bile geçmiyordu.’’(3)

Babasının arkadaşı,Mustafa Kemal’e ve devrimlere sövdükten sonra, Orhan Kemal’e hırsızlık teklif eder. Teklifine göre kendisi muhasebeye kalın bezle kalın iplik yazdıracaktır. Orhan Kemal ise ambardan çuvallara ince bez ve ince iplik dolduracak, her hafta da gelip bir yüzlük alacaktır. Orhan Kemal, anlattığı üzere bu sıralarda çok zor durumda olmasına ve karısına daha fazla para kazanacağı bir iş bulacağına dair söz vermesine rağmen bu teklifi reddeder. Sinirlenerek çatalı masaya fırlatır ve orayı terkeder. Durum karşısında şaşıran adam, Orhan Kemal’in konuşmasından korktuğu için fabrika müdürüne giderek Orhan Kemal’in kendisine hırsızlık teklif ettiğini söyleyerek Orhan Kemal’e iftira atar. Orhan Kemal işinden kovulur. Bunun üzerine Orhan Kemal’in yakın arkadaşı, müdürün odacısı Şaban’da sinirlenir, müdüre tokat atarak işten çıkar. Orhan Kemal ve Şaban kafa kafaya verip intikam için fabrikayı ve hırsızlık teklif edip iftira atan adamın mağazasını yakmaya karar verirler. Şaban, bunları yaptıktan sonra adlarının tarihe geçip geçmeyeceğini sorar. Orhan Kemal ise şöyle yanıt verir:
‘’Hiç şüphen olmasın. Mustafa Kemal Paşa’yı düşün: Koskoca bir saltanata kafa tuttu. Padişah ölüme mahkum etti. Yıldı mı? Yılsa, bugün Mustafa Kemal Paşa olur muydu?’’(4)

Artık bu süreçte Orhan Kemal için tek örnek Mustafa Kemal olur. Onun gibi hatta ondan daha büyük olmak ister. Bir ara teşkilat kurup devrim yapmayı kafaya koyar. Ancak içlerine bir polis sızmıştır ve olay mahallede duyulur. İçlerine giren adamın polis olduğunu anlayan Orhan Kemal, işi uzatmak istemez. Polis tekrar buluşmak isteyince gitmez, olayı kapatır. Mahalleli ise Orhan Kemal’in üstüne gelir, fabrika yanarsa bizler ne yaparız sakın böyle bir işe kalkışma derler. Orhan Kemal böyle bir şeyin olmadığını söyler ve şöyle devam eder:
‘’Mustafa Kemal olabilmenin zorluğunu gittikçe daha iyi anlıyordu. Ot mot. İş, ekmekleriyle ilgili hale gelince, her biri bir aslan kesiliyordu. Mustafa Kemal olmak, onları birleştirip büyük bir yangın haline getirmek, sonra da istenilen yana sevk edip,istediğin şeyi yakmak, yakabilmekti.’’(5)

Orhan Kemal artık işsizdir. Gençlik arkadaşı Hasan Hüseyin, Orhan Kemal’i bulur ve iş teklif eder. Hasan Hüseyin, Orhan Kemal’in, babasının arkadaşının kendisine yaptığı teklifi reddettiğini duyar ve Orhan Kemal’e kızar. Orhan Kemal, arkadaşına şöyle cevap verir:
‘’ Mustafa Kemal Paşa hakkında fikrin ne?
Konuşma devam eder:
‘’Ne demek istiyorsun?’’
‘’İnsan olarak yani?’’
‘’Büyük adam.’’
‘’Vahdettin’in teklif ettileri herhalde, baba dostunun bana teklif ettiği yanında çok farklıydı, çok da namuskâraneydi değil mi?
Hasan Hüseyin’in yüzünden sıkıntının mosmor gölgesi geçti.
‘’Devam et’’
‘’Niçin kabul edip mücadelesini yarıda bırakmadı...’’
‘’Oooo.. Sen desene..’’
‘’Kendimi onunla ölçmesem bile, insan olarak, ahlak bakımından ..’’
Hasan Hüseyin boğulur gibi:
‘’Mustafa Kemal Paşa da benim gibi orta ticarette okusaydı.’’
‘’Ne olurdu?’’
‘’Ticaret kafasıyla işleri muhakeme eder...’’
‘’Milli mücadeleyi tasfiye edip ticarethane mi açardı?’’
Kızdı. Cam gözü çapaklanmadığı halde, gene de çıkarıp sildi. Yerine takarken homurdandı:
‘’Mustafa Kemal Paşa’dan başka herkes öyle yapardı, evet. Sen de kimsin? Ortada, yeni bir Mustafa Kemal Paşa için sebeb yok. Alt tarafı beş kuruşluk bir kâtip ...’’
‘’Parçasıyım, doğru ama haysiyetim var, namusum var, şerefim var. Bilhassa vicdanım var!’’(6)

Gördüğümüz gibi, Orhan Kemal, şeref ve mücadelede kararlılık konularında da Mustafa Kemal’i örnek alır. İş konusunu görüşmeye gittiğinde, Orhan Kemal çok ümitsizdir. Çünkü kimse kendisine inanmamaktadır. Nasıl olur da koskoca mağaza sahibi Orhan Kemal’e iftira atacaktır? Orhan Kemal’i yakından tanımayanlara göre, Orhan Kemal hırsızlık yaptığı için fabrikadan kovulmuştur ve kendisini temize çıkartmak için iftira yalanını ortaya atmıştır. İş için görüşülürken duvarda asılı olan Mustafa Kemal resmine takılır Orhan Kemal’in gözü ve düşünür:
‘’Gözlerini müfettişin arkasındaki duvarda çerçevesi içinden sertçe bakan Atatürk’ün büyütülmüş portresine dikmişti. Göz gözeydiler. Acıyor gibi bir hâli vardı Ata’nın. ‘’Sen de şu benim bugünkü durumuma düştün mü?’’ diye geçirdi genç adam. Sanki: ‘’Elbette..’’ cevabını aldı. ‘’Dünyanın bütün küçük adamları bu duruma düşerler. Küçük adamlık bu demektir. Ama bütün mesele, küçük adamlıktan kurtulmakta!’’(7)
*
Orhan Kemal’in babası, Mustafa Kemal’e muhalif olduğu için Suriye’ye taşınmak zorunda kalsa da, Orhan Kemal, Mustafa Kemal hakkında olumsuz fikirlere sahip değildir ve devrimlere bağlıdır.

Orhan Kemal, Dünya Evi romanında, belki de hayatının en zor dönemlerini anlatır. Yeni evlidir. Karısını çalıştırmak istemez. Kendisi ve karısı yetmiyormuş gibi bir de Beyrut’ta ki babasına para yollamaktadır. Karısının yani Cemile’sinin, hayalleri vardır. Orhan Kemal ise çaresizdir. Bu sıra da kendisine yüklü miktarda para teklifi gelir. Yapacağı şey, kendisinden önce ki her ambar kâtibinin yaptığı şeydir. Yine de kabul etmez. Hırsızlık onun kitabında yoktur. Ne olursa olsun şerefli yaşamak onun için en büyük erdemdir. Burada Mustafa Kemal’i örnek alır. Vahdettin’in tekliflerini reddettiğini, mücadelesinde karar kıldığını düşünür. Mustafa Kemal, onun için bir örnek olur. Fabrika ve mağaza yakma meselesinde de tek örnek aldığı kişi yine Mustafa Kemal’dir. En çaresiz anında ise Mustafa Kemal’in resmine bakarak onunla konuşur. Ve Mustafa Kemal’in gözlerinde direnme ve büyük olma azmini görür. Hayatının, belki de en zor ve en kritik dönemlerinde, Orhan Kemal’e yol gösteren kişi Mustafa Kemal’dir..

Orhan Kemal; üretenlerin, emekçilerin yazarı olmakla birlikte onların ideolojisini benimsemiş ve bu ideoloji uğruna savaşmış bir devrimcidir. Hiç bir zaman ideolojisinden taviz vermemiş, kişisel çıkarlar için eğilip bükülüp ortalama, kıvama göre bir yazar olmamıştır. Orhan Kemal’in marksistliği ve devrimciliği, bugün dahi bizler için örnektir. Orhan Kemal vatanına, milletine ve değerlerine yabancı bir devrimci olmamıştır. Tepeden tırnağa millidir. Orhan Kemal’in işçi sınıfına ve milletine bağlılığı da cenazesinde birleşmiştir. Orhan Kemal, Bulgaristan’da öldükten sonra cenazesi bir konvoy eşliğinde, Orhan Kemal’in Bereketli Topraklar’ına, ülkesine girer. Konvoy, Babaeski’de bir grup işçi tarafında durdurulur. Bir işçi, elindeki pankartı, Orhan Kemal’in cenazesinin bulunduğu minibüsün önüne asar. Pankartta şu yazmaktadır: ‘’ BİZ İŞÇİLER SENİN HATIRAN ÖNÜNDE SAYGI İLE EĞİLİRİZ’’ Ve Orhan Kemal’in vasiyeti üzerine, tabutu Türk bayrağına sarılır.(8) Orhan Kemal, son yolcuğuna milletinin, vatanının ve vatanının emekçilerinin bayrağıyla çıkmak istemiştir.

İşte burada da görüyoruz ki, Orhan Kemal’in cenazesi dahi bizlere bugünün çıkış yolunu göstermektedir. Çıkış yolumuz, Türk bayrağının altında, işçilerin öncülüğünde olacaktır... Orhan Kemal’in yaşamı da, eserleri de, mücadelesi de bizlere bu yolu göstermektedir.
KAYNAKÇA
1. Asım Bezirci, Orhan Kemal/Hayatı-Sanat Anlayışı-Hikayeleri-Romanları-Oyunları-Anıları,sayfa: 60-61, Tekin Yayınevi, 2.basım, Temmuz 1984
2. Asım Bezirci, Orhan Kemal/Hayatı-Sanat Anlayışı-Hikayeleri-Romanları-Oyunları-Anıları, sayfa:55
3. Orhan Kemal, Dünya Evi, sayfa:144, Epsilon Yayınevi, 8.baskı, Ağustos 2006
4. Orhan Kemal, Dünya Evi, sayfa:164
5. Orhan Kemal, Dünya Evi, sayfa:197
6. Orhan Kemal, Dünya Evi, sayfa:220-221
7. Orhan Kemal, Dünya Evi, sayfa:243
8. Fikret Otyam, Arkadaşım Orhan Kemal ve mektuplar, sayfa:478-480, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1.basım, Şubat 2015, İstanbul

Tarih:
Diğer Haberler