Mustafa Kemal'in Anladığı Türk Gençliği!

TGB Muğla'dan Mehmet Özer Yazdı...

Mustafa Kemal'in Anladığı Türk Gençliği!

Mustafa Kemal Atatürk, 83 yıl önce Bursa’da, bizlere yani Türk Gençliğine çok büyük bir miras bıraktı, bir görev verdi. O görev şuydu;

-“Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, ‘Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.’ demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.’’

 Türk gencinin yani bizlerin görevi dönem, koşul, imkân aramaksızın devrimlerimizi ve cumhuriyetimizi en ufak bir tehdit karşında oturup, bu ülkenin polisi, jandarması var diyerek kenardan izlemek yerine onları neyimiz varsa; taş, sopa, silah onunla korumak ve bekçilik etmek ve bu görevi bizlerden sonraki nesillerimize aktarmaktır.

Görev gayet açık ve anlaşılır. Peki, kim bu görevi yerine getirmek için uğraşıyor? Veya soruyu şu şekilde değiştirelim; kim devrimleri ve cumhuriyeti yıkmak istiyor? İşte bu iki soru bu gün görevi daha iyi anlamamızı sağlıyor.

 Tekrar Bursa Nutuk’una dönecek olursak:

-‘’Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.’’

Devrimlere ve cumhuriyete karşı aleni bir şekilde saldırılar olurken ve bu saldırıları yapanlar mecliste otururken, bu saldırılara karşı çıkıp, izin vermediğimiz için polis suçlu diye bizleri yakalıyor. Bizler, ‘Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir.’ diye düşünüyoruz ama asla yalvarmıyoruz…

 -‘’Mahkeme onu yargılayacaktır.’’

Günümüz siyasal partileri ve onların temsilcileri, bölücü terör örgütlerine, çetelere, mafya ve tarikatlara yardım ve yataklık yaparak vatana ihanet ederken, biz vatanımızı savunup, ‘’Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ülkesi olamaz’’ dediğimiz için mahkemeler bizleri yargılıyor. ‘Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.’ diye tekrar düşünüyoruz…

-‘’Onu hapse atacaklar…’’

Hapse girmesi gereken yüzlerce vatan haini, mafya, cemaat ve tarikat lider ve üyesi, vekil başbakan ve hatta cumhurbaşkanı varken, R.T. Erdoğan’a diktatör dediği için hapse giren Aykut Alp arkadaşımız gibi veya kanlı postallarıyla ülkemize giren ABD askerinin başına çuval geçiren arkadaşlarımız gibi haklı olduğumuz halde hapse bizler giriyoruz. Elbette yasal yollarla bu duruma karşı çıkışlarda bulunuyoruz fakat asla cumhurbaşkanına, başbakana ve meclise mektuplar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğumuz için salıverilmeye çalışmıyor, bizi kayırmalarını istemiyoruz.

Yani bizler, Mustafa Kemal Atatürk’ün 83 yıl önce bize miras bıraktığı Bursa Nutuk’undan aldığımız bu görevi bu gün gereğince yerine getiriyor, ‘inanç ve kanaatimizin gereğini yapıyoruz.’ Cumhuriyet ve devrimlere karşı baş gösteren her saldırıda, ‘’araya girişlerimiz ve eylemimizde’’ aldığımız görevin haklılığıyla ilerliyor, haksız yere yakalanıp, yargılanıp ve hatta hapse atılsak bile ‘’bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.’ deyip mücadelemize devam ediyoruz.

İşte Mustafa Kemal Atatürk’ün anladığı Türk Gençliği…

Mehmet Özer
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Kamu Yönetimi Bölümü
TGB Muğla

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler