Sen Acil'i İzdivaç Mı Sandın?

Şimdi bir düşünün; bütün bu yığılmanın karşısında acilde nöbet tutan bir hekimsiniz...

Sen Acil'i İzdivaç Mı Sandın?
Mert Savcı
Mert Savcı
YAZAR


Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında başta sağlıkçılar olmak üzere hepimizi hayrete düşüren bir tespitte bulundu. “Bir arkadaşından duyduğuna göre” aciller artık o kadar şirinmiş ki millet bayramda “kız bakmaya gidiyormuş”. Eski acillerin çok kötü olduğunu söyleyen Yıldırım, AKP’nin “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile acillerin çok daha güzel bir yer olduğunu savundu. Kendisinin daha önce bir acil servisle gerçekten işi olmuş mudur bilemeyiz, fakat son 10 yılda acillerde yaşanan manzaralardan bihaber olduğuna eminiz. Kendisi bilgiyi “bir arkadaşından” almış olabilir, fakat gelin biz hayatın ve maddenin içinde inceleyelim acilleri… Öncelikle bu kavramın ne olduğunu belirtmekle başlayalım. Acil servis, TDK’deki tanımıyla “sağlık kuruluşlarında acilen bakılması gereken hastaların ilk bakımlarının yapıldığı yer”dir. TDK’deki tanım son derece doğru ve sadedir, fakat yeterli değildir. Biz sağlıkçılara göre acil servisler, ölüm ve yaşam arasındaki bir kavşaktır. Burada her saniye gelecekten ömür ve sağlığınızı çalabilir, bir yanlışınız hastayı kaybetmenize neden olabilir. Bunun yükünü her gün sırtında hisseden biz sağlıkçılar, acillerin ne kadar ciddi bir yer olduğunu sizlere ancak böyle anlatabiliriz. Yanlış anlaşılmasın, bu durumdan şikayetçi değiliz. Şikayetçi olduğumuz durum mesleğimizi gerçekleştirmemize engel olan “sağlıktaki dönüşüm”dür. 2003’te başlayan bu “dönüşüm”, sağlık camiasında etkilerini en çok acillerde gösterdi. SGK prim borcu olanların sağlık hizmeti alamamasıyla beraber, hastalar hiçbir ücretin alınmadığı ve hastaların geri çevrilemediği acillere akın etmeye başladılar. Yalnızca acil ve ciddi vakaların bakıldığı bu alanlara, acil olmayan vaka başvurusu AKP iktidarıyla birlikte tavan yaptı. Ülkemizde yıllık acil servis vaka sayısı 115 milyonu, yani mevcut nüfusumuzu geçerek bizi bu konuda ender ülkelerin arasına sokuyor. Oluşan yığılmayla birlikte verdiğimiz sağlık hizmetinin ne kadar aksadığını Başbakan Yıldırım hayal bile edemez.


Şimdi bir düşünün; bütün bu yığılmanın karşısında acilde nöbet tutan bir hekimsiniz. Her birine ayrı özen ve merhamet göstermeniz gereken 250-300 (hekim başına düşen sayı) hastaya 24 saat hiç uyumadan bakıyorsunuz. İşinizi ne kadar verimle yapabilirsiniz? Hastaya ve kendinize zarar verme olasılığınız nedir? Bir de yaptığınız işin verimsizliğinden rahatsız olan ve hükümet tarafından size karşı kışkırtılmış (burada suç hastada değil politikadadır) hastalar tarafından sözlü tacize, tehdide ve şiddete maruz kaldığınızı düşünün. Böyle bir meslek edinmek ister miydiniz? Ya da bu şartlarda çalışan bir hekimden verimli sağlık hizmeti alabilir misiniz?


Bahsettiğimiz tablo belki size çok uç gelebilir. Fakat her hastanede yaşanabilecek olaylar anlattıklarımız. Geçtiğimiz yıllarda bu zorlukların üstüne şiddet görerek katledilen veya yaşadığı yoğun mesleki baskıyla genç yaşında hayatına son veren doktorlar mevcut. Başbakanın izdivaç yeri olarak gördüğü acil servislerde hasta yakını tarafından bıçaklanarak can veren Dr.Ersin Arslan, yaşadığı baskılar sonucu çalıştığı hastanenin 8.katından kendini atarak intihar eden Dr.Melike Erdem gibi örnekler varken, nasıl şirinlikten bahsedilebiliyor? Halkı doktorlara kışkırtmak yetmedi de yarattıkları sonuçla alay etmeye başlıyorlar. İşlevsizleştirdikleri acilleri, canına kıydıkları hastaları ve doktorları görmemeleri bir yana bu kurumların ciddiyetini düşürecek açıklamaların, bir ülkenin başbakanı tarafından yapılması daha da vahim. Bu son açıklamayla doktorlara açtıkları algı savaşı gülünç noktalara geldi. Acillerdeki kötü durumu yansıtmamasını geçelim; bu açıklamayla acil servislerde çalışan kadın elemanların cinsel bir nesne olarak göstermek, acillerde yaşanan tacizleri meşrulaştırmış olacaktır.


Ağızdan çıkan söz inanılamayacak kadar gülünç, fakat sağlıkta yapılan kıyımın üzerine alınan bu gayriciddi tavır daha da gülünç. Sağlıkçılar olarak AKP’nin bu “dönüşümden” bir an önce vazgeçmesini istiyoruz. Acil, acil olalı sizin iktidarınızdaki kadar eziyet görmedi! Binali Yıldırım’ın bihaber olduğu acillerde bir gece nöbet tutmasını salık veririz. O zaman başta kadın sağlık personeli olmak üzere sağlığı hedef alan sözlerinin saçmalığını ve bizde yarattığı öfkeyi anlayacaktır…

Tarih:
Diğer Haberler