Stratejik İlgilerin Odağı: Doğu Akdeniz

ABD bölgede her alanda kaybetmiştir, kaybetmesi farklı alanlarla ulus devletlere saldırmasıyla apaçık ortadadır.

Stratejik İlgilerin Odağı: Doğu Akdeniz
Nilay Güven
Nilay Güven
YAZAR

Doğu Akdeniz genel coğrafi konumu itibariyle dünyanın doğu ve batısını birbirine bağlayan ticaret yoludur. Dünya medeniyet tarihinin ilk ticareti ve deniz ticareti bu bölgede başlamıştır. Başta Mısır ve Eski Yunan olmak üzere Osmanlı imparatorluklarının da gözdesi haline gelmiştir. Adeta deniz ticaretinin düğüm noktası olan Doğu Akdeniz’deki  Kıbrıs adası gibi stratejik bir adaya sahip olması ve Ortadoğu ülkelerine sahil teşkil etmesi özellikleri ile tarih boyunca jeostratejik öneme ev sahipliği yapan bir bölge olmuştur. Akdeniz tarihi boyunca savaş, korsanlık ve barış zamanında deniz ticaretinin uygarlıklar için önemi insanın doğa ile savaşındaki denizin ön planda olması kadar önem taşımaktadır. Çağlar boyunca da bu mücadele devam etmiştir. Jeopolitik ve jeostratejik açıdan kritik olan Doğu Akdeniz’in enerji kaynaklarının kontrol edilebilir olması bölgenin önemini daha da artırmıştır. Yani son dönemde Hazar Bölgesi petrol ve doğalgazının dünya pazarında yer bulması stratejik açıdan bölgenin gücünü ikiye katlamış oldu. Dolayısıyla petrol ve doğalgaz trafiğinin kontrol altına alınması ve güvencesinin sağlanması Ortadoğu’daki güçlerin öncelik sırasında en başa koyduğu hamlelerden biri haline gelmiştir.

Doğu Akdeniz ayrıca dünya deniz ticaretinin önemli bir transit bölgesidir. Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün verilerine göre günümüz dünyasında ticaretin %80’inden fazlası denizler üzerinden sağlanmaktadır. Bunun %15’inden fazlası Akdeniz üzerindeki deniz yolları vasıtasıyla yapılmaktadır. Özellikle kıtalar arkasındaki ticari faaliyetlerde köprü görevi görmekte olan Akdeniz dünya denizlerinin %1’i olmasına rağmen deniz trafiğinin 1/3’i bu bölgede gerçekleşmektedir. Bunun önemli bir kısmı da enerji aktarımının kaynaklarıdır. Bulunan hidrokarbon rezervleri de mevcut sorunların büyümesine ve deniz yetki alanlarının sınırlandırılması gibi yeni sorunların doğması gündeme gelmiştir.

Öte yandan Doğu Akdeniz’de bulunan ana vatan Kıbrıs, jeostratejik açıdan bölgenin kilit noktasıdır. Doğu Akdeniz’in en büyük adası olan Kıbrıs, Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının kavşak noktasında yer almakta, doğu ile batı arasında önemli bir köprü vazifesi görmektedir. KKTC’nin uygulamış olduğu siyasetler Doğu Akdeniz’in kaderinde belirleyici bir rol üstlenmektedir. Kıbrıs, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’in kontrol edilmesindeki işlevinden dolayı ilgi odağıdır. Adanın stratejik değeri, özellikle deniz ticaret yolları ile başlıca hava yollarından biri üzerinde bulunması ile artmakta ve menfaat çatışmalarına sahne olmaktadır. Ada, bütün Ortadoğu ülkelerini kontrolünde bulunduran sabit bir uçak gemisi gibidir. Ortadoğu Bölgesinin kalbi, İskenderun-Basra-Süveyş üçgenidir. Kıbrıs, coğrafi mevki itibariyle bu üçgenin iki köşesi olan İskenderun ve Süveyş’i kontrol altında bulundurmaktadır. Ortadoğu’da hâkimiyet kurma iddiasında olan devletler için Kıbrıs Adası, Ortadoğu’ya giriş anahtarıdır.

Tarihsel olarak da bildiğimiz gibi, Dünya siyasetinde ağırlık kazanmanın başlıca yolları ulaşım, ticaret ve enerjidir. Üç kıtanın ana karasına yönelik ulaşım ve ticari tüm faaliyetleri kontrol edebilme açısından önemini koruyan ve suyunun diğer bölgelere nazaran daha sıcak olduğu Doğu Akdeniz, ilerleyen süreçlerde de jeopolitik hakimiyet ve hegemonya kurma savaşlarının sıcaklığını hissedecektir.

Doğu Akdeniz ve çevresi, şimdi geçmişten daha fazla değiştirilmeye çalışılan bir bölgedir. ABD emperyalizmi bölgede bir hegemonya kurma çabasındadır. Özellikle bölgedeki terör örgütlerini ve işbirlikçi devletleri kışkırtarak Doğu Akdeniz’deki egemenliğini sağlamak için girişimlerde bulunmaktadır. ABD bölgenin enerji kaynaklarını sömürmek ve enerji ticaretindeki bu denli önemli bir merkezde söz sahibi olmak için bütün gücünü seferber etmeye hazırdır. Batı ve daha çok ABD, BOP kapsamında toplumu ve bölge politikalarını ve sonuçta bölgenin siyasi haritasını değiştirmeye çalışmaktadır. Bu bölgede uygulanan ABD stratejisi, Doğu Akdeniz’in güvenlik çevresindeki değişiminde önemli bir rol oynamaktadır. Ancak bölge içerisindeki bilinmezlikler ve değişkenlikler denklemin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Başta körfez krizi ve Irak’ı ABD ve müttefiklerinin müdahalesiyle başlayan, İsrail’in Lübnan’a girmesiyle devam eden sürecin bölgede yeni oluşumlar yaratma ve böylece yeni güçler ve kontrol sistemleri kurma çabasında olduğu görülmektedir. Başta İsrail olmak üzere Suriye, Lübnan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Filistin Doğu Akdeniz deki yeni dinamikler için kendilerine aktif olarak yeni roller biçilen ülkeler olarak ortaya çıkmaktadır. GKRY, Yunanistan, Batı ve Amerika’nın piyonu olarak bölgede yeniden bir coğrafya oluşturma mücadelesini deniz alanlarına taşımıştır. Bölgede Doğu Akdeniz le de doğrudan ilgili olarak yeni dinamikler ortaya çıkmaktadır. Bu süreç bölgede siyasi haritaların değişeceği bir sona doğru ilerlemektedir.

DOĞU AKDENİZ’İN TÜRKİYE AÇISINDAN ÖNEMİ

Doğu Akdeniz’de yaşanan tüm gelişmeler ülkemizi şüphesiz ki en üst seviyede etkilemektedir. Türkiye’nin Kıbrıs güvenliği şu anda İran ve Rusya’dan Çin’e kadar bütün Batı Asya ve Avrupa ülkelerinin güvenliği ile örtüşmektedir. Türkiye hem Suriye’nin kuzeyinde hem Irak’ın kuzeyinde olduğu gibi Ege ve Doğu Akdeniz’ de emperyalist güçlerin başta ABD’nin hedefi tahtasında yer almaktadır. Bu yüzden de tavrımızı doğru koymalı, Batı Asya ve Avrasya cephesinde yer almayı kendimize görev bilmeliyiz. Gelecek dönemde oluşabilecek tehditlere, bölünmelere karşı mevzimizi doğru saptamak durumundayız. Türk gencinin ise Doğu Akdeniz meselesinde üstlenmesi gereken başlıca görev koyduğu doğru tahliller ve konumlandığı tavrı net bir biçimde sergilemektir.

Doğu Akdeniz’i kara, deniz ve havadan en detaylı kontrol edebilecek mevcut coğrafi konumuyla da ayrıca Türkiye, bölgenin anahtar ülkesi durumundadır.

Türkiye’nin haklarından vazgeçmesinin mümkün olmadığını bildiren Tümamiral Cem Gürdeniz, şunları söyledi:

"Çok uluslu yapılan tatbikatlara bir anda karar verilmez. Bu, önceden planlanmış bir tatbikat. Zaten Nemesis bir seri tatbikattır. Geçmiş yıllarda yapılanlara bakıldığında da aynı doktirinin, aynı paradigmanın devam ettiğini görüyoruz. Bu sefer katılım daha fazla. İsrail’in fiilen katılımı da önemli ama şaşırtıcı değil. GKRY, Yunanistan ve Mısır ittifakının yanı sıra, GKRY, Yunanistan ve İsrail ittifakının oluştuğunu zaten gördük. İki tane üçlü mekanizma olduğunu biliyoruz. Her iki mekanizmanın arkasında da ABD ve AB’nin olduğunu biliyoruz."

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal 13 Kasım’da Kıbrıs’a giderek keşif çalışmaları yaptı. Üssün inşasıyla ilgili çalışmaları yürüten özel ekibin, Ankara’ya teknik detayların tamamlandığı dosyayı gönderdiği öğrenildi. İskele bölgesinde yaklaşık 280 bin dönümlük dev bir alana inşa edilecek modern deniz üssü içinde, radar merkezinden sosyal tesislere kadar pek çok yapı bulunacak. Üs, firkateyn, korvet, denizaltı ve helikopter gemisi gibi her çeşit gemimize ev sahipliği yapabilecek kapasitede olacak. 

ABD’nin tüm tehditlerine ve tatbikat uyarılarına rağmen Türkiye Alanya açıklarına sondaj gemisi Fatih’i göndererek, bu konudaki kararlılığını ilan etmiştir. Üst üste, gerek Cumhurbaşkanı gerek Milli Savunma Bakanı tarafından yapılan açıklamalar da, Türkiye’nin kararlılığının siyasi düzlemde de en üst seviyede olduğunu gösteriyor.

ABD bölgede her alanda kaybetmiştir, kaybetmesi farklı alanlarla ulus devletlere saldırmasıyla apaçık ortadadır. Suriye’de kaybetmesi, Venezuela’da yaptığı hamlede karşısına dikilen ülkeler vb. tüm örnekler ABD’nin ve sisteminin çöküşünün müjdecisidir. Tavizsiz bir şekilde bu süreci de atlatacak olan Türkiye ve bölge ülkelerinin ittifakı ABD’ye bir tokat gibi çarpacaktır. Şüphesiz Bölge coğrafyasının güvenliği ve huzuru Türkiye olmaksızın temin edilemeyecek karakterdedir. Türkiye Devleti tüm bu art niyetlerin bilincinde ve artan risk ve tehditleri bertaraf etme kabiliyetinde olduğunu zımnen değil, açıkça tüm uluslararası camiaya bilfiil aktif bir şekilde sahada olarak göstermekte, ayrıca sürdürülen hukuk dışı çabalara karşı yanıtsız kalmayacağını göstermektedir.

Nilay Güven

TGB Antalya İl Yöneticisi

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler