YAZAR
Türkiye, büyük bir altüst oluş süreci içerisinde. Her altüst oluşun getirdiği yıkımları yaşıyoruz. Sancılar ve olumsuzluklar getiriyor elbette. Ama daha çok: Büyük olanaklar. Çünkü esas olarak, Türkiye’yi çürüten sistemin yıkımı bu. Amerikan emperyalizminin ülkemize dayattığı sistem baştan ayağa çatırdıyor. Bu altüst oluştan ve yıkımdan korkmuyoruz. Tersine Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimci programı, dün olduğu gibi bugün de yangınların içinden çıkıp dayatıyor kendini. Bu gerçeği görüyoruz. Umudumuzu bileyen bu...
GERÇEK VE UMUT
Yanıp, yakınmaktan başka bir şey bilmeyenler gözlerini yumsa da Türkiye bir devrimci sürecin içerisinde. Bu ülkenin Atatürkçü, vatansever ve devrimci gençliği gerçeğe ve umuda gözünü dikti.
Hangi gerçeğe?
Açılım safsatası bitti: 2011’de ilk dile getirildiği zaman Meclis’te “Amerikancı açılıma geçit vermeyeceğiz!” diye haykıran Türkiye Gençlik Birliği (TGB) bu gerçeğe o gün işaret etti.
“Dokunan yanar” dedikleri FETÖ dağıtılıyor: Bu ülkenin bütün meydanlarında -yasaklılar da dahil- “Fetullahçı Çete Dağıtılacak” diye haykıran TGB’liler bu gerçeği dile getirmişti.
Amerika’nın kara gücü, bölücü terör örgütü PKK eziliyor: Üniversitelerde ve bütün yurtta bölücülüğe set çeken TGB, bu gerçeğin fedaisi.
Hangi umuda?
Fetullahçılardan ve PKK’dan temizlenmeye başlayan üniversitelerde, Atatürkçü gençliğin örgütlenme olanakları sürekli artıyor.
Dün hakaret için sıraya giren gericisi, bölücüsü, liberali bugün Mustafa Kemal’e, Atatürk’ün devrimci programına laf edemez hatta ipine tutunur hale geldi.
Türkiye’yi artık hiç bir güç bölemez. Kürtleri, Türkiye’den koparma girişimleri sonuçsuz kaldı.
GERÇEĞİ KAVRATAN DENEYİM
Bu satırları, doğu illerimizde gerçekleştirdiğimiz toplantıların ve gözlemlerin üzerine yazıyorum. TGB Genel Başkanı Çağdaş Cengiz, TGB Genel Sekreteri Özgür Bursalı, TGB Gaziantep İl Başkanı Kutluhan Tencan ve TGB Ankara İl Yöneticisi Birkan Yüce’den oluşan TGB heyeti Van’dan, Siirt’e, Diyarbakır’dan, Elazığ’a ve Malatya’ya kadar uzanan bir toplantılar dizisi gerçekleştirdi.
Türkiye bölünür mü kaygısı yaşayan herkese önerimizdir: Bölgeye gidin, Türkiye’yi bölemeyecekleri gerçeğini kavrayın ve umudunuzu perçinleyin. 24 Temmuz 2015 itibariyle Mehmetçiğin kararlı mücadelesinin PKK’yı ezmesi, nasıl bir iklim yaratmış gözlerinizle görün.
VAN KALESİ’NDEN GÖRÜNEN MANZARA
2011’de depremin, öncesi ve sonrasında terörün yıkmaya çalıştığı Van ilk durağımız. Van’da TGB’yi örgütlemek için sorumluluk alan İsmail arkadaşımızla buluşuyoruz. Tanışma ve birbirimize ısınma turu o kadar hızlı geçiyor ki sanki özlem dolu kırk yıllık arkadaşlar gibi söyleşiyoruz hemen. TGB’yi nasıl hızla büyütürüz? Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde hangi çalışmaları yapabiliriz?
Urartulardan bugüne büyük bir tarihe kucak aşmış Van, bütün Türkiye’ye sarılmaya hazır. İsmail arkadaşımızın bilincinde ve yüreğinde hissediyoruz bunu. Laf lafı açarken, dolaşmaya başlıyoruz bir yandan. İnsanların sıcak selamlarından, yardımseverliğinden hemen anlaşılıyor: Şehir huzursuzluğu üzerinden atmış. Van kalesine çıkıyoruz birlikte. Depremin ve terörün yaralarını saran Van’a bakıyoruz beraber. Rüzgar sert ama yüreklerimizin sıcaklığı kalkan oluyor bize.
Üniversiteye geçiyoruz kaleden inip. Van Kedisi Evi’ni geziyoruz önce. Sonra kantine yemek yemeğe gidiyoruz. Konuştukça bir birimize umut taşıyoruz. Zorlukları aşacak irade var. Bir ay orada kalsak birbirimize doyamayacak gibiyiz. İsmail ile çalışma planımızı yapıp, kardeşlikle kucaklaştıktan sonra düşüyoruz yola.
SİİRT’TE İYİ Kİ YOLLARI KARIŞTIRDIK
Siirt’te üç üniversiteli arkadaşımızla buluşacağız. Şehre ilk kez geliyoruz. Sadece Özgür daha önce bir kere gelmişti. Doğal olarak her yeri anımsamıyor. Yolları karıştırdığımız için iki saat kadar şehir merkezini turlama şansımız oluyor. Yürürken fıstıkçı dükkanlarının renkleri ve büryan kebabının kokusu bizi yavaşlatıyor. Şakalaşan ve gülen Siirtlileri görmek içimizi ısıtıyor. Özgür bir yıl önce geldiği zamanki durumdan çok daha hareketli ve tedirginlikten uzak bir hava olduğunu vurguluyor. En sonunda Siirt Üniversitesi’nin hemen yanında bir kafeteryada arkadaşlarımızla bir araya gelebiliyoruz.
Siirt Üniversitesi’nde ilk hedefimiz bir öğrenci topluluğu kurmak. Atatürkçü gençlerin buluşacağı bir merkez yaratmanın yolları üzerine kafa yoruyoruz beraber. Üç arkadaşımız da hevesli. Kırmızı-Beyaz dergilerimizi ve TGB flamamızı teslim ediyoruz arkadaşlarımıza. Siirt’te de TGB bayrağını yükseltmenin gururunu taşıyoruz beraber.
HENDEKLER VE BEBEK ARABALARI
Diyarbakır’ı özlemişiz. Ta 2010 yılında Aslanoğlu köyüne okul yapmaya gittiğimizden beri her sene bir kaç defa gelmişiz. Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’nde merkez yapmaya çalıştığı, PKK’nın zorbalıkla hükmetmeye çalıştığı Diyarbakırımıza hep güvenmiştik. “Diyarbakır BOP’un Değil, Kardeşliğin Merkezi olacak” dedik. Şimdi o günlerin içindeyiz.
Diyarbakır’da temsilcimiz Veysel’le hasret gideriyoruz. Kadir ve Masum arkadaşlarımızla sohbet ediyoruz. Şehri birlikte dolaşıyoruz. Sanat Sokağı’nı, Sur’u, Diyarbakır Arkeoloji Müzesi’ni... Diyarbakır, PKK baskısı kırıldıkça özgürleşmiş. Hendekler kapatılınca sokaklar çocuklara kalmış. Top oynayan onlarca çocuk gördük. Neşeyle oynayışlarını izledik. Çok sayıda polis de gördüğümüz için sorduk özellikle “Halkla polis arasında hiç bir tatsızlık yaşandı mı?” diye. Tam tersi bir durum var. En büyük kanıtı da çarşılarda, hanlarda sıkça gördüğümüz bebek arabalı aileler.
Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Reşit Can ile, Türk Eğitim-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ahmet Bürhan ile ve Vatan Partisi Diyarbakır İl Başkanı Selahattin Gönül ile sohbet etme şansına da erişiyoruz. Yenilen ABD, Avrasya ile bütünleşmeye başlayan Türkiye, terörün bitirilmesi için yapılması gerekenler üzerine karşılıklı fikir alışverişlerinde bulunuyoruz. Fikirlerimiz tam anlamıyla ortaklaşıyor.
TGB RÜZGARINA HAZIR OLALIM
TGB Elazığ örgütümüz geçtiğimiz yıldan beri hızla büyüyen örgütlerimizden. Seneye güçlü bir şehitlerimizi anma etkinliğiyle giren arkadaşlarımızla buluşmaktan dolayı heyecanlıyız. Fırat Üniversitesi’nde toplantımızı gerçekleştiriyoruz. Yeni dönem çalışma planlarımızı konuşuyoruz.
Üniversite kampüsünde Atatürkçü gençliğin merkezi TGB. Şimdilik şu kadarını söyleyelim: Önümüzdeki günlerde Fırat Üniversitesi’nde TGB rüzgarı esecek.
DOĞUDAN DOĞACAK GÜNEŞ TÜM TÜRKİYE’Yİ ISITACAK
Her ilde yeni arkadaşlarla buluşmanın mutluluğunu yaşadık. Malatya’da kısıtlı zamanı çok verimli geçirdik.
Üniversiteli ve liseli TGB üyesi arkadaşlarla ve İnönü Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu yöneticileriyle buluştuk. TGB’li arkadaşlarla da bir ay içerisinde daha geniş bir zaman diliminde çalışma planımızı yapabileceğimiz bir TGB Malatya toplantısı örgütleme görevini önümüze koyduk.
Van, Siirt, Diyarbakır, Elazığ ve Malatya’daydık. Gittik, gördük:
Türkiye’yi bölmeye kalktıkları merkezler, Türkiye’nin birliğine el veriyor.
Bölücülüğün itibarı yerle bir olmuşken, vatanseverlik yükseliyor. Üniversitelerde vatansever öğrenciler bölücülüğe karşı ağırlığını koyuyor.
Atatürk gençliği, birliğin ve kardeşliğin bayrağını yükseltmeye hazır.
TGB söz veriyor: Terörün açtığı yaraları el birliğiyle saracağız. Türkiye’de vatanseverlik temelinde birlik ve kardeşlik rüzgarlarını batıdan doğuya, doğudan batıya, kuzeyden güneye, güneyden kuzeye estireceğiz!
Çağdaş Cengiz
TGB Genel Başkanı
tgb.gen.tr