Teslimiyet ve İntihar

Solun bir kesimi, PKK/PYD tahlili üzerinden ABD’ye teslim bayrağını çekti. Bu durum Türkiye’de yeni bir olgu değil kuşkusuz.

Teslimiyet ve İntihar

YAZAR

Bir İncirlik Hikayesi


Ahmet Ümit’in son romanı "Elveda Ey Güzel Vatanım"da İttihatçı eskisi Şehsuvar Sami, devrimci geçmişinin her zerresinden duyduğu pişmanlığı, yazdığı mektuplara işledikten sonra, hayatına dair tek bir çözüm üretebilmişti: İntihar etmek!


Şehsuvar Sami başından beri intiharı düşünüyor muydu? Bu soruya olumlu yanıt vermek için yeterli veri yok romanda. Ancak kesin olan bir şey var. O da pişmanlığın teslimiyet olması ve kaçınılmaz olarak intiharla sonuçlanmasıdır. Romanda karşımıza pişmanlık-intihar bağlantısı üzerinden teslimiyet-intihar olgusu çıkmaktadır.


Pişman olan teslim olur ya da teslim olan en sonunda pişman olacaktır. Bu açıdan intihar teslimiyetin yoğunlaşmış ifadesidir.


Bu durumu solun bir kesimine dikkat kesilerek de kavrayabilmek mümkün hale geldi. Tarihin cilvesi midir yoksa kendi düşen ağlamaz mı denir? O biçim bir sol yarattılar ve çok yazık, hayata dev aynasında bakıyorlar!


Tabiî, yaratılan o biçim sol içerisinde teslimiyeti açıktan savunacak İttihatçı eskisi Şehsuvar Sami cesareti de yok. Teslimiyet açıktan savunulmadığı için, onu, belli başlı olgular üzerinden okumak gerekiyor.


ABD’ye Teslimiyet


Solun bir kesimi, PKK/PYD tahlili üzerinden ABD’ye teslim bayrağını çekti. Bu durum Türkiye’de yeni bir olgu değil kuşkusuz. PKK kuyruğunda “akilleşen sol” uzun zamandır başımızın belası. Fakat bugün bu teslimiyet intihar boyutuna ulaştığı için ilgi alanımıza girdi. Çünkü ortada bir cenaze var ve kaldırmak bize düşüyor.


İncirlik Eylemi Umuttur!


TGB’nin İncirlik Üssü’nde ABD askerini kovalamasının üç karşılığı oldu. Birinci karşılık bütün mazlumlar dünyası için umut ve kararlılıktır. Bu olay emperyalizmle mücadele tarihi açısından çığır açıcı bir olaydır. İncirlik Üssü’ne girilmez, denilirdi, girilmiştir! Türk devrimcilerinin armut sapı olmadığı, ABD’nin Türkiye’de rahat yüzü göremeyeceği bir kez daha anlaşılmıştır. Amerika bölgemize dair bütün askeri operasyonlarını yürüttüğü merkezde faka basmıştır. Kağıttan kaplanı yırtma iradesi ayaktadır.


İncirlik Eylemini Küçümseyen Anlayış!


İncirlik eyleminin ikinci karşılığı eylemin küçümsenmesi, önemsizleştirilmeye çalışılması ve alaya alınmasıdır. Neosolculuğun ve PKK düdüklüğünün güzide oyuncusu Barış Atay gibileri ve adı sanı belirsiz dar görüşlü, taş kafalı, beyin fukaraları bu karşılığın bayraktarlığına soyundular. Bunlar için kalem oynatmak dahi zul! Ancak bunlar böbrek kanalları içinde oluşan böbrek taşı gibidirler. O yüzden bu ahmaklık görmezden gelinemez!


Bu zevatın yüreği, mazlumlarla birlikte çarpmaz. Ağızlarından dökülen lafların fiyakası, devletlerin bağımsızlık, milletlerin kurtuluş, halkların devrim davasını kuvvetlendirmek için değil, alkış almak içindir. Alkış için her şeyi yapabilecek bir zevatla karşı karşıyayız! Alkışın geleceği yön, yüreklerinin atış hızını belirlemektedir.


Akılları emperyalizmin bilinç endüstrisi tarafından şekillenmiştir. Onlar için akıl arzuların tatmin aracına dönüşmüştür. Oturdukları yerden, gözlerini budaktan uzakta tutarak, atıp tutmak yeni bir entelektüellik şeklidir. Bu işi iyi becerme yetenekleri sayesinde akılları öznelleşmiş ve biçimselleşmiştir. Bulanık teoricilikleriyle mesutlar.


Bu zevatın vicdanı mazlumlar için ayağa kalkmaz. Bunlar için vicdan çağımızın en çok alınıp satılan malıdır. Öyle bir vicdan ki, emperyalizme karşı savaş mı veriyorsunuz, kış uykusundadır! Ayaklanması için hurafe tezler ortalığa saçılmalıdır. Olguların canına kıyılmalıdır!


İncirlik eyleminin onlara göre başarı kıstası İngilizce seviyesidir. Onlar için ABD’nin kukla örgütlerine karşı savaşan Esad’ın ordusunun vatan savaşı İngilizce bilinmiyorsa, ilkeldir. Vietnamlılar da ilkeldi. Guatamalalılar da… Çanakkale’de Türk ilkelleri savaştı. Zaten Türkler “kıçlarını sıkarak yaşayan” bir milletti. Medeniyetin tek dişi bunların ağızlarında sallanıyor.


Bu gerçeği ilk kez açıklıyoruz, çağımızın en ilkel savaşını verdiğimiz için onur duyuyoruz!


Kör AKP Karşıtlığı


İncirlik eyleminin üçüncü karşılığı kör AKP karşıtlığının piyasaya sürülmesidir. Çünkü bu çok karlı bir iştir. Mal bulmuş mağribiler, beklenen ilgiyi böylece toplayabilecektir. Onlar için ABD askerinin “ininde” kovalanmasına değinip geçmek yeterlidir. Ama hani AKP protestoları nerededir? İncirlik eylemi umutları tazelemiş, dünyada yankılanmış, mazlumlar dünyasında sevinçle karşılanmış… Bırakın canım bunları… Hani AKP protestoları…


Fuzûli, “Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.” sözünü bu günler için mi söyledi? Biz razı olunmayanı yapacağız! Bu şarlatanlığı sineye çekmeyeceğiz! Bu zibidi edebiyatıyla emperyalizmin önüne örülen duvarı da yıkacağız!


Bu zevatın mücadele stratejilerinde bütünsel ve sınıfsal bir tavır yoktur. Çünkü sırtlarında yumurta küfesi taşımıyorlar. Millete karşı sorumluluk beslemiyorlar. İktidar olmak gibi bir dert çekmiyorlar. Klavye başında değişik sesler çıkarmayı devrimcilik bellemişler!


Küçük burjuva süprüntüleri… Bunların programsızlıkları ve ilkesizlikleri gözlerini kör etmiştir. Zamanın, içinde bulundukları andan ibaret olduğunu sanıyorlar. “Ne olursa olsun”cudurlar, “gitse de kurtulsak”cıdırlar. Sonrasını görmeyen bir tasarımsızlık içindedirler. Bu tavırları onları AKP’nin yedeğine düşürmektedir.
Bunların müzmin muhaliflikleri ve kör karşıtlıkları sistemin kendisini yeniden üretmesinin önünü açtı hep. Özal gitti, Çiller geldi. Çiller gitti, Erdoğan geldi. Bu aymazlığın yeni Erdoğan'lar getirmesi kolay olmayacak!


Buyurun Cenaze Namazına


İncirlik eylemi ABD cephesinde telaş yarattı. Mazlumların direnişine karşı tüyleri ürperenlerin ağızlarının köpekleşmesi bundandır. Alp'lerden, Akdeniz ülkelerine kadar bütün milli ve sosyalist örgütler sevinçteyken, bunların saldırganlığı bundandır. Emperyalizme karşı göğüs göğüse dövüşen ülkelerin devrimcilerinin kararlılığı doruktayken, bunların alçalması, ufalması bundandır. Mehmetçiğin PKK’ya karşı verdiği vatan savaşının karşısında da böyle konumlandılar!


İncirlik eylemi bütün mazlumlar için yazın gelişinin habercisi oldu. ABD cephesi ise fırtınalı bir kışın içindedir. Maalesef intihar eden bir takım solun cenazesi kışa denk geldi!


Şair öldüm, öldüğümü bile söylemediler, diyordu. Evet, ortada bir ölü var. Mesele bu gerçeği saptamak ve cenazeyi kaldırmaktır bundan böyle.

Tarih:
Diğer Haberler