Unutulmayacak 10 Kasım

Türkiye’de milli kuvvetler Atatürk’te birleşmeye ve milli hükümet seçeneğini yaratmaya zorluyor. Anıtkabir’de kucaklaşan Türk milleti zafere koşuyor.

Unutulmayacak 10 Kasım

YAZAR

Türk milleti, 10 Kasım 2017 günü, Cumhuriyetimizin kurucusu büyük devrimci önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, memleketin dört bucağında 7’den 70’e minnetle andı. Türkiye Gençlik Birliği olarak bizlerse, başta Ankara merkezli olmak üzere her şehirde her üniversitede 2017’in 10 Kasım’ına yakışır anmaların öncüsü olduk. Ankara teşkilatımız ise saat 11’de Tandoğan girişinde buluşmak için günler öncesinden sözleşmişti. 29 Ekim İstiklal Yürüyüşümüzü gerçekleştirdikten hemen sonra, hatta yürüyüşümüz sırasında destekçilerimizden ve üyelerimizden TGB’nin 10 Kasım planına dair çok sayıda soru aldık. Telefonlarımız 10 Kasım’a kadar hiç susmadı.

ANITKABİR’DE İNSAN SELİ

10 Kasım günü sabahın erken saatlerinde Anıtkabir önündeydik. Kendimizi on binlerin içerisinde bulduk. Türkiye’nin her noktasından otobüsler gelmişti; içlerinde çeşitli taraftar grupları, siyasi partiler ve STK’lar vardı. Asıl dikkat çeken ise her yaştan öğrencinin akını oldu! Metro durağında bekleyenler ilk seferde yoğunluktan inemiyor ve "Dağ Başını Duman Almış..." marşıyla ikinci sefere binmeyi umuyordu. Tandoğan Meydanı’ndan Aslanlı Yol’a kadar uçsuz bucaksız bir kalabalık, saatler ilerledikçe hiç eksilmeden ve çoğalarak, arzuladığımız görüntüleri veriyordu. Neden arzuladığımız diyorum? Çünkü bu 10 Kasım diğerlerine hiç benzemiyordu. Tarihi bir 10 Kasım’ı geleceğe umut saçan bir tabloyla geride bıraktık.

Kalabalıktan dolayı kendi arkadaşlarımızla bile buluşmakta güçlük çektik. Yıllardır Türkiye’yi sağ-sol demeden Atatürk’te birleşmeye davet eden bizler o gün; AKP’li, Vatan Partili, CHP’li, MHP’li yurttaşlarımızla birlikte aynı sloganları atıyor, aynı marşları söylüyorduk. Bazısı ‘ilk defa gelmek nasip oldu’ derken bazısı da her eylem sonrası vardığı Anıtkabir önünde "Bizim mahalleden değil" dedikleriyle 10 Kasım’ın yas değil mücadele günü olduğunu haykırıyordu. Kimse ‘Atatürk benim, senin’ kavgası yapmıyor aksine paylaştıkça çoğalan mutluluğu yaşıyorduk.

ZAFERLER BİZİ BEKLİYOR

Türkiye’nin bu noktaya kolay bir şekilde gelmediğini biliyoruz. İçeride FETÖ ve PKK gibi Amerikancı terör örgütlerin fazla değil birkaç yıl önceki Türkiye’yi getirdikleri noktayı hatırlıyoruz. Kısaca özetleyecek olursak; PKK, Türkiye Cumhuriyet’nin 20’ye yakın şehrinde kimlik kontrolü yapıyor, şehirlerine bombalar patlatıyor yüzlerce vatandaşımızı şehit ediyor. Diğer yandan FETÖ Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davalarında Türk ordusu başta olmak üzere Türk milletinin vatansever ilerici birikimi hedef alınıyordu. Dışarıda ise komşularımızla kavgalı ve toprak bütünlüğümüzü tehdit eden besleme terör örgütleriyle karşı karşıyaydık. O dönemde yasaklanmaya çalışılan milli bayramlarımıza polis müdahalesiyle karşılaşıyor gaz bombaları eşliğiyle varıyorduk. Bu manzara artık tarihin çöplüğüne gömüldü. O süreçte yılmadan mücadele eden TGB ve milli kuvvetler teröre karşı en net tutumu aldılar ve birleştirici oldular. Kumpas davalarında, Amerikancı F tipi örgütüne rağmen Silivri duvarlarını yıkıp vatanseverler ile birlikte vatan savaşı sürecinin fitilini ateşlediler. Artık Aslanlı Yol’da Atatürk’te birleşmenin tarihsel zorunluluğu gelip çatmıştı. Vatansever kuvvetler içte ve dışta teröre karşı her geçen büyüyerek birlik oldu. Türkiye bir büyük kopuşa doğru girmeye başlamıştı. Talimatı İncirlik’ten verilen 15 Temmuz Amerikancı darbe kalkışmasıyla Türkiye işgal edilmek istendi. "Müttefik" ABD’nin "Kara gücüm" dediği terör örgütü PKK’ya açıktan silah yardımıyla bu kopuş hızlanmıştı. Fırat Kalkanı ve İdlib operasyonları ile Türkiye, Amerikan’ın İkinci İsrail planına çomak soktu. Artık yönünü Avrasya’ya dönmeye başlayarak bölge ülkeleriyle ekonomik, askeri anlamda anlaşmalar yapmaya başladı ve somut adımlar attı. Binlerce terör örgütü mensubu cezaevlerine sokuldu.

TÜRK MİLLETİ ANITKABİR’DE KUCAKLAŞTI

İktidar Türkiye’nin zorunluluklarını keşfetti. Bu keşif, doğal olarak Atatürk’ü de keşfettirdi. 10 Kasım’da da Anıtkabir önünde birleşen Türk milleti, vatan savaşının kesin zaferini Atatürk’ün halkçı, devletçi ve antiemperyalist devrim programına sarılmak olduğunu tespit ediyor ve mevziye giriyor. Artık çarenin Amerikancı çürümüş esaret zincirleri değil, Atatürk’ün açtığı bağımsız ve başı dik Türkiye mücadelesi olduğunu biliyor ve birleşiyor. Düne kadar yazılı ve görsel medyada "Tartışılan Atatürk" bugün "Paylaşılamayan Atatürk" oluverdi. Bundan mutluluk duyuyoruz. 10 Kasım’da Aslanlı Yol’da birleşenler Atatürk’ü paylaşmayı bildi. 10 Kasım bu bakımdan milattır.

Bugünü yaratan ise FETÖ’nün, PKK’nın ve tüm Amerikancı kuvvetlerin karşısında dik durup mücadele eden Türk milletidir. Bu süreç Türk askerinin, polisinin ve tüm milletimizin ortak iradesinin yansımasıdır. Türkiye’de milli kuvvetlerin varlığı Aslanlı Yol’da Atatürk’te birleşmeye ve milli hükümet seçeneğini yaratmaya zorluyor. Anıtkabir’de kucaklaşan Türk Milleti, zaferlere yürüyor.

Anıl Eren Yıldız

TGB Ankara İl Sekreteri

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler