Yenilen Batı güreşe doymaz!

Emperyalist Batı, dayattıkları ‘özgürlüklerle’ kendi çukurlarını kazmaktalar ama bunu hala kabullenmemek için büyük bir çaba göstermekteler.

Yenilen Batı güreşe doymaz!
Can Çakır
Can Çakır
ULUSLARARASı İLişKiLER BüROSU AVRUPA MASASı SORUMLUSU

Gelişmeleri takip ettikçe anlattık; Batı sistemi çöküyor, Asya yükselişte. Çöktükçe saldırganlaştığını, saldırganlaştıkça da şehirlerimizde bombalar patlattığını yazmıştık. Terörün kravatlı elçilerine yapılan operasyonlara karşı demokrasi naralarıyla kendi özgürlüklerini haykırdıklarını dile getirmiştik fakat asıl darbeyi yine kendi içinden aldı Batı: İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Marshall Yardımı’yla Avrupa’yı kendine bağlayan ABD, sisteme karşı en büyük tehdit olarak gördüğü Donald Trump’ı Beyaz Saray’a taşıdı.

Trump göreve geleli iki hafta oluyor. Özellikle bu ilk iki haftada imzaladığı tartışmalı kararnameler büyük yankı uyandırdı fakat bu kadarıyla da kalmadı. Neoliberalizmin çöktüğünü açıkça ilan etti.

YENİLGİNİN AYAK SESLERİ

Yıllardan beri süregelen bir süreç aslında söz konusu olan. Soğuk Savaşı’nın bitmesiyle birlikte her geçen gün daha fazla yayılan Amerikan emperyalizmi, Yugoslavya’nın parçalanması ve Irak Savaşı süreçlerinde kendi “demokrasilerini” dayatırken bombalarını yağdırdılar. Unuttukları tek bir şey vardı: özene bezene barış güvercini haline getirmeye çalıştıkları o bombalar, uçmak yerine Afganistan’ın, Irak’ın şehirlerine düşünce, Batı, kısa zamanda büyük bir karizma çizikliğiyle karşılaştı. Bush yönetimi, görev süresinin bitiminde o zamana kadar en sevilmeyen ABD başkanı olarak tarihe geçti.

Karizmayı yerine getirmek için göreve gelen Obama ise dışişleri bakanı olarak, Yugoslavya’nın parçalanmasına sebep olan Bill Clinton’un eşi Hillary Clinton’u göreve getirerek Batı Asya ve Kuzey Afrika coğrafyasının tümünde rejim değişikliklerine gidilmesine sebep oldu fakat en son bombalarını Suriye ve Libya’ya yağdırınca tarihin en büyük göç sorunuyla karşı karşıya kaldılar. Silahlarıyla savaşlar ihraç eden Batı, milyonlarca insan ve bir dizi terör olayı ithal etmek zorunda kaldı. Kendi refah düzeyini tehlikeye sokan emperyalizm, bu durum karşısında halkına hesap verme aşamasına geldi.

YÜKSELEN MİLLİYETÇİLİK VE DAYATMA DEĞERLER

Bundan dört sene önce bir skandalla Obama hükümeti, Almanya’da ağır bir darbe almıştı. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in bile ABD istihbarat örgütü NSA tarafından dinlendiğini öğrenen halkın güveni derinden sarsılmıştı. Almanya’nın tepkisi ne mi oldu dersiniz? “Dostlar arasında dinleme olamaz”[1] ifadeleriyle Merkel süreci geçiştirerek halk içinde büyük bir güvensizliğe neden oldu.

Avrupa, kendini bu hale getiren ABD’ye karşı hiçbir zaman tavır almadı ki dinleme skandalı gibi en büyük güvensizliğin hakim olduğu bir dönemde bile susmayı tercih etti. Avrupa’nın neoliberalleri bu şekilde halkı karşılarına aldılar. Halk ise kendi çözümünü kendisi üretti: İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’da sindirilen milliyetçilik yeniden öne çıktı.

Avrupa’nın sağ partileri her geçen gün daha da fazla güç kazanıyorlar. AfD’ler, Front National’ler anketlere göre bir sonraki seçimlerde hükümet belirleyici roller oynayacaklar. Bu durum karşısında ilk fırsatı yine “baba” ABD yakaladı: yüz binlerce Suriyelinin, Libyalının katili Hillary Clinton, Donald Trump’ın seçilmesiyle ağır bir darbe yedi.

BİLİNEN HATAYI İKİNCİ KEZ TEKRARLAMAK

Neoliberal sistem hatalarını görmemekte kararlı. Trump’ın göreve başlamasıyla birlikte yapılan yorumların hepsi istisnasız yenilgilerini kabul ettikleri yönünde. Başta Almanya’nın Cumhurbaşkanı Adayı, Eski Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier olmak üzere Batı’nın istisnasız bütün düşünürleri, “20. yüzyılın dünya düzeni bitti”[2] ifadelerini kullanmaktalar. Süregelen uygulamalarla devam edemeyeceklerinin farkındalar. Çöken dünya düzeni karşısında Trump’ın eski “değerlere” döneceğini ümit ediyorlar.

2017 yılında Almanya ve Fransa’da seçim yılı. Almanya’nın sosyal demokratları, Eski Avrupa Birliği Parlamentosu Martin Schulz’u başbakanlığa aday gösterdi. Alman Hür Demokrat Parti Genel Başkanı Christian Lindner, devlet kanalı Phoenix’e vermiş olduğu bir demeçte Schulz’u koyu bir Avrupa merkeziyetçisi olarak tanımlamakta.[3] Halbuki dayattıkları ‘özgürlüklerle’ kendi çukurlarını kazmaktalar ama bunu hala kabullenmemek için büyük bir çaba göstermekteler.

Eh ne diyelim… yenilen pehlivan güreşe doymazmış!


Can Çakır
TGB Almanya Genel Sekreteri

 

Dipnot:

1. http://www.deutschlandfunk.de/spionageaffaere-ausspaehen-unter-freunden-das-geht.1773.de.html?dram:article_id=336484

2. http://www.bild.de/politik/inland/dr-frank-walter-steinmeier/die-alte-weltordnung-ist-vorueber-49896494.bild.html

3. https://www.google.com/urlsa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=5&cad=rja&uact=8&ved=0ahUKEwie4IWFqfHRAhXkC5oKHcQzAMIQtwIIJjAE&url=https%3A%2F%2Fwww.youtube.com%2Fwatch%3Fv%3Djwv72CsasL8&usg=AFQjCNEz6id5qpsRp6hNJbaFC9Y1y7hg_A&sig2=3SD_lIYNaRh-nnXJjO5U7g&bvm=bv.146073913,d.bGs

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler