“Başkanlık Sistemi” tartışmaları gündelik yaşamının bir parçası haline geldi. Hemen her gün, iktidar ve muhalefet cephesinden açıklamalar yapılıyor. Sular ısınıyor. Atatürkçüleri ve vatanseverleri yine tarihi ve büyük bir mücadele bekliyor. Türkiye içeride ve dışarıda bölücü ve yobaz terörüyle mücadele halindeyken, hükümet toplumu daha da kutuplaştıracak “Başkanlık Sistemi” vurgularını sorumsuzca yoğunlaştırıyor.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli’nin kuyuya attığı taşın ardından Başbakan Binali Yıldırım, “Başkanlık sistemi gelmezse ülke bölünür.” derken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de “Asıl başkanlık sistemi ülkeyi böler.” dediler.
Başkanlık sistemi yönetim biçimi halini aldığı takdirde milletin iradesini temsil eden ve 15 Temmuz gecesi Amerikan güdümlü bombaların hedefi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) fiilen devre dışı kalacağı ve başkanın TBMM’ye karşı sorumsuz olması ilkesiyle ülkede TBMM’den daha yetkili bir makamın doğacağı biliniyor. Peki, Cumhuriyetimizin kurucusu ve milletimizin kurtarıcısı Atatürk, başkanlık sistemi ile ilgili ne demişti?
Gazeteci-yazar Sadi Borak, Atatürk’ün Resmi Yayınlara Girmemiş Söylev Demeç Yazışma ve Söyleşileri* isimli kitabında, başkanlık sisteminin önerilmesi üzerine Atatürk’ün şöyle dediğini aktarıyor:
“Amerika sistemini memleketimizde tatbik etmeyi hiç aklıma getirmedim. Sistemsiz ve kanunsuz tarzda Reisicumhurlukla başvekâleti birleştirmeyi asla düşünmedim. Ve düşünecek adam olmadığım bütün milletçe malumdur zannederim.”
Türkiye bölücü ve yobaz terörünün kıskacını kırmış, Amerika İsrail güdümlü sömürge koridorunu yararken, sorumsuzca kendisini her şeyin üzerine koymaya çalışanlar iyi bilmelidir: Türk gençliği Türk milletinin iradesini saltanat heveslilerine yedirmez!
Başkanlığa hayır, YAŞASIN CUMHURİYET!
*4 Kasım 1930 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nden aktaran Sadi Borak, Atatürk’ün Resmi Yayınlara Girmemiş Söylev Demeç Yazışma ve Söyleşileri, 2. Basım, Kaynak Yayınları, İstanbul, Şubat 1997, sf. 239
tgb.gen.tr