Atatürk Düşmanı Olan O Koltukta Oturamaz!

Prof. Dr. Y. Şevki Hakyemez’in, ‘Türk, Atatürk milliyetçiliği, Atatürkçülük ve Atatürk ilke ve inkılapları’ kavramlarına karşı çıktığı ortaya çıktı

Atatürk Düşmanı Olan O Koltukta Oturamaz!

Tayyip Erdoğan’ın AYM üyeliğine seçtiği Prof. Dr. Y. Şekvi Hakyemez’in, ‘Türk, Atatürk milliyetçiliği, Atatürkçülük ve Atatürk ilke ve inkılapları’ kavramlarına karşı çıktığı ortaya çıktı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi üyeliğine atadığı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez’in, yeni anayasada “Türk” değil, “Türkiye halkı” kavramının kullanılmasını istediği ortaya çıktı. Hakyemez’in sunduğu anayasa raporunda “Atatürkçülük, Atatürk milliyetçiliği, Atatürk ilke ve inkılapları” gibi ifadelerin yer almasına karşı çıkıldı. Raporda ayrıca “yerel yönetimlerin güçlendirilmesi” de yer aldı.

‘VİCDANİ RET HAKTIR’

Aralarında Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez’in de bulunduğu bir grup akademisyen Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) adına, “Vesayetsiz ve Tam Demokratik Bir Türkiye İçin İnsan Onuruna Dayanan Yeni Anayasa” başlıklı bir rapor hazırladı. Hakyemez’in sunduğu raporda dikkat çeken noktalar şöyle:

Vicdani ret bütün vatandaşlar için haktır. Kimse, dini ve felsefi inanç ve tercihlerine aykırı kamu hizmet- lerine zorlanamaz. Vicdani ret hakkı kamu yükümlülüklerinde eşitlik ilkesine uygun olarak kullanılabilir.

Vicdani ret hakkını tanımalı ve vatan hizmetinin diğer kamu kurumlarında da yerine getirilebileceğine ilişkin açık hükümler ihtiva edilmelidir.

‘DEVRİM KANUNLARI OLMASIN’

Devrim Kanunları’na yeni anayasada yer verilmemelidir. Devletin ideolojik tarafsızlığı ilkesi ile çelişen Atatürkçülük, Atatürk milliyetçiliği ve Atatürk İlke ve İnkılapları gibi ifadeler kullanılmamalıdır. Anayasalarda hiçbir surette değiştirilemez hükümlere yer verilmemelidir.

‘YEREL YÖNETİM GÜÇLENSİN’

Anayasada yerinden yönetimin esas, merkezi yönetimin istisna olduğu ilkesine yer verilmeli, merkeziyetçilik azaltılmalı ve yerel yönetimler güçlendirilmelidir.

‘ANAYASA’DA TÜRK OLMASIN’

Anayasaların bir toplumsal söz- leşme olduğu esprisine uygun, kısa ve öz ifadelerden oluşan ve temel değerlere yer verilen bir başlangıç metni konabilir. Önerimiz:

“Biz Türkiye halkı; bütün insanların evrensel hak ve özgürlüklere sahip olduğu inancını taşıyoruz. Tüm bireylerin hiçbir ayrımcılığa maruz kalmaksızın eşit olduğunu kabul ediyor ve bütün farklılıkları kültürel bir zenginlik olarak görüyoruz. Evrensel barış idealini paylaşıyor ve doğanın dengesini korumayı bir insani sorumluluk sayıyoruz. İnsan haklarını, hukukun üstünlüğünü, çoğulculuğu, özgürlüğü ve eşitliği esas alan ve her-kesin insan onuruna yakışır bir şekilde yaşamasını hedefleyen demokratik bir düzen kurmak istiyoruz. Bu anayasayı, birlikte yaşama irademizin bir beratı olarak kabul ve teyit ediyoruz.”

TSK’YA DÜZENLEME

Yeni anayasa mutlaka Türkiye Silahlı Kuvvetleri’ni (TSK) vesayet tartışma- larının dışına çıkaracak düzenlemelere yer vermelidir. Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmalıdır. Milli Güvenlik Kurulu anayasal kurum olmaktan çıkarılmalı, oluşumu ve çalışmalarında siyasi iktidar tek belirleyici olmalıdır. Genelkurmay Başkanı dışında asker üyeye yer verilmemelidir. Dış savunma haricindeki tüm güvenlik birimleri İçişleri Bakanlığı’na bağlanmalıdır. Silahlı Kuvvetler bünyesinde yüksek komuta kademesine yapılacak olan bütün atamalar siyasi otorite tarafından gerçekleştirilmelidir. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının Yüce Divan’da yargılanmasından vazgeçilmelidir. 

-Aydınlık Gazetesi

Tarih:
Diğer Haberler