Bir Daha O Acı Yaşanmasın Diye Gönüllü Oldular

Marmara Depremi'ni yaşayan vatandaşlar, bir daha aynı acılar yaşanmasın diye gönüllü çalışmalar yürütüyor.

Bir Daha O Acı Yaşanmasın Diye Gönüllü Oldular

"Asrın felaketi" olarak nitelendirilen Marmara Depremi'nden sağ kurtulanlar, yıllar geçmesine rağmen o anları dün gibi hatırlıyor. Yakınlarını, anılarını göçük altında bırakan vatandaşlar, bugün bir daha aynı acılar yaşanmasın diye çalışıyor. Gönüllü olarak, kurtarma ve arama çalışmalarına katılan vatandaşlar, eğitimin önemine dikkat çekiyor. Gittikleri her yerde depremde ne yapılacağını, kurtarma ve arama çalışmalarının önemine vurgu yapan gönüllüler, tüm vatandaşları duyarlı olmaya çağırıyor.

18 BİN ÖĞRENCİYE EĞİTİM VERİLDİ

Marmara Depremi'nin en çok yıkıma yol açtığı kentlerden Yalova'nın sekiz mahallesi ile iki ilçe ve bir beldesinde örgütlenen 350'den fazla gönüllü, olası bir afette insanların yardımına koşmak için hazır bekliyor.

Gönüllü hareketi olarak 2002'de başlayan çalışmalarını yoğunlaştıran bir grup vatandaş, 2004'te Yalova Mahalle Afet Gönülleri Derneği (MAG-DER)'ni kurdu. Eğitim alan gönüllüler, her mahalleye yerleştirdikleri konteynerlere olası bir depremde ulaşarak içindeki malzemelerle arama kurtarma çalışmalarına destek verecek.

Yalova MAG-DER Başkanı Sabri Karaçam, afet bilinci eğitimlerine daha da ağırlık verdiklerini dile getirdi. Karaçam, arama kurtarmadan çok eğitime önem verdiklerini aktararak, "2018-2019 eğitim öğretim yılında 40 okulda 18 bin öğrencimize afet bilinci eğitimi verdik, okul tahliyelerini yaptık. Öğrencilerimiz bilinçlendi" ifadelerini kullandı.

'ÇARESİZ KALDIK'

Gönüllülerden Muhittin Mert, Marmara Depremi'nde yaşadıklarını şöyle anlattı: "O gün yaşadığım, gördüğüm kadarıyla insanlar çaresizlik içindeydi. Evden dışarıya çıktım. Enkazın üstünde bir genç, 'Babam enkazın içinde' diye çaresizlik içinde ağlayıp sızlıyordu. Bir şey yapamadığımızdan, bilinçli olmadığımızdan orayı terk etmek zorunda kaldık ama öğrendik ki gönüllüler bir şeyler yapabilir. Onun için mahalle afet gönüllülerine katıldım."

KURTARMA GÖNÜLLÜSÜ OLDU

Depremden eşiyle enkazdan çıkarılan eğitimci Serdar Güneş, aldığı eğitimlerle deprem bilinci kazandırmanın yanı sıra arama kurtarma çalışmalarında gönüllü olarak yer alıyor.

Kocaeli'de öğretmen olarak görev yaptığı dönemde meydana gelen Marmara Depremi'nde enkaz altında kalan Güneş, gardırop ve yatak arasındaki boşlukta hayata tutunup, dört saatlik bir çalışmanın ardından bulunduğu yerden çıkarıldı.

Yaşadıklarından etkilenen Güneş, iz sürme ve çadır kurmadaki bilgi ve tecrübesi sebebiyle Kocaeli Valiliğince kurulan kriz masasında görev aldı. Güneş, sekiz kişilik özel ekiple 500'e yakın çadır kurmanın yanı sıra erzak, temizlik ve giyim malzemesiyle temel ihtiyaçların sevkıyatında yer alarak kazazedelere yardımcı olmaya çalıştı.

EĞİTİM AİLEDE BAŞLAR

Serdar Güneş, her şeyin eğitimle değişeceğini ve gelişeceğini belirterek, "Eğitim ailede başlar. Anne baba bu konuda bilinçliyse kendileri çocuklarına bu tip bilgileri aktarabiliyorlar ama maalesef ulaşamadığımız ve hassas olmayan aileler var" dedi.

Depremle yaşamanın ülkenin bir gerçeği olduğunun unutulmaması gerektiğini vurgulayan Güneş, "Mümkün olduğunca basın yoluyla, birebir eğitimlerle sık sık halkımızı bilinçlendirmemiz gerekiyor. Depremi unutmak yaşayan için mümkün değil" diye konuştu.

ATIKTAN ESERLERLE GERÇEĞİ SERGİLİYOR

Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde yaşayan rölyef sanatçısı Mehmet Erol Buga, Marmara Depremi'nde yaşanan bina yıkımını tabloya işleyerek deprem gerçeğine dikkati çekiyor.

Sanat hayatında 25 yılda 300'ün üzerinde eser ortaya çıkaran Buga, Marmara Depremi'ne ilişkin eserlerini, topladığı atıklardan yaptığı eserlerle atölyesinin ön camında sergiliyor.

Buga, doğadaki atıkları değerlendirerek eserlerini ortaya çıkardığını söyledi. Eski tarihi evleri, çektiği fotoğraflar yardımıyla bire bir tablolara yansıttığını anlatan Buga, son çalışmasında Marmara Depremi'nin 20'nci yılında bir eser ortaya çıkardığını kaydetti.

Buga, eserini doğadaki atıklarla 18 günde tamamladığını dile getirerek, şöyle konuştu:

"Depremin olduğu yıllarda gemilerde çalıştığım için depremi denizde hissettim. Daha sonra karadaki görüntüler içimi bir hayli acıttı. Bir yıldır Değirmendere'de yaşıyorum. Tablolarım arasına böyle bir eseri de dahil etmek istedim. Duygularımı tabloya yansıtmak, insanların depremi unutmamasını istedim. Değirmendere'de depremin yıktığı bir sürü bina vardı. O bölgelerden atıklar toplama başladım, o atıklarla da bu tabloyu ortaya çıkardım."

'ESERİ GÖREN KOMŞUM İRKİLDİ'

Çalışmaya başlamadan önce komşusunun kendisine deprem fotoğraflarının olduğu bir albüm verdiğini aktaran Buga, albüm içerisinden eserini ortaya çıkardığı fotoğrafı seçtiğini ifade etti.

Buga, komşunun ara sıra atölyeye geldiğini belirterek, şöyle devam etti: "Fotoğrafını aldığım komşum tesadüfen eserin bitişini gördü, irkildi ve üzüldü. 'Neden böyle oldun' dedim. 'Oğlum bu evden üst kattan sağ çıktı' dedi. Yaşanmış bir bina, binanın yarısı resimde tamamen duruyor ama yarısı yıkık. Eserimde gazbeton malzemesi, tel, CD kapakları, oluklu mukavva gibi malzemeler kullandım."

Buga, deprem gerçeğini unutturmamak gerektiğine dikkati çekerek, "Deprem gerçeğini gündemimizde tutmak zorundayız. Bunu sadece ben değil, depremin unutturulmaması için yerel yönetimler de hükümetimiz de bunu yaşayan vatandaşımız da böyle çalışmalara ön ayak olmak zorunda” diye konuştu.

99'DAKİ MANŞET BAŞLIKLARI TEKRAR ETMESİN!

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurfeddin Kahraman, Marmara Depremi ile ilgili gazete kupürleri ile görselleri halkı bilgilendirmek ve bilinçlendirmek amacıyla arşivledi.

Depremde yakınları ve arkadaşlarından bazılarını kaybeden Kahraman, olaydan bir saat sonra haber alarak eşiyle bölgeye gittiğini söyledi. Büyük bir yıkımla karşılaştıklarını belirten Kahraman, "Oraya vardığımda yakınlarımın vefat ettiğini öğrendim. O gece gördüğüm manzarayı anlatmakta gerçekten zorlanıyorum. Bir mukavva, bir yastık veya başını koyabileceği bir şey bulan Derince'nin dağlarına, tepelerine çıkmaya çalışıyordu" ifadelerini kullandı.

İLK SERGİSİNİ 2009'DA AÇTI

Kahraman, felaketin topluma anlatılması gerektiğini düşünmüş. Olaydan sonra iki ay boyunca gazeteleri arşivleyerek, ders materyali olarak da kullanmış. Kahraman, şöyle devam etti:

"Deprem vesilesiyle sergi yapma kararı aldım çünkü ona yönelik depremlerle ilgili halkın bilinç ve bilgi düzeyinin çok zayıf olduğu kanaatindeyim. Özellikle okullarımızı bu konuda üst düzey bilgilendirme açısından sorumlu olarak görüyorum. Bu serginin amacı, bilinçlendirme ve bilgilendirme çabalarına farklı bir boyut ekleyebilmekti. 17 Ağustos 2009'da Burdur'da sergi açtım."

'TARİH TEKERRÜR ETMESİN'

Prof. Dr. Kahraman, “Önceden kararlaştırılmış, tatbik edilmiş ve tatbikatı yapılmış mutlaka uygulamalar devreye sokulmalıdır. Böyle olmazsa maalesef bu gazetelerin attığı başlıkları yeniden atmak zorunda kalırız, tarih hep tekerrür eder” dedi.

Kahraman, bir manşette 'Devlet enkazın altında' başlığının kullanıldığını belirterek, “Deprem bir doğal afettir ve gereği neyse onlar yapılabilir, yapılmaz değil. Depremle nasıl yaşayacağız; insanımıza bunu öğreteceğiz” diye konuştu.

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler