‘Hayır’ çıkmazsa kriz çıkacak!

TÜSES’in düzenlediği açık oturumda konuşan ekonomistler güçler ayrılığının çöpe atılmasıyla reel sektörde iflas ve batışların olacağını söylediler

‘Hayır’ çıkmazsa kriz çıkacak!

Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TÜSES), “Başkanlık Sisteminin Ekonomiye Etkisi” konulu bir açık oturum düzenledi. Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu, Prof. Dr. Seyfettin Gürsel ve ekonomist Uğur Gürses’in konuşmacı olduğu oturumda, siyasette ve ekonomide merkezileşmeye dikkat çekildi.

Türkiye’nin ekonomik yapısı gereği dış kaynak geldiği sürece büyüyebildiğini kaydeden Uğur Gürses, “Sudden Stop dediğimiz, döviz girişini durduğunda ekonominiz de aniden duruyor. Kalbinizin durması gibi” dedi.

Türkiye’nin içine kapanması durumunda bir reel sektör krizi ve hanelere varan bir kriz yaşanacağını öngören Gürses, “Siz 1989’da oyunu uluslararası kurallara göre oynayacağım diye yola çıkmışsınız. Zaman zaman siyasetçilerin bunun dışına çıkmak yönünde eğilimleri oluyor. Ama gideceğiniz alternatif bir yolunuz yok” diye konuştu.

Türkiye’nin temel sorununun döviz olduğunu ve bunun değişmeyeceğini ifade eden Gürses, “Son 10 yılda portföy yatırımları hızla geldi. Ama çıkarken de hızlı çıkıyor. Başkanlık sistemiyle, elimizle tek kalan kuvvetler ayrılığını çöpe atacaksak alarm zilleri çalıyor demektir. Artık iflasları, batışları konuşuruz. Bu çarkın dönmesi gerekiyor. Onun koşulları da belli” görüşünü dile getirdi.

MERKEZİLEŞME DALGASI

AKP’nin 2009’dan sonra ekonomi yönetiminde, iktidara geldiği yıllardakinden farklı bir şekilde müdahaleci bir çizgi izlediğine dikkat çeken Erol Katırcıoğlu da, “2002’deki neoliberal söylem değişti. KHK’larla tüm bağımsız idari kurumlar ilgili bakanlıklara bağlandı. Bu kurumlar ekonominin yüzde 60’ına etki ediyordu. İlişkili oldukları bakanlıklar vardı ama emir komuta mekanizması yoktu. Birden bire bu kaldırıldı. Küresel finansal kriz ortamında belki bunun belli bir haklılığı da vardı. Varlık Fonu esas itibarıyla şuna dayanıyor: Bana yetki lazım, hızla değiştireceğim diyor. Ama Merkez Bankası, Hazine, Maliye üzerinden yapsa bürokrasi var. Hızlı yapılamıyor. Kendi yönetimindeki fonu oyuna sokuyor. Siyasette olduğu gibi ekonomide de merkezileşme dalgası yaşanıyor” değerlendirmesinde bulundu.

DAHA KIRILGAN BİR TÜRKİYE

“Karar alanlar daima kendi çıkarları için karar alırlar. Benim görebildiğim kadarıyla zaten içinde bulunduğumuz kapitalist sistemin de sorunu bununla bağlantılı. Öyle genişliyor ki daha az sayıda insan daha çok sayıda insanın hayatını etkileyecek kararları alıyor” diyen Erol Katırcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’deki bu merkezileşme ‘Evet’ çıkarsa daha da artacak. Toplumun çıkarlarıyla, bu karar alıcıların çıkarları farklı.

Bunun daha fazla sivrileşmesi sistemin kutuplaşması ve kırılganlaşması demektir. ‘Evet’ çıksın istiyorlar ama öyle bir Türkiye kırılgan bir Türkiye olur. Bu ülkeyi tek bir kimlik üzerinden yönetmek mümkün olmadı, olmaz. Bu noktayı ‘Hayır’ ile aşamazsak hem ekonomik hem siyasi krizlerin çıkacağı bir ülke göreceğiz.”

İSTİSNA OLMA İHTİMALİ SIFIR!

Konuşmasında, Prof. Dr. Gülçin Özkan’ın çalışmasına atıf yapan Seyfettin Gürsel, de şunları kaydetti: “Başkanlık ve parlamenter sistemle yönetilen 119 ülkenin 65 yıllık performansına dört kriter üzerinden bakıldığında, ekonomik büyüme parlamenter sistemde 0.6 ila 1.2 puan arasında daha yüksek çıkıyor. Düşük gibi görünse de bu 20-30 yıl gibi uzun dönemlerde büyük fark yaratır. Diğer kriterlerden enflasyon parlamenter sistemde 6 puan, enflasyon oynaklığı 4-9 puan ve gelir eşitsizliği (Gini katsayısı) 16-20 puan daha düşük çıkıyor. Bu çalışmada iyi yönetilen başkanlık sistemi istisnaları da sıralanıyor. Hukukun üstünlüğü, demokrasinin kalitesi, demokrasinin yaşı, kapsayıcı kurumlar ve kuvvetler ayrılığı olumsuz etkileri azaltıyor. Ancak, Türkiye’nin Türk tipi başkanlık sistemiyle bir istisna olma ihtimali sıfır.”  

aydinlik.com.tr

Tarih:
Diğer Haberler