Bir yıldan uzun süredir kanserle mücadele eden sinema sanatçımız Tarık Akan bugün hayatını kaybetti.Sadece kamera karşısında değil barikatların karşısında Atatürk Cumhuriyet'i için mücadele veren Tarık Akan'ı kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyiz.
Tarihin o durdurulamaz akışında, o akışa ne zaman set koysalar, barikat dikseler o yerini alacak.. Bizi çağıracak elleriyle, gözleriyle.. Yürüyeceğiz onunla beraber.. Her engeli aşarken onun bizi kutlayan sesini işiteceğiz.. Tarık ağabey düşlediğin o güzelim Türkiye'yi kuracağız..
And olsun!
Sizler için Tarık ağabeyimizin Türk Sineması'nda yer eden filmleri...
Filmin cezaevinde geçen ilk sahnelerinde iktidar ve otorite, ses üzerinde kristalleşir. İktidar/otorite görünmez bedenlerin arkasında saklı tutulan bir sese dönüşmüştür. Otoritenin sadece bir sese dönüşmesi onun katı gerçekliğini gözler önüne serer. Otorite görünmezdir, sadece ses üzerinden düzeni kontrol etmeye yönelik yaptığı açıklamalarla varlığını tanrısal bir düzleme, görünmez ve sadece işitilen bir korkuya dönüştürmüştür.
Film 1982 yılında Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye ödülünü alan tek film olmuştur ve Akan, En İyi Erkek Oyuncu kategorisinde aday olmuştur.
1977 yılında başrollerini Melike Demirağ ve Tuncel Kurtiz ile paylaştığı "Sürü" kariyerinin dönüm noktalarından biridir.
Filmde, bir sürünün Anadolu'nun doğusundan batısına trenle taşınması ön plana alınarak, Anadolu'nun yoksulluğu, çaresizliği ve o günlerin siyasal çelişkileri ve çatışmaları perdeye yansıtılmaktadır.
1978 yılında Cüneyt Arkın ile beraber başrol oynadığı "Maden"adlı film..
Film bir maden ocağında bir devrimciyi ve işçilerle olan hikâyesini anlatmakta. İlyas (Cüneyt Arkın) maden ocağındaki sahip oldukları kötü koşullarla daha fazla çalışmak istemediklerini bütün işçilere anlatmaya çalışan bir devrimcidir. Bu çabaları sonuç verir ve Nurettin (Tarık Akan) ve arkadaşlarını sarı sendikanın etkisinden kurtarır. O sıralarda göçük altında kalan işçilerin bunda etkisi büyüktür. İşçilerin huzursuzluğunu yatıştırmak için maden sahibi şehre lunapark getitirir. Bu olumsuz durumu aşmak ve çalışma koşullarının düzeltilmesi için İlyas ve Nurettin bir imza kampanyası düzenlerler. Bu faaliyetleri yürütürken İlyas'a patronun adamları suikast düzenler. Bundan sonra işçilerin kendi aralarındaki dayanışması artar ve ilk önce iş yavaşlatma daha sonra İlyas'ın göçük altında kalmasıyla greve giderler.
Başrollerini Tarık Akan, Necla Nazır ve Yaman Okay'ın paylaştığı filmde Güneydoğu' nun dinsel törelerini tüm geri kalmışlığı ibret verici sahnelerle işlenmektedir. Türk sinemasında ilk kez bir filmin aralarında olaylara, konunun uzmanları tarafından bilimsel yorumlar getirilmiştir. Film, belgeci bir tutumla yenilikçi bir çalışma örneğidir. Töresel "yağmur duası” ve "imam nikahı” filmin ayrıntı zenginliklerini içeren ilginç sahnelerindendir. Tarık Akan, hırsızlıkla suçlanıp hapse giren Müslüm karakterini canlandırmıştır.
1973 yılında Yeşilçam'ın en iyi duygusal filmlerinden birisi olarak bilinen "Canım Kardeşim"de Halit Akçatepe ile başrolleri paylaştı.
Komedyen olarak bilinçlere yerleşmiş oyuncularının mükemmel dram performanslarıyla yaşattığı şaşkınlıktan mıdır, yoksulluğun, hastalığın karşı konulmaz hüznünden midir bilinmez insanın yüreğinde derin bir yara açan, çocuk oyuncu Kahraman Kral 'ın o çok istediği televizyona kavuşamadan ölmesi.
Genç ve idealist bir kaymakam (Tarık Akan), yeni atandığı ilçeye gelir ve göreve başlar. Bu arada eşraf ve ağalar, onu sık sık ziyaret ederler. Öte yandan bölgedeki sıtma salgını üzerine kentten gönderilen genç bir doktor hanım (Meral Orhonsay) tüm suyun çeltik ağalarında olduğunu görür ve kasabanın kaymakamını uyarır. Çünkü ağalar su kanallarını dinamitlemişler, suyu kendi tarlalarına akıtmışlar, sıtmaya neden olmuşlardır. Gerçeği gören kaymakam, ezilen, sömürülen köylülerle birlikte ağalara karşı mücadeleye girer.
Demiryolu inşaatında çalışan bir grup işçinin grev öyküsü... İşçilerin bir grev sırasında karşılaştıkları çeşitli durumlar ortaya konuyor.
1974 yılında Ertem Eğilmez'in yönettiği Rıfat Ilgaz'ın aynı adlı eserinden uyarlanan Hababam Sınıfı (1975) adlı filmde Damat Ferit adlı karakteri canlandırır, film 1975 yılında vizyona girer ve Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi filmlerinden birisi olur ve bir klasik haline gelir. Ardından Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (1976) adlı, serinin ikinci filminde rol alır. Film Akan'ın oynadığı son Hababam Sınıfı filmi olmuştur
Dört fabrika işçisinin mücadele öyküsü. Bir cam fabrikasında çalışan dört arkadaş, emeklerinin karşılığını alamayınca patronla çatışmaya girerler. Ancak sonuç aleyhlerine gelişir ve kendilerini kapının dışında bulurlar. Bu kez dört emekçi bir tersanede iş bulur. Ne var ki bu yeni işlerinde de başka bir sömürü düzeni ortaya çıkar. Patron tarafından grev kırıcı olarak kullanıldıklarını farkederler. Dört arkadaşın çalışma yaşamındaki son durakları Kazlıçeşme'deki deri atölyeleridir. Denetimsiz, son derece kötü ve sağlıksız bir düzende çalışmasını sürdüren işçilerden biri yaşamını yitirir. Bu iş kazası sonucunda dört emekçi arkadaş, işçileri bilinçlendirerek haklı oldukları grevi başlatırlar.
10- Bu sefer kamera karşısında değil, Atatürk cumhuriyet için barikatların karşısında.
-13 Aralık 2012 Silivri