Mavi Vatan'da gerilimin her geçen gün biraz daha yükseldiği 'Doğu Akdeniz'deki enerji savaşlarında' Yunanistan'ın diğer ülkelerle kurduğu ittifakları Ege'ye ve askeri alana da taşımaya yönelik adımlar Türkiye'nin yakın takibinde.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Mısır, İtalya, Fransa ve ABD ile çeşitli ittifaklar kuran Yunanistan'ın son olarak 'İsrail ile Girit'te çok gelişmiş bir askeri radar üssü kuracağını açıklama gözler bir kez daha bölgeye çevirdi.
GİRİT'E RADAR ÜSSÜ KURULMAK İSTENMESİ YENİ DEĞİL
Türkiye ve Etki Alanındaki Bölgeler Savunma Analisti Turan Oğuz, Girit'e radar konusunun daha önceki yıllarda da gündeme geldiğini ancak herhangi bir ilerleme kaydedilmediğini söyledi. Normal şartlarda Türkiye’nin de Yunanistan’ın da Ege’yi gözetleyebilecek radar ağlarına zaten sahip olduğunu söyleyen Oğuz, aynı konunun yeniden gündeme getirilmesinin Yunanistan'ın yeni bir oyunu olup olmadığının anlaşılabilmesi için İsrail'den de bir açıklama beklenmesinin daha doğru olacağın ı söyledi. Oğuz, konuyla ilgili olarak, "Eğer İsrail kabullenirse ilk defa Ege'de Türkiye'yi tehdit etme amacıyla kullanılan bir projenin parçası olduğu mesajını vermiş olacak" ifadesini kullandı.
OĞUZ: "TÜRKİYE DE ADIMLAR ATAR"
"MedEast boru hattı sözleşmesi ve bölge ülkelerinin yanlarına ABD’yi de alarak ortak askeri tatbikatlar yapmalarına ek olarak Türkiye’yi tehdit etme amaçlı yeni bir radar veya bölge ülkelerinin Türkiye karşıtı faaliyetlerini artırması durumunda ülkemizin de karşılık vermesi doğru olacaktır" diyen Oğuz, masadaki muhtemel seçenekleri şu şöyle anlattı:
"Böyle bir senaryoda Türkiye'nin atabileceği farklı adımlar var. Örneğin Ege için Girit'e en yakın noktalardan biri olan Aksaz Üssü'ne ya da Datça’ya BORA füzeleri konuşlandırılabilir. Yunanistan ve İsrail bu adımın vereceği mesajı alacaklardır. Öte yandan yaşananların odağında yer alan Doğu Akdeniz için de Türkiye yeni adımlar atabilir. Bunlardan biri KKTC’ye deniz ve hava üsleri kurulması olacaktır. Oraya kurulacak üsler hem Kuzey Kıbrıs'ı koruma kararlılığımız, hem de adanın güneyine çok hızlı şekilde erişme niyetimiz hakkında mesajlar verecektir. Aynı şekilde Rum Kesimi’ne kurulması sürekli gündemde olan yabancı üslere yönelik; topçu roketleri, güdümlü topçu füzeleri, seyir füzeleri, kara konuşlu gemi savar füzeleri ve hava savunma sistemleri yerleştirilmesi de öncelikle değerlendirilebilecek adımlar olarak duruyor."
MSB ESKİ GENEL SEKRETERİ ÜMİT YALIM:"GİRİT'İN DÖRTTE ÜÇÜ TÜRKİYE'NİN"
2017 Yılında Türkiye Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Analizler Merkezi(TÜRKSAM)'da konuyla alakalı Milli Savunma Bakanlığı Eski Genel Sekreteri Ümit Yalım'ın yazısına göre Girit adasının dörtte içi Türkiye aittir. Yalım yazısında şunları belirtiyor: "Girit adasının hukuki statüsü hakkında tarihçiler tarafından kullanılan iki tez vardır. Birinci tez; “Girit Adası’nın 30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması ile hukuken Yunanistan’a terk edildiği ve 14 Kasım 1913 Atina Antlaşması ile kesin olarak Yunanistan’a verildiği” tezidir. İkinci tez ise; “Girit Adası’nın, 30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması ve 10 Ağustos 1913 Bükreş Antlaşması ile kesin olarak Yunanistan’a bağlandığı” tezidir. Ancak tarihçiler tarafından kullanılan her iki tez de tarihi, coğrafi ve hukuki gerçeklerle bağdaşmamaktadır."
"Girit Adası’nın hukuki statüsünü belirleyen, 30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması, 10 Ağustos 1913 Bükreş Antlaşması, 14 Kasım 1913 Atina Antlaşması ve 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’na göre Girit Adası’nın sadece dörtte biri Yunanistan’a aittir."
"Bulgaristan, Girit Adası üzerindeki dörtte birlik payından yazılı ve fiili olarak; Sırbistan, Girit Adası üzerindeki dörtte birlik payından fiili olarak; Karadağ da Girit Adası üzerindeki dörtte birlik payından fiili olarak feragat etmiştir."
"Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ tarafından yapılan feragat (vazgeçme), Yunanistan lehine yapılmamıştır. Yunanistan lehine feragat (vazgeçme) yapılmadığı için Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ’ın Girit Adası üzerindeki toplam dörtte üçlük payı aslına rücu olmuştur. Yani anılan dörtte üçlük pay Osmanlı Devleti’ne geri dönmüştür."
MAVİ VATAN KARARLILIĞI SÜRMELİ
Mavi Vatan Tatbikatı ile denizlerimiz üzerinde Türkiye karşıtı düşmanca girişimlere önemli bir mesaj verdik. Unutulmamalıdır ki denizlerimiz de vatandır. Vatanımızın her karışını ve ülkemizin çıkarlarını korumak için Mavi Vatan kararlılığı artarak devam etmelidir. Türkiye daha da denizcileşmelidir. Buna yönelik, milli savunma dahil olmak üzere her türlü icraatta denizcilik adına imkan ve kabiliyetler seferber edimelidir.
tgb.gen.tr