Yüzyılın kumpas davası Ergenekon başladı!

Türkiye'nin en büyük kumpas davası Ergenekon duruşması başladı.

Yüzyılın kumpas davası Ergenekon başladı!

Türkiye'nin en büyük kumpas davası Ergenekon duruşması Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde 11.00'de başladı. Yüzlerce siyasetçi, asker, yazar ve aydının FETÖ kumpasıyla yıllarca cezaevinde yattığı davada sanıklar müebbet hapse ve yüzlerce yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Kumpasın 2014'te çökmeye başlamasıyla yurtseverler özgürlüklerine kavuşmuş ardından Yargıtay davayı 20 Nisan 2016'da hem esastan hem de usül yönünden bozdu. Yeniden görülmesi kararı verilen dava, uzunca bir bekleyişin ardından bugün görülmeye başlıyor. Davanın sanığı durumundaki önemli isimler duruşma salonuna geldi. İlk gelenler Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Emekli General Levent Ersöz, Yalçın Küçük, Hıfzı Çubuklu, CHP Milletvekili Dursun Çiçek ve Avukat Kemal Kerinçsiz oldu. Avukatlar da salondaki yerlerini aldı. Sanıkların da yerini almasıyla saat 11.00 sıralarında duruşma başladı.

İşte davadan ilk fotoğraflar:

 YARGITAY KUMPASI TESCİLLEDİ

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, kararını 20 Nisan 2016'da açıkladı. “Ergenekon Terör Örgütü diye bir örgüt yoktur” kararıyla davayı hem esastan hem de usul yönünden bozan Yargıtay, dosyayı İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Yargıtay'ın çok çarpıcı bozma gerekçeleri şöyleydi:

Örgüt yok: Ergenekon Terör Örgütü’nün, kim tarafından ne zaman kurulduğu, suçları, hiyerarşik yapısı ortaya konulmadı. Lideri belli değil. Bu nedenle yerel mahkemenin ‘Ergenekon Terör Örgütü’ kabulünde isabet bulunamadı.

Deliller hukuka aykırı: Mahkemenin kabul ettiği şekilde, bu örgütün diğer terör örgütlerini de yönlendirip, yönettiği konusunda somut delil ortaya konulamadı. Delillerin önemli bir kısmının hukuka aykırı yöntemlerle elde edildi.

Danıştay’da somut delil yok: Danıştay saldırısı ile Ergenekon davası arasında hukuki ve fiili irtibat somut delillerle gösterilememiştir. Yerel mahkemenin oluşumunda ve soruşturma, yargılama, delil toplama aşamalarında adil yargılanma ilkelerine aykırılık vardır.

Başbuğ Yüce Divan’da yargılanmalı: Türkiye’nin 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un Yüce Divan'da yargılanması gerektiği yönündeki itirazını haklı gördük. İddia edilen suçun Anayasa gereğince yargılamasının Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi’nde yapılması mümkündür.

Tuncay Güney mülakatı: Şüphelilerin hakları hatırlatılmadan ve avukat yardımından da yararlandırılmadan mülakat şeklinde yasada yeri olmayan tutanaklar hükme esas alındı. Soruşturma aşamasında zorunlu müdafilik gerektiren suçlarda avukat bulundurulmadan kollukça alınan ifadeler duruşmada okunarak hükme esas alındı.

Ana belgeler internete düştü: Mahkemece Emniyet Genel Müdürlüğü’nün sadece bir yazısı hükme esas alındı, diğer kurum yazıları tartışmasız bırakıldı. Örgüt ana bilgileri kabul edilen dokümanların Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan'ın ev ve iş yeri aramalarında ele geçirildi. Daha sonra bir kısmının internet ortamında yayımlandı.

Somut delil yerine doküman: Sanıkların örgüte ilişkin nitelendirilmesi somut deliller yerine örgüt ana dokümanlarına atıf yapılarak kuruldu. Örgüt dokümanı kabul edilen belgelerdeki örgütün yapılanması ile mahkemenin kabul ettiği örgüt yapılanması arasında önemli şekilde farklılık bulundu.

Özkök’ün beyanları dikkate alınmadı: Tanık olarak dinlenen eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün ‘MİT Müsteşarlığı’nca kendisine yapılan sunumu ciddi bulmadığını ve daha önce örgüte ilişkin bir bilgisinin bulunmadığını’ beyan etmesine rağmen, bu husus hükümde dikkate alınmadı.

6 hakim karar verdi: Ağır Ceza Mahkemeleri yasal olarak 3 kişiden oluşur. Ancak özellikle kararın tefhimi aşamasında 6 hakimin birden bulundu. Müzakerenin tüm hakimlerin katılımıyla yapıldığını açıkladılar. Halbuki hakimler bağımsız, tarafsız ve etkilenmeden kendi vicdani kanaatlerine göre karar vermeleri gerekir. Bu duruma riayet edilmedi.

Konuşma hakkı sınırlandırıldı: Sanıkların savunmaları ve itirazlarıyla ilgili talepleri yasada olmayacak şekilde 1 saat, 2 saat, 15 dakika gibi sürelerle sınırlandırıldı. Sanık ve avukatlarının sözlü taleplerini yazılı olarak sunun diyerek sözlü yargılama ilkesine aykırı davranıldı.

Savunma hakları kısıtlandı: Tanıkların dinlendiği oturumlarda disiplin sebebiyle sanık ve avukatları duruşma salonundan çıkarıldı. Tekrar duruşmaya kabul edildiklerinde yapılan işlemler huzurlarında okunmayarak savunma hakları kısıtlandı. Bazı sanıklar hakkında hiç dava olmadığı halde hüküm kuruldu. Birçok dava gereksiz şekilde birleştirilerek davanın hacmi bu duruma getirildi.

Hem tanık hem gizli tanık: Savunmanın bildirdiği tanıkların dinlenmesi reddedildi. Duruşmalarda hazır edilen tanıklar açık kanun hükmüne rağmen dinlenmedi. Bazı sanıklar aynı zamanda tanık ve gizli tanık yapıldı. Dolayısıyla 1 kuzudan 3 post çıkarıldı.

Kaynak: Aydınlık

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler