
Duyduk ki Diyanet İşleri Başkanlığı "kıble uzmanı" diye bir meslek bulmuş. Keşke ülkemizdeki işsizliğe çare olabilseydi ama 124 bin küsürlük dev kadrosuna yalnızca 81 kişi ekliyor başkanlığımız. Resmi verilere göre 3,15 milyonluk işsiz ordusunu bir nebze olsun rahatlattığı için öncelikle teşekkürlerimizi sunmalıyız. Kıble uzmanında aranan özellik ise basit, kıblenin yönünü bulabilmesi.
Bu yazıyı okuyup kıble uzmanı olmak isteyen arkadaşlar varsa birkaç tavsiye vermek isteriz yön bulma konusunda:
- Pusula (ibre kuzeyi gösteriyor)
- Çubuk metodu (gölgeleri takip etmek gerekiyor bu zaman kaybı olabilir)
- Karınca yuvaları (daima güneyi gösteriyor)
- Ağaç gövdelerindeki yosunlar (kuzeyi gösteriyor)
- Kutup yıldızı (kuzeyi gösteriyor)
- Akıllı telefonlar (direkt kıble yönünü gösteren uygulamalar indirilebilir biraz zahmetli ama olsun)
Diyanetin bu mesleği bulmasıyla işsizlik sorununun çözümü için de bir yol bulunmuş oldu; her ile değil, her camiye, hatta her vatandaşa kıble uzmanı tahsis edilebilir. Tabii biraz gerçekçi bakmalıyız bunun bir de para boyutu var çünkü. Kıblenin yönünü bulabilen kıble uzmanlarına yaklaşık 5 bin lira maaş ödenecek. Bunu yıla vurduğumuzda 4.860.000 TL ediyor. (1 milyon liralık makam aracı tahsis edilen SayınGörmez'i düşünürsek maliye bakanımızın sözlerini de beraberinde düşünmek icap ediyor "Çerez parası değil." demişti. Buna göre 4.860.000 lira belki çerez parası olabilir. Çünkü çerez karaborsaya düşmüş. İleriki dönemde AKP hükümeti çerezi de ithal etme yoluna giderek bu sorunu çözebilir.)Peki, sevgili diyanetimizin bu kadar parası var mı? Tabii ki var (!). AKP iktidarından önce 3,2 milyon liracık olan diyanetin bütçesi 5,7 milyar liraya çıkarıldı ama diyanetimiz dedi ki "Sanmıyorum bunun arabamın mazotuna yeteceğini." e bu lafın üzerine bugünkü bütçe 6,4 milyar liraya çıkarıldı. Bu sayede hazineden en çok pay alan kurumlardan biri haline geldi. Ama hala bir sıkıntı var çünkü sevgili diyanetin 5,4 milyar lira açığı var. Bu açık da haliyle yolsuzluk iddialarını beraberinde getiriyor. İnsan sormadan edemiyor "Sen bu 6,4 milyar TL sen bu parayı ne yaptın evde çocuklar aç?" Ama maalesef bu soruya bir cevap alamıyoruz çünkü resmi raporlarda bununla ilgili bir açıklama yok. Üstelik eski CHP'li İhsan Özkes yaptığı bir açıklamada 2011 yılı hac hesaplarında da yolsuzluk yapıldığı ile ilgili soru önergesi verdiğini ancak 33 aydır buna cevap verilmediğini söylemişti. Ama zaten yolsuzlukla ilgili fetvasını 17 Aralık operasyonundan sonra rafa kaldıran diyanetimiz, 20 Aralık 2013'te okunacak hutbedeki "Rüşvet alan da veren de melundur." ibaresini de kaldırmıştı. AKP sevdalısı Yeni Şafak gazetesi yazarlarından Hayrettin Karaman da belirtiyor "Yolsuzluk başka, hırsızlık başkadır." Merak edenler okuyabilir yazısını.
İnsan düşünmeden edemiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın şubesi haline gelen TUBİTAK "evrim" ile ilgili kitapların basımını yasaklamasaydı bizler gibi aydınlanmak isteyen gençlerin aldığı kitapların parasını diyanete verebilirdi, diyanet biraz olsun nefes alırdı hiç değilse. Ama bir fikrimiz daha var: TUBİTAK kıbleyi gösteren pusula icat etsin!
Malumunuz ülkemizde işsizlik zirveye çıkmışken, ekmeğe bile zaman üstüne zam yapıldığı için asgari ücrete yapılan zammın bir değeri yokken, her dört işsizden biri üniversite mezunuyken, Suriyeli sığınmacıların düşük ücretlerle çalışmasından dolayı vatandaşlar işinden olurken, komşularımız kalmamışken, terör örgütü PKK çocuklarımızı öldürürken, halkımız yöneticiler tarafından kutuplaştırılırken, durup sormak gerek " Biz yanlışı nerede yapıyoruz?". Yanlışı kıblenin yönünde yapıyor olabiliriz. Kıble uzmanlarına ve TÜBİTAK’a büyük iş düşüyor.
TUBİTAK kıbleyi gösteren pusulayı icat ededursun biz de aydınlanma ve aydınlatma mücadelemize devam edelim. Çünkü bizim pusulamız belli. Atamızın da dediği gibi: "Dünya'da her şey için, medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit(yön gösterici) ilimdir, fendir."