Emperyalist Batı, Türkiye’nin Müttefikliğini Sorguluyor

Batı medyasının "Türkiye Batı'dan kopuyor mu?" endişesini yansıtan yayınlarının bir seçkisini sunuyoruz

Emperyalist Batı, Türkiye’nin Müttefikliğini Sorguluyor

Batılı düşünce kuruluşları ve yayınlarında Türkiye’nin Batı’yla ittifakının geleceğine dair hararetli bir tartışma dönüyor. 15 Temmuz Fetullahçı Kalkışması’ndan sonra yoğunlaşan bu tartışmalar, Türkiye-Rusya yakınlaşmasıyla birlikte doruğa ulaştı. Türkiye’nin Avrupa ve Atlantik’le ilişkilerinin tarihinin en gergin döneminden geçtiği değerlendiriliyor. Kaygıları gidermeyi amaçlayan yazıların yanında “yeni müttefikler arama zamanı geldi” gibi rest niteliği taşıyan makaleler ilk defa öne çıkıyor. Bütün bu yayınları taradığımızda emperyalist merkezlerde Türkiye’yle ilgili hakim duygunun endişe içinde olduğunu görüyoruz.

 

Bu endişenin açıkça dillendirilmesi, 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin öncesine uzanıyor. 24 Temmuz 2015’te, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Amerika’nın Ortadoğu’daki “stratejik gücü” olarak tarif ettiği PKK’ya karşı ve Türk devletinin, içinde yuvalanmış olan Amerikan Gladyo aygıtı FETÖ’ye karşı başlattığı mücadeleyle bir “eksen kayması” tartışmasının fitili ateşlenmişti. PYD’nin terör örgütü olarak görülmemesi, Erdoğan’ın ABD’ye “müttefikini seç çıkışı”, arkasından kapsamlı bir sınırötesi operasyon gelmese bile Türk-Amerikan ilişkilerinde süregelen gerilimi arttırmıştı. Yine de bu dönemde, yayınlanan yorumların genelinde, ABD ve Türkiye’nin stratejik ortaklığına yapılan vurgular ağır basıyordu.

 

Kırılma noktası, 15 Temmuz Darbesi oldu. Amerika, hizadan çıkan Türkiye’ye karşı tasfiyeyle karşı karşıya kalan Gladyo aygıtı FETÖ’yü ateşe sürmüş, kanlı bir darbe girişimine yol vermişti. Bunun ardından İncirlik Üssü, Darbe Girişimi’ne destek verdiği için belirli bir süre için kapatıldı. Daha sonra hükümete yakın yayın organlarında açıkça İncirlik’in Darbe’nin karargahı olduğu iddialarına yer verildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Başbakan Binali Yıldırım’a kadar devletin üst kademesinin, Fetullah Gülen’i yönlendiren bir “üst akıl” olduğunun söylemesi ABD’nin rolüne açıkça bir göndermeydi. ABD Genelkurmay Başkanı

ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Vogel'ın “ortak faaliyetler yürüttüğümüz müttefiklerimiz hapiste” açıklaması gerilimi en üst perdeye taşıdı. ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford’un Ankara ziyaretiyle bir rahatlama yaşandıysa da hemen ardından gelen Türkiye-Rusya görüşmesi, Batı’da bir alarm havası yarattı. Batı’nın emperyalist politikaları çerçevesinde yayıncılık yapan yayın organlarında çıkmış olan ve bu endişe havasını yansıttığını düşündüğümüz yazıların bir özet seçkisini sunuyoruz:

  

CSIS: “ABD-Türkiye Krizi Darbe Girişimi’nden Daha Derin”

 

ABD dış politikasına siyaset üreten kuruluşlardan Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi (CSIS) sitesinde gazeteci David Ignatius imzasıyla yayımlanan yazıda ikili ilişkilerdeki krizin görünenden daha derin olduğu vurgulanıyor. [1] Washington CSIS’in Türkiye analisti Bülent Alirıza’nın “ABD 2003’te hatalı bir şekilde Türkiye’nin İncirlik Üssü’nü Irak İşgali için kullanıma açacağını varsaymıştı. YPG üzerindeki anlaşmazlık Irak’taki durumdan daha ciddi bir ayrılık tehdidi yaratıyor” ifadelerine yer veriliyor. Erdoğan’ın uluslararası izolasyona karşı anlaştığı Rusya ve İsrail açısından da Ankara’nın Washington’la ilişkisinin önemli olduğu, fakat bu ilişkinin onarılmasının kolay olmayacağı ifade ediliyor.

  

The Guardian: “Batı’yla Gerilimler Sürerse Erdoğan Putin’le Dost Olabilir”

 

İngiltere’nin en önemli gazetelerinden The Guardian’da Washington Enstitüsü kıdemli uzmanı ve Türkiye Araştırmaları Direktörü Soner Çağaptay’ın kaleme aldığı yazıda gergin ilişkilerin gidişatının Batı açısından pek iç açıcı olmayan bir tablosu çiziliyor. [2] Gülen’in iadesiyle ilgili yaşanan krizin Türkiye’nin istediği şekilde sonuçlanmaması halinde İncirlik Üssü’nün kapatılması veya IŞİD konusunda ABD’yle işbirliğini bırakmak gibi iki seçeneğin bulunduğu, her ikisinin de ABD-Türkiye ilişkilerini daha da yıpratacağı yorumuna yer veriliyor. Şimdiden bazı Avrasyacı eğilimlere sahip olan Erdoğan’ın, ordu içinde NATO etkisinin zayıfladığı koşullarda, Rusya’yla dost olmaya gideceği söyleniyor. Türkiye’nin bir yol ağzında olduğu, Batı’nın taleplerini karşılamaması durumunda ABD ve AB’den uzaklaşarak Rusya’ya daha fazla dönebileceği uyarısı yapılıyor.

 

Foreign Policy: “Türkiye’yi Moskova’nın Kollarına İtiyoruz”

 

Yine ABD’nin dış politikasında etkili yayın organlarından Foreign Policy dergisinde Peter Rough imzasıyla yayınlanan bir yazıda ABD-Türkiye ilişkilerinin gidişatına ilişkin açık bir kaygı dile getiriliyor. [3] Gelişmelerin seyri özetlendikten sonra ABD’nin Suriye’nin geleceğine dair Türkiye’nin kaygılarını gidermesi ve PKK’ya karşı işbirliğini derinleştirmesi gerektiği savunuluyor. Aksi takdirde mevcut tutumun kritik bir NATO ortağının yabancılaşması ve Moskova’nın kollarına itilmesiyle sonuçlanacağı uyarısı yapılıyor.

  

Wall Street Journal: “Türkiye Artık Güvenilir Bir Müttefik Değil”

 

En çarpıcı yazı ise, Batı medyasının amiral gemilerinden sayılan Wall Street Journal (WSJ) dergisinde yayımlandı. [4] Yazıda Amerikan dış politikasında en etkili düşünce kuruluşlarından biri olan Dış İlişkiler Konseyi (CFR) üyesi Steven A. Cook’un imzası da var. Makaleye Erdoğan-Putin görüşmesinin, bozulan ABD-Türkiye ilişkilerinin son göstergesi

olduğu tespitiyle başlanıyor. İki ülkenin Suriye, PYD’nin konumu, IŞİD’le mücadele, Irak’ın birliği ve İran’a uygulanan yaptırımlar konularında anlaşmazlık içinde olduğu ifade ediliyor. Türkiye’nin bir yıl süren müzakereler sonucu İncirlik Üssü’nü Amerika’ya açması ve IŞİD karşıtı koalisyona katılmasına rağmen PKK’yla mücadele önceliğinden geri adım atmamasından şikayet ediliyor.

 

Türkiye’nin ABD’nin Ortadoğu çıkarları açısından “vazgeçilmez olmadığı” vurgulanıyor. İncirlik Üssü’nün önemine rağmen başka yerlerden de operasyonların sürdürülebileceği resti çekiliyor. Türkiye ve ABD’nin artık ortak değer ve çıkarlara sahip olmadıklarının açığa çıktığının, dolayısıyla ABD dış politikasına yön verenlerin, Erdoğan’ın hizaya geleceğini ummak yerine “daha güvenilir müttefikler aramaya başlaması gerektiği” vurgulanıyor.

 

Işıkgün Akfırat

TGB İstanbul İl Başkan Yardımcısı

 

Kaynakça:

[1] David Ignatius, “The Coup Attempt is a New Blow to US-Turkey Relationship”, CSIS, 19

Temmuz.

http://www.realclearpolitics.com/articles/2016/07/19/coup_attempt_is_new_blow_to_us-

turkey_relationship_131237.html (Erişim tarihi: 13.08.16)

[2] Soner Çağaptay, “If tensions increase with the west, Erdogan might find a friend in Putin”,

The Guardian, 24 Temmuz. https://www.theguardian.com/commentisfree/2016/jul/23/turkey-

failed-coup- erdogan-america- europe-putin (Erişim tarihi: 13.08.16)

[3] Peter Rough, “Turkey’s Tilt Towards Moscow”, Foreign Policy, 3 Ağustos.

http://foreignpolicy.com/2016/08/03/turkeys-tilt- toward-moscow/ (Erişim tarihi: 13.08.16)

[4] Steven A. Cook ve Michael J. Koplow, “Turkey is No Longer a Reliable Ally”, Wall

Street Journal, 10 Ağustos. http://www.wsj.com/articles/turkey-is- no-longer- a-reliable- ally-

1470869047 (Erişim tarihi: 13.08.16)

Tarih:
Diğer Haberler