ABD’nin Kıbrıs’taki faaliyetlerinin, sözde 10 numaralı parselde sondaj çalışmalarına başlayan ABD’li enerji devi ExxonMobil’in keşiflerine göre şekillenmesi bekleniyor. Rumlar, büyük bir keşif durumunda ABD’nin bölgede daha aktif pozisyon almasını bekliyor. Lute’nin temaslarının ertelenmesinin de sondajın sonuçlarının beklenmesinden kaynaklandığı belirtiliyor.
Rumlara göre 10’uncu parseldeki sondaj çalışmasının sonucu, Kıbrıs sorununun geleceğini belirleyecek. Tüm gözler, Güney Kıbrıs’ın sözde ‘Münhasır Ekonomik Bölgesi’ içindeki parselde süren sondaj çalışmasına çevrildi.
BATI’NIN ÇIKARLARI
Rum Alithia gazetesi, Doğu Akdeniz’deki yeraltı zenginliğinin Batının (Avrupa-ABD) çıkarları doğrultusunda değerlendirilmesi için Kıbrıs sorununun çözülmesinin önkoşul olduğunu, bu düşüncenin diplomatlar ve siyasetçiler arasında hakim olduğunu yazdı.
Gazete, sondajın siyasi açıdan teşvik edici sonuçlar doğurmaması durumunda, Kıbrıs sorunundaki inisiyatiflerin mevcut süreçlere bırakılacağını, ABD’nin ilgisinden yoksun kalacağını kaydetti. Gazete, Amerikalılar kadar Kıbrıs Türk tarafı ile BM’nin de sondajın sonuçlarını beklediğini yazdı.
Gazete, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs sorunu için atadığı geçici danışman Jane Holle Lute’nin temaslarındaki ertelemenin de (ocak ayına) bekleyişten kaynaklandığını öne sürdü.
KKTC’NİN HAKLARINI İHLAL EDİYOR
Rex Tillerson’un ABD Dışişleri Bakanı olmadan önce CEO’luğunu yaptığı ExxonMobil şirketi ile Katar’a bağlı Qatar Petroleum ortaklığı, 13 martta, uzaktan kumandalı denizaltı robotlarının da bulunduğu iki sondaj gemisini 10’uncu parsele göndererek Anthias, Delfinos ve Glafkos olarak isimlendirilen üç hedef üzerinde keşif yapmıştı. 15 kasımda ise ‘Stena IceMax’ adlı gemiyi 10’ncu parsele gönderen konsorsiyum, sondaj faaliyetlerine başladı. 10’ncu parsel, Türkiye’nin kıtasahanlığı ile kesişmemekle birlikte, KKTC’nin Ada üzerindeki eşit hakları dikkate alındığında, hukuksuzca gasp edilen bir enerji sahası konumunda.
tgb.gen.tr