100. Yılında 100 Bin Genç İstanbul'da!

Milletimizden aldığımız güç ve güvenle 19 Mayıs’ın 100. yılında İstanbul’da büyük bir gençlik yürüyüşü ve ardından gençlik şöleni düzenliyoruz!

100. Yılında 100 Bin Genç İstanbul'da!

19 Mayıs’ın 100. Yılında
“Atatürk’ün Yolunda Büyük Çözüme Yürüyoruz”

Değerli Türk Milleti, saygıdeğer basın emekçileri,

Dünya, 100 yıl önce bu topraklarda eşi benzerine rastlanmamış bir mücadeleye sahne oldu. Emperyalist ülkelerin göz diktiği güzel yurdumuz yangın yerine dönmüş, vatan toprağımızın her bir karışında emperyalist ülkelerin bayrakları gökleri kaplamaktaydı. Bu acı ve zorlu günlerin ortasına, ülkemizin ve dünyanın ufkunu açan devrimci önder Mustafa Kemal Atatürk güneş gibi parladı. Silah arkadaşlarıyla beraber kurtuluş ateşini yaktı ve yüzünü namuslu, vicdanlı, erdemli, yürekli Türk Milletine döndü.

16 Mayıs tarihinde İstanbul’dan demir alan Bandırma Vapuru sadece 48 vatansever evladını taşımıyordu. Bandırma Vapuru’nun içinde bir milletin umudu, kurtuluşu ve geleceği vardı. O gün Bandırma Vapuru’na binmek dünyanın en zorlu, en cesur ve en devrimci davranışıydı. Bu yolculuğun zorluğu Karadeniz’in hırçın suları, vapurun yetersiz donanımı değil, dünyanın en büyük emperyalist ülkelerine açıkça meydan okumasıydı. 19 Mayıs, sadece Samsun’a çıkış değil, bağımsız ve özgür bir vatana çıkıştır.

Bandırma Vapuru, o teşkilatlı devrimcileri taşıdı ve bu milletin umudu oldu. Bandırma Vapurunun pusulası bozuk olsa da Mustafa Kemal Atatürk’ün pusulası belliydi. O pusula; vatanseverlik ve sapına kadar bağımsızlıkçı bir programdı. O nedenle Bandırma vapuru, umuttur. Bandırma Vapuru’nun çizdiği rota bağımsızlığın rotasıdır. Samsun, Türkiye’nin zor zamanlarında sığınacağı limanı, devrimci programıdır.

Ülkemiz 100 yıl sonra bugün, bu devrimci programın ihtiyacını iliklerine kadar hissettiği bir dönemin içerisinden geçmektedir. Vatansever ve kahraman Türk Milleti, tarihinden aldığı gücü ve kararlılığı, Atatürk’ün programıyla buluşturarak tekrar tam bağımsızlığını kazanacağı günlere gitmektedir. Bağımsızlığımız için Atatürk’ün 100 yıl önce çizdiği rotadan başka bir seçenek bulunmamaktadır.

Milli mücadele kahramanlarımız, 100 yıl önce yaktıkları kurtuluş ateşini sadece askeri başarılarla sınırlamadırlar. Kesin ve tam zaferin ancak, iktisadi, sosyal, hukuki ve siyasi başarılarla sağlanacağını bilerek hareket ettiler. Üretim seferberliği başlatarak ülkemizi, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi haline getirdiler. Türkiye şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz diyerek, bizleri ağanın marabası, şeyhin yanaşması olmaktan kurtardılar. Türk Milleti çatısı altında özgür bir yurttaş olmamızı sağladılar.

Türkiye, tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi emperyalizmle her alanda ve her sahada çarpışmaktadır. Bir yandan cephede emperyalizmin beslediği, büyüttüğü terör örgütleri ile mücadele, diğer yandan emperyalizmin 1980’den beri ülkemize dayattığı serbest piyasa ekonomisinin faturasını en ağır şekilde ödemektedir. Üretimden ve halktan kopuk ekonomi programı bugün ülkemizi ve milletimizi borç batağına sürüklemiş ve dış tehditlere karşı savunmasız bir hale getirmiştir. Gençlerin büyük bir çoğunluğu geleceksizlik kaygısı içerisinde çırpınmaktadır. İşten çıkarmaların, kepenk kapatmaların bu denli artığı bir ortamda, gençliğin gelecek kaygısı her geçen dakika büyümektedir.

31 Mart Yerel seçimleri bizlere göstermiştir ki, ülkemiz içerisinde bulunduğu ekonomik dar boğazdan, emperyalizmin terör tehditlerinden ve gençliğin geleceksizlik sancısından sadece Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimci programıyla çıkabilir. Bugün sorun hükümet sorunu olmaktan çok bir program sorunudur. Kendisini Amerikan emperyalizminin iktisadi kuralları içerisinde tanımlayan ve Amerikan emperyalizminin Türkiye’deki taşeronlarıyla işbirliği yapan her kuvvet er ya da geç kaybetmeye mahkumdur.

Bizler Türk Gençliği ise asırlardır aynı mevzideyiz. Atatürk’ün açtığı yolda ve gösterdiği hedefe ilerlemek lafla değil, eylemle gerçekleşir. Atatürk gibi olmak, emperyalizmin her türlü tehdidine ve uygulamasına karşı çıkmaktır. Atatürk gibi olmak, dünyanın en fedakar ve en cesur davranışıdır. Atatürk gibi olanların yüreği, sınır boylarında terör örgütleriyle kahramanca çarpışan Mehmetçikle atar. Atatürk gibi olanların kalemi tükenmez, Uğur Mumcular, Bahriye Üçoklar, Ahmet Taner Kışlalılar gibi emperyalizmin kuklalarına karşı korkusuzca vatanını savunur. Atatürk gibi olanların bileği, PKK’ya ve FETÖ’ye karşı bükülmez. İşte bugün görev Atatürk gibi olmaktır. Bu, en zorlu, en cefalı fakat en namuslu görevdir.

Türkiye Gençlik Birliği olarak, tarihimizden, kahramanlarımızdan ve milletimizden aldığımız güç ve güvenle 19 Mayıs’ın 100. yılında İstanbul’da büyük bir gençlik yürüyüşü ve ardından Küçükçiftlik Park’ta değerli sanatçılarımızın sahne alacağı dolu dolu bir programla büyük bir gençlik şöleni düzenleyeceğiz.

Büyük dirilişimizin 100. yılında Türk Gençliğinin yine aynı azim ve kararda olduğu bütün cihana göstermek görevimizdir.

İlk adımın 100. yılında 100 bin gençle İstanbul’da buluşacağız. Türkiye’nin dört bir yanından gelen arkadaşlarımızla çözümün yeniden Atatürk olduğunu hep bir ağızdan ilan edeceğiz.

Milletimizin bütün kesimlerini Mustafa Kemal Atatürk’ün programında birleşmeye, emperyalizme karşı Atatürk gibi olmaya çağırıyoruz. Türk Milletini kutuplaştırmaya, ayrıştırmaya çalışanlara karşı savaş açıyor, Türk Milletini Atatürk yolunda TGB ile birlikte, 19 Mayıs’ta büyük çözüme yürümeye davet ediyoruz.

Yıldırım Gençer
TGB Genel Başkanı

tgb.gen.tr

Tarih:
Diğer Haberler