15 TEMMUZ’UN 8. YILINDA FETÖ’YLE MÜCADELE MEVZİİSİ

FETÖ ile mücadelenin özünde NATO Gladyosu ile mücadele olması gerektiği, orta çağ kalıntısı feodal zihniyetin ezilmesi gerektiğini görmemiz gerekiyor.

15 TEMMUZ’UN 8. YILINDA FETÖ’YLE MÜCADELE MEVZİİSİ

YAZAR

Bugün, 15 Temmuz NATO güdümlü Amerikancı-Fetullahçı darbe girişiminin 8. yıl dönümü. Türkiye, geride bıraktığımız 8 yıl içerisinde FETÖ ile mücadelede çok ciddi adımlar attı. Tüm kamu kuruluşlarından 140 binin üzerinde örgüt üyesi ihraç edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 12 Temmuz 2024 tarihinde Milli Savunma Üniversitesi Harp Enstitüleri 12'nci Dönem Müşterek Komuta ve Kurmay Eğitimi ile 6’ncı Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimi Mezuniyet Töreni'nde verdiği sayılara göre 1886 kurmay subayın, 1524'ü yani yüzde 81'i FETÖ'den ihraç edildi. Bu sayılar hem örgütün yayılma durumunu hem de verilen mücadeleyi bize gösteriyor.
Evet, güzel. Kurum ve kurulu

şlardan FETÖ temizleniyor. Ancak 40 yıl boyunca devlet içerisinde yapılanmış ve dallı budaklı binlerce kolla yerini sağlama almış örgütler bu tarz mücadele yeterli mi? Yeterli görülüyor ise FETÖ nasıl hala yeraltı faaliyeti yürütebiliyor? Yeterli değilse neden sadece ihraç ile yetiniyoruz. Bu yazımızda bunları tartışacağız.

FETÖ ve İdeolojisi

Türkiye, 200 yıllık Milli Demokratik Devrim sürecini henüz tamamlayamadı. Atatürk’ün ölümünden sonra karşı devrimin güçlenmesi ile başlayan süreçte tarikat/cemaat yapılanmasının da kendine alan açtığını görüyoruz. 1950'deki Demokrat Parti iktidarıyla birlikte zirveye çıkan bu anlayış, tarikatlara gelen yasakların kaldırılması, ile derinleşmişti. Kemalist Devrim ile tamamen başı ezilemeyen feodalizmin hortlaması, on yıllar sonra FETÖ’nün temellerini atmıştı.
Her siyasi hareketin bir ideolojisi, siyasi felsefesi vardır. Örgütsel kuvvetini veren de budur. Bir örgüt ideolojik olarak sağlam ve programına bağlı olduğu kadar pratikte başarılı olur. Bu ideolojiyi derinleştirecek kitap, dergi, televizyon, radyo, sosyal medya gibi araçların kullanımı da önemlidir. Araçsal olarak devletin hiçbir FETÖ propaganda aracına izin vermemesi, fikirlerinin yayılmaması adına önemlidir.


FETÖ’nün ideolojisi nedir? Elbette doğrudan NATO/ABD kontrolünde bir terör örgütüdür ancak bunun sınıfsal yeri orta çağ anlayışıdır. Orta çağın feodal tarikat anlayışının Türkiye’deki en yüksek aşaması olarak da tarif edilebilecek olan FETÖ, ideolojik olarak besin kaynağı da burasıdır. Tarihsel anlamda Said-i Nursi’nin Nur Cemaati’nin bir kolu olarak ortaya çıkan hareketin de ilk besin kaynağı Nur Risaleleri’ydi.


Bugün FETÖ ile silahlı mücadelede geri adım atmayacağımız bir süreçteyiz. FETÖ Türkiye’ye silahla saldırdı, Türk ordusu da silahla yanıt verdi ve bastırdı. Çünkü silah ancak silahla bastırılır. Bu doğru. Ancak silahla bastırdığımız hareketin ideolojik kökünü de kurutmadan tehlikeyi geçti sayamayız. Aradan 8 yıl geçti ve faaliyetleri devam ediyor. Şırnak 

Üniversitesi rektörünün FETÖ’cü olduğunu cümle alem biliyor, daha birkaç ay önce Vatan Partisi Genel Sekreteri’ne suikast planları ortaya çıktı, firari olan kalemşorları sabah akşam Türkiye’nin atılımlarına saldırıyor. Tüm bunların önüne ancak ideolojik mücadele ile olur.

İDEOLOJİ MÜCADELE NASIL VERİLİR?

Türkiye 2015’ten itibaren yeni bir rotaya girdi. 24 Temmuz 2015’te Hendek Operasyonları ile başlayan süreçte Türkiye yüzünü Avrasya’ya döndü. PKK başta olmak üzere terör örgütleriyle amansız bir mücadele başlattı. ABD’nin bu mücadeleye yanıtı 15 Temmuz’da oldu, başı ezildi. Şimdi sıra fikrin başını ezmede.
İdeolojik mücadele bir sistem işidir. Karşı tarafı tanımak, argümanlarına karşı argüman hazırlamak, fikirlerini mahkûm etmek basit bir iş değildir. Öncelikle düşmanını iyi tanımak gerekiyor. Evet, FETÖ orta çağ feodalizminin Türkiye’deki kalıntılarından biridir. Ancak bu kadar masum değildir. FETÖ’nün NATO tarafından yönetildiğini ve tüm operasyonlarının ABD’de planladığını bilmeden mücadelelerin hepsi eksik kalır. Bugün de yaşadığımız bu.
Gerek Türkiye’de ideolojik mücadele kültürünün zayıf olması gerekse Ak Parti’nin sınıfsal açıdan bu ihtiyacı karşılayacak potansiyeli olmaması eksikliğin baş sebeplerinden olmakta. Ne yazık ki Türkiye’de siyasi mücadele hep pratik içinde olmuş, teorik düzlemde gelişme çok kısır kalmıştır.
FETÖ’nün yerine almayı düşünen cemaatler, ideolojik mücadele eksikliğinin bir sonucunu oluşturmakta. Burada iki sac ayağını görmemiz lazım. Biri, diğer tarikatların bu misyonu kendilerine biçmeleri diğeri ise FETÖ’nün diğer tarikatlar içerisinde gizli örgütlenmelerine devam etmeleri. Bu gerçek bize FETÖ ile mücadelenin bitmediğini de gösteriyor.


Türkiye’nin önünde zorlu günler var. Özellikle NATO’nun son toplantısında alınan kararlarla Karadeniz’de nüfus artırma hedefi, Filistin’deki İsrail saldırıları, Yunanistan’daki NATO yığınağı, Doğu Akdeniz’deki tehditler ile mücadele ediyoruz. Dışarıda bunca mücadele alanı varken içeride de Gladyo artıkları ile mücadele etmek zorundayız. Her nasıl ki PKK’yla mücadele sadece silahla olmaz, bunu teorik zeminde de mahkûm etmeliyiz, FETÖ ile mücadelenin zemini de bu olmalıdır. Ders kitaplarına 15 Temmuz’u koymak, yeni nesil için önemli olabilir ancak bunun bir NATO tertibi olduğunu söylemeden eklemenin pek de bir anlamı olmaz.
Bununla birlikte mücadelenin üniversite ayağı pastanın büyük bir dilimini oluşturuyor. Geride bıraktığımız 8 yılda akademideki FETÖ temizliğinde geri kalındı. Onlarca örgüt üyesinin ihraç edilmesinin yanında kendini gizleyerek hala görevlerinde olan akademisyenlere de müdahale edilmesi gerekiyor. Bu bir cesaret işidir. Eğer bilim yuvalarımız olan akademilerden FETÖ’nün temizlenmesini sağlamazsak Türkiye’nin yetişecek yeni nesli FETÖ’nün ideolojik zehrinden etkilenmiş olacaktır.


FETÖ ile mücadele, devrimci olduğu ölçüde başarı sağlar. İdeolojik mücadeleyi önümüzde koymak devrimci bir tavırdır. Ancak mücadelenin yanında kazanmamız gereken insanları da hesaba katarak harekete geçmemiz de çok önemlidir. Şu veya bu sebeple, az veya çok şekilde FETÖ ile bağlantısı olan binlerce insanımız var. Bize düşen devrimci görev, FETÖ ile mücadelemizde onları da yanımıza katmak, bu mücadele çerçevesinde dönüştürmektir. Bugünün bilimsel çözüm anahtarı buradan geçiyor.


Sonuç olarak FETÖ ile mücadelenin özünde NATO Gladyosu ile mücadele olması gerektiği aynı zamanda orta çağ kalıntısı feodal zihniyetin de ezilmesi gerektiğini görmemiz gerekiyor. Ancak bu mevziiye girersek verdiğimiz silahlı mücadele de başarılı olur.

Tarih:
Diğer Haberler