14 Mayıs’ta düzenlenecek olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçiminde Cumhur İttifakı da Millet İttifakı da bölücü ortaklarıyla seçime gidecek. Millet İttifakı’nın ortağı HDP ve Cumhur İttifakı’nın ortağı Hür Dava Partisi (HÜDA PAR), bölücü siyasetleri programlarında açıkça ifade ediyorlar.
Seçim yarışı hızlanırken ittifaklar da netleşiyor. Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı Halkların Demokratik Partisi (HDP) seçimde cumhurbaşkanı adayı çıkarmayarak Millet İttifakı’nın ortak adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyecek. HÜDA PAR ise AK Parti ve MHP’nin yer aldığı Cumhur İttifakı’na AK Parti listelerinden katılacak.
İki ittifak seçime giderken ortaklarının bölücü programı dikkat çekiyor. HDP de HÜDA PAR da parti programlarındaki bölücü taleplerle Türkiye’ye yönelik emperyalist planı uygulamayı vaat ediyor.
HDP emperyalist Batı’nın Türkiye’yi bölme planlarını kendine program edinerek, Türkiye karşıtı söylemlerini sık sık dile getiriyor. HÜDA PAR, programında, “Bu yeni anayasanın değiştirilemez nitelikte hiçbir maddesi olmamalıdır.” diyerek devrimle kurulan Türkiye Cumhuriyeti rejimini yıkmayı amaçladığını ifade ediyor.
Millet İttifakı ortağı HDP ile Cumhur İttifakı ortağı HÜDA PAR’ın ortak siyasi programlarını başlıklar halinde derledik:
AÇILIM SÜRECİ
HDP: “Partimiz, çözüm, müzakere ve barış sürecinin başarıya ulaşmasını hedefler; Kürt halkının özgürlüğe kavuşmasının başlıca güvencesinin halkın öz mücadelesi ve halklarımızın birbiriyle dayanışması olduğunu savunur ve bunun gerçekleşmesi için mücadele eder.”
HÜDA PAR: “Özellikle inancın yaşanması önündeki engellerin kaldırılması ve Kürt sorununun çözümü konusunda ortaya koydukları samimiyetsizlik ve bu sorunların çözümünü siyasi rant elde etme aracı ve argümanı olarak kullandıkları…”
ÖZERKLİK VE FEDERASYON
HDP: Partimiz, halkların ihtiyaç duyduğu özerklik modellerinin ve kendi kendilerini yönetmelerine olanak sağlayacak demokratik yönetim biçimlerinin geliştirilmesi ve yaşam bulması için mücadele eder.
HÜDA PAR: Katı merkeziyetçi yönetime son verilerek yerel yönetimler güçlendirilmeli ve tüm yerel yöneticiler halk tarafından seçilmelidir.
Mevcut merkezi ve yerel devlet organizasyon yapısının ıslahı ile beraber, mevcut yapının tabu olarak kabulünden vazgeçilerek olumlu ve olumsuz tüm yönleri ile eyalet sistemi, özerklik, federasyon gibi yönetim modelleri üzerinde serbestçe tartışılabilmelidir. Toplumun huzur, refah ve güveni için gerekli olduğunun toplumun çoğunluğu tarafından kabulü halinde bu modeller uygulanabilmelidir.
Merkezi yönetim hiçbir şekilde geçici dahi olsa seçilmiş bir yöneticinin görevine son verememeli ve onu görevden uzaklaştıramamalıdır. Yine yerel meclisler (belediye meclisi, il genel meclisi) tarafından alınan kararların merkezi yönetimin onamasına tabi olması uygulaması sonlandırılmalıdır.
HDP, Tunceli’deki Seyit Rıza heykeli önünde anma töreni düzenleyerek Türkiye Cumhuriyetini katliamcı ilan etmişti.
ANADİLDE EĞİTİM
HDP: “Farklı kimliklerin, dillerin, inançların ve kültürlerin hak eşitliğinin anayasal güvence altına alınması ve bu anlayış üzerinde şekillenen bir anayasal yurttaşlık tanımının yapılması; anadilinde eğitimin ve anadil hakkının kamusal alan da dahil her alanda uygulanması; yerinden ve yerelden yönetime dayalı bir demokratik özerklik işleyişin gerçekleştirilmesi için mücadele eder.”
HÜDA PAR: “Anadilde eğitim herkes için tabii, insani bir haktır. Çocukları bilmedikleri bir dilde eğitmek eğitimde fırsat eşitliğine de aykırıdır.
“Devleti oluşturan halkların dilleri resmi olarak tanınmalıdır. Herkesin kendi ana diliyle eğitim yapması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
“Kürtçe, Türkçe ile beraber ikinci resmi dil olarak kabul edilmeli, Kürtçe aynı zamanda eğitim dili olmalıdır.
“Yeterli talep olması halinde anadili farklı olan diğer vatandaşların da kendi dillerinde eğitim alabilmelerinin önü açılmalıdır.
TUNCELİ DEĞİL DERSİM!
HDP: HDP, Tunceli ismini hiçbir yerde kullanmıyor. Tunceli İl Örgütünün ismini Dersim İl Örgütü olarak kullanırken tüm resmi açıklamalarında da Tunceli yerine Dersim ifadesi tercih ediliyor. Ayrıca Tunceli isminin kaldırılarak Dersim’in resmi olarak yeniden kullanılmasını istiyor.
HÜDA PAR: “İsimleri değiştirilen yerleşim yerlerine eski adları geri verilmelidir.”
ALT KİMLİK
HDP: “Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkını savunan ve bunu ilkesel yaklaşım çerçevesinde değerlendiren partimiz, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana Kürt halkının varlık ve haklarının mutlak inkarıyla çözümsüzlüğe mahkûm edilen Kürt sorununun, barışçı, demokratik, eşit haklara ve gönüllü birliğe dayalı çözümünü savunur ve bunun için mücadele eder.”
HÜDA PAR: “Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin Türk olduğu nitelemesinden vazgeçilerek Kürtlerin varlığı anayasal olarak tanınmalı, Türkler ve Kürtler, ülkenin asli kurucu halkları olarak kabul edilmelidir.”
TÜRK MİLLETİNE DÜŞMANLIK
HDP: “Etnik kimliği, kültürü, dili ve diniyle tek tip Türk milleti” dayatmalarına karşı çoğul, farklılıkların eşit ve gönüllü beraberliğine dayalı bir toplumsal yaşamı; özgürlükçü ve demokratik bir Türkiye hedefini savunur.
HÜDA PAR: “Yeni anayasanın başlangıç bölümü kısa ve öz olmalıdır. Etnik vurgu yapılmaksızın insani hak ve özgürlüklere kuvvetli bir vurgu yapılmalıdır.
“Başta vatandaşlık tanımı olmak üzere, anayasa ve sistemin bütün resmi literatürüne hâkim olan Türklük esaslı dışlayıcı ve ayrımcı söylem terk edilmelidir.
“İlköğretim öğrencilerine okutulan, ırkçılık kokan ‘Andımız’ ve benzeri metinler kaldırılmalıdır. Muhtelif yerlerde yazılan ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ gibi yazılar silinmeli, ‘Bir Türk dünyaya bedeldir.’ şeklindeki ırkçı söylemlere son verilmelidir.”
Öcalan’ın özerklikle ilgili sözünü HDP afiş yaptırmıştı.
ASKER KARŞITLIĞI
HDP: “Zorunlu askerlik uygulamasının kaldırılması ve vicdani ret hakkının yasalarca güvence altına alınması için mücadele eder.”
HÜDA PAR: “Profesyonel ordu oluşturularak, askerlik hizmeti zorunlu olmaktan çıkarılmalıdır. Geçiş sürecinde askerlik hizmetini asker olarak yapmak istemeyenler için vicdani red hakkı, insani temel bir hak olarak tanınmalıdır. Bu hakkın kullanımı kişinin ileride belirli haklardan yoksunluğuna da yol açmamalıdır.”
Öte yandan iki parti de programlarında ne teröre tavır gösteriyor ne de Mustafa Kemal Atatürk’e yer veriyor.
FETÖ AĞZIYLA ERGENEKON’U DİLLENDİRİYORLAR
Terör partisi HDP de FETÖ tertibi Ergenekon’daki tüm sanıkların beraat etmesini eleştirerek tepki göstermişti. HDP Meclis Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Ergenekon’da HDP hariç bütün partilerin ‘güzelleme yaptığını’ söylemişti.
Ergenekon tertibinin çökmesine yakın bir zamanda aralarında HDP’li isimlerinde de yer aldığı 300 kişi, bir bildiri yayınlayarak, “Ergenekon davasının, her türlü uzlaşmanın ötesinde toplumsal ve siyasal ufkumuzun aydınlanması davası haline gelebilmesi için siyasi irade şimdi her zamankinden daha gereklidir. Asker-sivil bütün kurum ve kuruluşlar da davanın karartılmaması ve mutlaka derinleştirilmesi için aynı kararlılığı göstermelidir.” demişlerdi.
HÜDA PAR programında FETÖ tertibi olan “Ergenekon terör örgütünün” varlığı kabul edilerek “Köy yakma ve zorunlu göç olaylarının hesabı sorulmalıdır. Ergenekon, jitem ve benzeri yapılanmaların bölgede yaptığı hukuksuzluklar derinlemesine soruşturulmalıdır.” denildi.
SEYİT RIZA, ŞEYH SAİT SAVUNUCULUĞU
İki parti de Cumhuriyet Devrimlerine karşı emperyalist destekle çıkarılan Şeyh Sait ve Dersim isyanlarına sahip çıktı. Ayrılıkçı isyanlara HÜDA PAR programında yer verilirken HDP de isyanların yıl dönümlerinde anmalar düzenleyerek isyancılara selam gönderiyor.
HDP: “Seyît Rıza ve arkadaşlarını, idam edilişlerinin 85’inci yılında Dersim'de andık. Seyît Rıza'nın zulme boyun eğmeyen, diz çökmeyen duruşu yolumuzu aydınlatıyor.
“İdam edilişlerinin 94’üncü yıldönümünde Şeyh Seid Efendi ve 47 mücadele arkadaşını saygı ve mücadele anılarına olan bağlılığımızla anıyoruz.”
HÜDA PAR: “Cumhuriyet ideolojisi, temel olarak iki ilke üzerine kurulmuştur. Bunlardan biri laiklik, diğeri de Türklüktür. Laiklik ile bağlantılı uygulama ve inkılâplar yüzünden Kürtler, batıdaki Müslüman Türk kardeşleri ile beraber büyük eziyet ve sıkıntılar çekmişlerdir. Ancak onların çektiği sıkıntılar bununla sınırlı değildir. Bunun dışında Kürt oldukları için Türklük/Türkleştirme politikalarının sonucu olarak büyük sıkıntılar yaşamışlardır. Bu şekilde hem laiklik hem de Türklük dayatmalarına tepki olarak vuku bulan Şeyh Said Kıyamı, Dersim ve Ağrı Ayaklanmaları büyük bir şiddetle ve katliamlarla bastırılmış, bunlar ve Zilan’daki katliamlarla beraber yüz binlercesi öldürülmüş, yaralanmış ve çok daha fazlası da aç ve çıplak bir halde batıya sürgün edilmişlerdir. Bu dönemde yapılan zulüm ve vahşet akıl almaz boyutlara ulaşmıştır.”