ABD Başkanı Joe Biden, bugün itibariyle Amerika Birleşik Devletleri’nin 1915 olaylarını ‘Ermeni Soykırımı’ olarak tanıyacağını ilan etmiştir. Bu karar yok hükmündedir! Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır. Hukuken hiçbir geçerliliği olmadığı gibi hiçbir tarihsel dayanağı da yoktur.
Joe Biden, her 24 Nisan’da gündeme gelen sözde soykırım tartışmalarının ötesine geçen bir karara imza atmıştır. Bu karar, ABD’nin Türkiye’ye yönelik kuşatma planında yeni bir safhaya geçtiğini göstermektedir. Sözde Soykırım Kararı attıkları ilk kurşundur. Biden Anadolu’ya ve Asya’ya başlatacağı yeni Haçlı Seferi’nin ilk adımını atmıştır.
24 Nisan sözde Ermeni Soykırımı’nın değil emperyalistlerin Çanakkale'de vatanımıza saldırışlarının yıl dönümüdür. 24 Nisan, üzerimize silahlarını sürenlerin, yalanlarını da sürdükleri gündür. Yalanlarını da namlularını da başlarına geçirecek güçteyiz. Çünkü haklı olan taraftayız.
Dünya üzerindeki hiçbir devlet, hele hele tüm dünyanın en büyük katliamcısı olan ABD devleti, Türk milletini soykırımcı ilan edip ona diz çökertemez! Türk milletinin her ferdi, uluslararası hukuka saygı duyan herkes, bu yasadışı kararı ayaklarının altında çiğneyecektir.
Arkamızda büyük mücadeleler ve kapı gibi mahkeme kararları var. Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek’in AİHM’de kazandığı zafer bu tartışmayı kesin olarak bitirmiştir. Sonuçları herkesin anlayacağı kadar açıktır:
Soykırım bir hukuki tanımdır. Ancak mahkeme kararlarıyla hükme bağlanabilir.
1915 Olayları’nı hükme bağlayan bir mahkeme kararı bulunmamaktadır. BM Sözleşmesi’ne göre yetkili mahkemeler Lahey Adalet Divanı ve suçun işlendiği yerel mahkemelerdir.
AİHM, Yahudi Soykırımı ile 1915 Olaylarının aynı kategoride değerlendirilemeyeceğini karara bağlamıştır. Bu kararıyla AİHM, 1915 Olayları’nın “soykırım” olarak nitelenemeyeceğini saptamış bulunuyor.
Türkiye hem tarih önünde hem de hukuk önünde sonuna kadar haklıdır. Soykırım yapmadık, vatanımızı savunduk. AİHM’de de haklılığımızı tüm dünyaya ispatladık. Türkiye, içinde bulunduğu mevziyi doğru saptamalı ve saldırılara karşı cevabını özgüvenle ortaya koymalıdır.
Bugün hükümet yetkililerinin, Birleşmiş Milletler Sözcüsü dahi Perinçek-İsviçre davası sonucunda Türkiye’nin tezlerini kabul etmişken bu kararı vurgulamaması kabul edilemez. Bu “iftira” diye geçiştirilecek, “tarihçilere bırakalım” denecek bir mesele değildir. Çeşitli çekincelerle alt perdeden açıklama yapanlar Türkiye’ye en büyük kötülüğü yapmaktadırlar.
Hükümete sesleniyoruz! Cesur olun! Türk Milleti, ABD emperyalistlerinin önünde boyun eğmez, diz çökmez! İstiklal Marşı "Korkma" diye başlayan bir milletin evlatlarıyız. Türkiye güçlü devlettir fakat ABD karşısında dik durmayanlar Türkiye’nin gücünü kırmaktadırlar.
Türkiye’yi kuşatma girişimleri ortada olan ABD’nin saldırılarına verilecek yanıt lafla değil, eylemle olmalıdır. Tehditler ciddidir, Türkiye’nin cevabı da ciddi olmalıdır.
Türkiye elindeki AİHM kararı silahını kullanmalıdır. ABD tehditlerine karşı komşu ülkelerle derhal işbirliği yapmalıdır. PKK’nın üzerine Suriye’yle birlikte gitmelidir. Doğu Akdeniz ve Karadeniz’deki ABD tehdidine Rusya ile işbirliği yaparak cevap vermelidir. Soykırım Yalanlarının yanında saf tutan, PKK’nın siyasi kolu HDP kapatılmalıdır. KKTC’nin tanıtılması için Türkiye güçlü adımlar atmalıdır. Burada zaferler kazanacağımız açıktır. O zaferler, ABD’nin bölgemizdeki emperyalist faaliyetlerini püskürtecek son darbeleri indirecektir.
Türkiye’yi yönetenler ve tüm Türk milleti, ABD’yle savaş halinde olduğumuz gerçeğine göre hareket etmelidir. ABD’nin 1915 olaylarını soykırım olarak tanımasının hiçbir hükmü yoktur. Fakat Türkiye’nin İncirlik üssünü kapatmasının kesin bir hükmü vardır.
ABD’nin askeri üssünün ve askerlerinin topraklarımızda yeri yoktur. ABD askerleri derhal İncirlik üssünden kovulmalıdır. İncirlik’e el konsun, Amerika defolsun!
Bu düşmanca saldırılar ancak bu cesaret, özgüven ve kararlılıkla püskürtülebilir.
Türk milleti ve Türk gençliği, bu iradenin arkasında sımsıkı kenetlenecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.