'İslamiyet'in kılıcı olmuş bir milletin evlatlarıyız'

TGB Genel Başkanı Dilek Çınar, Pakistan'ın Belucistan Eyaleti'nin başkenti Ketta'da düzenlenen İslami Gençlik Kurultayı’nda, ilk konuşmayı yaptı.

'İslamiyet'in kılıcı olmuş bir milletin evlatlarıyız'

YAZAR

İslam dünyasının gençliğine liderlik eden kıymetli kardeşlerim,

Sizleri Türk gençliği adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Bu tarihi önemde meclisi organize ettiği için İslami Gençlik Teşkilatı’na, Başkanı Hammad Kakar’a ve bu zirveyi mümkün kılan herkese yürekten teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Türkiye ve Pakistan’ın kadim dostluğu yüzyıla dayanmaktadır. Bu yüzden Pakistan’da olmaktan ayrıca mutluyuz.

Bu buluşma bizim için, ailenin tüm fertlerinin buluştuğu bir ‘bayram’ gibi. Biz gerçekten de tek ve büyük bir aileyiz. Ancak burada bir aile toplantısının ötesinde, tarihin seyrini değiştirecek kararlar almak için toplanmış bulunuyoruz.

ATLANTİK ÇAĞI BİTTİ YENİ BİR DÜNYA DOĞUYOR

Yükseklerde buluşuyoruz. Yalnızca Pakistan’ın değil, tüm İslam aleminin ve Asya’nın büyük şairi Muhammed İkbal’in dizelerini hatırlayalım. Bize şöyle seslenmişti:

“Ey İslam genci! Yuvan kraliyet saraylarının kubbeleri üzerinde değildir / Kartalsın sen, daha yükseklerde, dağların zirvesinde yaşamalısın.”

Biz şimdi mezhep ayrılıklarının çıkmaz sokağında bulunmuyoruz. Etnik ve kavimsel çatışmaların kör kuyularında değiliz. Bizi kardeş kavgasına sürüklemek isteyen emperyalist ve Siyonist fitnecilerin zindanlarında hiç değiliz! Bundan sonra hiç olmayacağız.

Dağların tepesindeyiz. Birlikteyiz. Ufka bakıyoruz. Ve şunu görüyoruz:

Yeni bir dünya doğuyor. Atlantik Çağı bitti. Tek kutuplu dünya dönemi, haramilerin saltanatı bitti. Evet, müjdeler olsun: Yeni bir dünya kuruluyor!

Bu dünya yüz yıl önce olduğu gibi imanlıların kılıcıyla, Asya’nın muzaffer namlularıyla kuruluyor. Ve ben sizlerin karşısında İslam’ın kılıcı olmuş bir milletin evladı olarak duruyorum.

Muhammed İkbal’in bu sefer büyük devrimci liderimiz, Türk milletinin, Kurtuluş Savaşı’nın lideri Mustafa Kemal Atatürk için söylediklerini hatırlayalım:

“Dua edelim kardeşlerim, o bayrak, o burçlardan kıyamete kadar düşmesin. İslam'ın güneşi kararmasın, Allah, Müslümanları Hıristiyanlara karşı savunan Büyük Lider Mustafa Kemal'e yardım etsin. İslam'ın son askerlerini muzaffer kılsın.”

Düşman tankıyla, topuyla, tüfeğiyle geldi. Düşman zulmü, yağması, aşağılamalarıyla geldi. Orduları daha kalabalık, silahları daha kuvvetliydi. Ancak Türk milleti muzaffer oldu. Üstelik o emperyalistlere öyle bir tokat attık ki, acısını bugün dahi hissediyorlar.

Ecdadımız bunu nasıl başardı? İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy’un sözlerindeki ruhla: “Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar / Senin iman dolu göğsün gibi serhaddin var / Ulusun, korkma, nasıl böyle bir imanı boğar / medeniyet dediğin tek kişi kalmış canavar!”

O medeniyet dedikleri tek kişi kalmış canavarı önce 1915’te Çanakkale’de, sonra 1922’de İzmir’de denize döktük. Çünkü yalnız kendi nam ve hesabımıza değil, tüm İslam aleminin, tüm Doğu milletlerinin özgürlüğü ve bağımsızlığı için savaşıyorduk.

SAVAŞIMIZ HAÇLI SEFERİNE KARŞIDIR
Değerli büyüklerim ve kardeşlerim,

Bugün yine aynı düşmana karşı savaşıyoruz. Dün bizi boğmaya kalkanların başı İngiliz’di, bugün Amerikan. Dün üzerimize sürdüğü Yunan’dı, bugün İsrail. O çürümüş medeniyete, tek dişi kalmış canavara, yeni haçlı seferine karşıdır bizim savaşımız.

Amerika bize bölünme dayatıyor, aramıza fitne tohumları saçıyor, ekonomimizi çökertmeye kalkıyor, güvenliğimizi dinamitleyen teröristleri destekliyor.

Bugün Washington’da oturan dünyanın en büyük teröristleri, Müslamanları terörist ilan etmeye kalkıyor. NATO bombardımanlarına ortak olan Avrupa’nın soğukkanlı katilleri, şimdi İslam’ı şiddetle ilişkilendirmeye, medeniyetler beşiği ve insanlığın uygarlık bayrağı olmuş İslam’ı, aşağı kültür olarak karalamaya kalkıyor. Bu ne cürret?

‘AMERİKA YENİLDİN VE YENİLECEKSİN!’
Irak’ta, Afganistan’da, Yemen’de, Filistin’de halkı haftalarca bombalayan ABD, NATO ve İsrail; biz ülkemizi, sınırlarımızı korumaya kalkınca “dur yapamazsın” diyor.

IMF, Dünya Bankası ve Dolar Saltanatıyla gelişen ülkeleri haraca bağlayanlar; biz bağımsız bir ekonomi kurmaya, milli paralarımızla ticaret yapmaya, ihtiyaçlarımızı Batı dışından temin etmeye kalkınca “dur yapamazsın” diyor.

Biz de onlara diyoruz ki artık yeter! Siz durun, siz hiçbir şey yapamazsınız!

ABD emperyalizmine, Batı sömürgecilerine Sayın Imran Khan’ın seslendiği gibi sesleniyoruz: “Siz bizi köleniz mi sandınız?”

Ey Amerika, yenildin ve yenileceksin!

Türkiye’de yenildin!

Türkiye bir NATO’nun üyesidir ama NATO’ya karşı silahla savaşmaktadır.

ABD, 2008 yılında Türk ordusunu ve Türk milletini esir almak için Ergenekon adı verilen bir kumpas hazırladı. Sahte belgelerle özellikle Vatan Partisi yöneticilerini ve Türk ordusunun vatansever askerlerini hedef aldı. Onları hapishanelerde duvarların arkasında çaresiz bırakmaya çalıştı. Başaramadı. Ergenekon tertibi 2014 yılında Vatan Partisi’nin ve Türkiye Gençlik Birliği’nin büyük direnişiyle yıkıldı. 2014 yılında Türk ordusu ve Türk milletini hapsetmeye çalıştıkları o duvarları yıktık.

İKİNCİ İSTİKLAL SAVAŞINI BAŞLATTIK
Türkiye’de İkinci İstiklal Savaşını başlattık.

ABD, PKK terör örgütüne binlerce tır silah vererek ve asker yetiştirerek “Kürdistan” adı altında İkinci İsrail devleti kurmak istedi. Evet, ABD’nin “Kürdistan” planı Türkiye sınırında Türkiye, Suriye, Irak ve İran topraklarını bölerek bir İkinci İsrail Devleti kurma planıdır. NATO, sözde Kürdistan’ı, aslında İkinci İsrail’i kurmak için, komşularımız Irak ve Suriye topraklarını işgal etti, terör örgütlerini Türkiye ve İran’ın üzerine sürdü. Nasıl ki Büyük Orta Doğu Projesiyle Belucistan’ı Pakistan’dan bölmek, ayırmak istediyse Türkiye’yi “Kürdistan” projesiyle bölmek ve parçalamak istedi. Ama ne Türkiye’de ne Pakistan’da başarılı olamadılar. Vatanlarımıza yönelik emperyalist saldırıları yerle bir ettik!

Türkiye’de darbe yapmaya kalktın yenildin!

ABD’nin yarattığı ve Türk Devletinin içine yerleştirdiği Fetullah Gülen Terör Örgütü'nün tertiplediği 15-16 Temmuz 2016 darbe girişimi Türk Ordusu ve Türk Milleti tarafından silahla ezildi.

ABD ve İsrail, yanlarına Yunan ve Güney Kıbrıs donanmalarını alarak Doğu Akdeniz’de intikam tanrılarının adıyla Noble Dina ve Nemesis deniz tatbikatları düzenliyordu. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni işgal etmek istiyordu. Haçlı ordularına Doğu Akdeniz’de geçit vermedik. Kıbrıs’ımızı dünyaya tanıtacağız. Bu konuda İslam Dünyasındaki kardeşlerimize güveniyoruz.

Yalnızca Türkiye’de değil bütün kara parçalarında yenildin!

Azerbaycan’da Karabağ’da yenildin.

Afganistan’da yenildin. Afganistan’ın yiğitleri, 40 yıl işgale karşı savaştılar. Taliban güçleri en sonunda o işgalci NATO güçlerini kovdu. Selamlıyoruz onları. Ayakta alkışlıyoruz.

Sizlerin huzurunda Afganistan için elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzun sözünü veriyoruz.

Filistin’de yenildin! Yenilmeye mahkumsun!

Filistin davası, Türkiye davasıdır! Kutsal topraklarımızın bir karışını bile haçlı ordularına teslim etmedik, etmeyeceğiz. Mescid-i Aksa’yı gözümüzün bebeği gibi koruyacağız.

Suriye’de yenildin.

İran’a diz çöktüremedin. Irak’ı bölemedin. İkinci İsrail’i kuramadın, kurdurmadık!

Sadece bizim coğrafyamızda da değil, Latin Amerika’nın Venezuela’sında, Küba’sında, şimdi NATO’yla savaşan Rusya’sında, baş düşman ilan ettiği Çin’inde de yeniliyor.

Keşmir’de de yenilecek. Keşmir’de müslüman ve Hint kardeşlerimizin refahı ve mutluluğu için, dünya ticaretinin devamlılığı için Birleşmiş Milletler plebisit (halk oylaması) kararı uygulanmalıdır.

Emperyalizmin yenilgisi bir temenni değil bir tespittir.

İşte bugün Asya ulusları Batı’nın sömürgeci düzenine başkaldırıyor.

ABD, İkinci Dünya Savaşı sonrası dolar saltanatını kurduğunda dünya ekonomisinin neredeyse yarısını üretiyordu. ABD’nin üretimdeki payı bugün yüzde 15’in altına düştü. Üretim Asya uygarlığına geçiyor. ABD’nin ekonomik gücü artık bir kağıt parçasıdır.

ABD YAPTIRIMLARINA MARUZ KALAN ÜLKELER: BİRLEŞİN!
ABD, bugün 42 ülkeye amborgo ve yaptırım uyguluyor. ABD dünya nüfusunun ve dünya üretiminin ağırlığına uyguladığı yaptırımı aslında kendisine uyguluyor. Bütün dünyaya çağrımızdır. Dünyanın ABD yaptırımına maruz kalan bütün ülkeleri birleşin! Birleşin ki tek dişi kalmış canavarın son dişini de sökelim.

Türk Devletleri Teşkilatı, dünyanın kalpgahını birleştirdi.

Şanghay İşbirliği Örgütü Asya’nın güvenliğini biz sağlarız dedi.

Kolektif Güvenlik Örgütü, NATO’nun doğuda yeri yok dedi.

İslam İşbirliği Teşkilatı İslam ülkelerinin davasına sahip çıktı.

Daha sayabileceğimiz bu birlikler refah ve mutlu toplumların inşasına birer tuğla koyuyor. Ancak emperyalizme karşı en geniş cepheyi oluşturmak, gelişen dünya ülkelerinin ve mazlum milletlerin ortak mücadele cephesini yaratmak en önemli görevimizdir.

Biz Türk Gençliği olarak söz veriyoruz. Size Türkiye’den antiemperyalist milli iktidarın kurulduğunun müjdesini vereceğiz.

DÜNYADA DEVRİM OLUYOR
Kardeşlerim,

Bizim birliğimiz ABD emperyalizmini korkutsun! Çünkü gençler ayağa kalktıysa devrim olur! Dünyada devrim oluyor! Medeniyet devrimcisi, Peygamberimiz Hz.Muhammed’in yolundayız. O’nun yolunda adil bir dünya var. İsrafı kabul etmeyen, sade ve gösterişsiz bir toplum var. Bir lokma bir hırkasıyla yaşayan, İnsanlık için var gücüyle çalışan ve paylaşan bir insanlık var. İşte biz bu dünyayı kurmak için Atlantik sistemini yıkıyoruz! Yeni bir dünya kuruyoruz.

“Şimdi günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan, bütün doğu milletlerinin uyanışlarını öyle görüyorum. Bağımsızlık ve hürriyetlerine kavuşacak daha pek çok kardeş milletler vardır. Bu milletler bütün güçlüklere, bütün engellere rağmen, her şeyi yenecekler ve kendilerini bekleyen güzel geleceğe kavuşacaklardır. Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünde yok olacak ve yerlerine, milletlerarası hiçbir renk, din, ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı gelecektir.”

Türk devriminin lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün 1922’de gördüğü işte bu çağ gelmiştir.

Amerikan emperyalizminin artık dünyada Asya’da tertiplediği baskı, zulüm, zorbalık, hıyanet bunların sonu gelmiştir.Yapabileceği fazla bir şey yoktur. Şimdi yeniden Asya’dan bir uygarlık yükseliyor.

Büyük lider Muhammed Ali Cinnah'ın "İnanç, birlik, disiplin" öğütleri yol göstericidir. Göğsümüzde inanç dolu yüreğimizle, birliğimizi büyüterek ve daim kılarak, disiplin ve kararlılıkla Asya’dan yükselen uygarlığı büyüteceğiz.

Çünkü Asya uygarlığı paylaşmacıdır. Asya uygarlığı insanlığa kardeşlik getirecektir. Asya uygarlığı kamucudur, toplumcudur. Asya uygarlığı barıştan yanadır. Asya uygarlığı hegemonyacılığa, zorbalığa, baskıya, sömürüye dünya çapında son verecek uygarlıktır.

Asya uygarlığının devletleri olarak geleceğe güvenle ve umutla bakıyoruz.

Sizleri en kalbi duygularımla ve muhabbetle selamlıyorum.

Pakistan Zindabad!

İslam alemi Zindabad!

Yükselen Asya Zindabad!

MİLLİ DEĞERLERİMİZE SIMSIKI SARILACAĞIZ

Kurultayın ikinci oturumunda da konuşma yapan TGB Genel Başkanı Dilek Çınar, Batı’nın Asya milletlerini milli kimliklerinden koparma girişimlerini milli kimliğimize sarılarak bertaraf edebiliriz dedi:

“Batı bu salondaki insanlardan, bizim insanımızdan farklı bir insan yaratmak istedi. Bencil, tüketime düşkün, Batı’nın karşısında ezilecek aciz ve korkak bir insan… Bunun için izlediğimiz dizileri ve dinlediğimiz şarkıları belirledi. Ülkelerimize uyuşturucuyu soktu ve bilinçlerimizi felç etmeye çalıştı. Kendi kültürünü “medeniyet” olarak dayattı ve milli değerlerimizi, kültürümüzü gerici gösterip unutturmaya çalıştı. Bunları reddediyoruz, milli kimliğimizi ve değerlerimizi yeniden hatırlayıp özümüzü bulacağız.”

‘BİLİMİN MERKEZİ ASYA’YA KAYIYOR’
Yeni dünyanın bilim alanında da kurulduğunu vurgulayan Çınar, “Bir ülke bağımsız olursa üretebilir, ürettikçe bağımsızlığını sağlamlaştırır. Ülkemizde de Cumhuriyet’in ilanından sonra bilimsel ve teknoloji hızla gelişti. Bugün de başta savunma sanayi alanı olmak üzere üretmemizin sırrı emperyalizme karşı İkinci İstiklal Savaşı vermemizden geçmektedir. Asya devletlerinin emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesi bilim ve teknolojideki gelişmelerin müjdecisidir. Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin merkezi artık Batı değil. Koronavirüs ve sonrasında yaşadığımız süreç bunu gözler önüne serdi. İnsanlar sokaklarda öldü ama Batı yalnızca izledi. Oysa Çin’in örgütlü toplumunda Koronavirüs salgınında hem aşı üretildi hem bu paylaşıldı, hem de dünyaya insanlık adına çalışmanın nasıl olacağı bir kez daha gösterildi.

“İlim Çin’de de olsa gidip alınız.” Bu öğüdü hayata geçireceğiz. Gelişen dünya ülkelerinin birbiriyle olan diyaloğunu sağlayacak, bilimsel ve teknolojik işbirliğini geliştireceğiz.” dedi.

ASYA'NIN FELSEFESİ: SADE YAŞAMAK
Çınar, İslam Uygarlığının insanlığa öncülük ettiğini ve İbni Sina, Biruni gibi İslam Uygarlığının bilim insanlarının öncü çalışmalarını hatırlattı. Çınar şöyle devam etti:

“İslamiyet bize sade ve gösterişsiz yaşamayı öğütler. Sade yaşamak, dünyevi zenginliklerle değil bilgiyle donanmayı ve bilgiyle zenginleşmeyi, gönül zenginliği edinmeyi bizler için belirleyici kılmak demektir. Büyük Türk halk şairi Yunus Emre diyor ki:

‘Var şimdi miskin Yunus, üryan olup gir yola,

Yüz çukallu gelirse yalıncağı soyamaz.’

Miskin Yunus, haydi kalk yüklerinden kurtul, bu yola gir artık diyor. Yüz asker bile gelse yüklerinden kurtulanı soyamaz. Bu büyük felsefe Batı’da yok ve olamaz. Bu bizim felsefemiz ve bu felsefeyi korumak ve yüceltmek zorundayız.”

Tarih:
Diğer Haberler