
Irak'ın kuzeyi bugün bir referanduma sahne oluyor. Bazıları tarafından "kendi kaderini tayin hakkı"nın bir uygulaması veya "demokratik karar yetkisi"nin bir örneği olarak gösterilse de dünyanın çoğunluğu bu girişimi Irak anayasasına aykırı ve iki devlet, ABD ve İsrail lehine bölge halklarının çoğunu ateşe sürükleyen bir girişim olduğunu kabul ediyor.
ABD yetkilileri tarafından sergilenen ikiyüzlü diplomasiye rağmen Amerikan desteği olmaksızın bu referandumun gerçekleşmeyeceğini görmek zor değil. Nitekim bölgesel yönetimi kurmak için Irak'a iki işgal düzenleyen ve peşmergeleri silahlandıran Pentagon'dan başkası değildi. Öte yandan İsrail, emperyalist gücün bölgedeki işbirlikçisi olarak açıktan desteğini ifade etti. Bölünme yanlısı referandum mitinglerinde İsrail bayrakları sallandı.
"Özgür Kürdistan" adıyla propagandası yapılan sözde devlet yeni bir proje değil. Tarihi yaklaşık otuz yıllık bir emperyalist müdahaleler ve işgaller zincirine dayanıyor. Aynı İsrail gibi bölge ülkelerinin bağımsız ilişkilerine müdahale etme işlevine sahip olması öngörülüyor. Bu yüzden "İkinci İsrail" isimlendirmesi, bu müstakbel "kukla devlet"in mahiyetine son derece uygun düşmektedir.
Ancak siyasi konjonktür bu girişimin her durumda yenilgiye mahkum olduğunu gösteriyor. Bölge milletleri derhal bu emperyalist girişime birleşerek karşılık verdi. Emperyalist ve siyonist planları bozguna uğratmak için kurulan bu birleşik cephe güçlenmeye devam ediyor.
Referandum bugün nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın amaçlarına ulaşamayacaktır.
Bölge ülkeleri ve dünyanın anti-emperyalist gençliği ne bugün ne ileride başka bir gün İkinci İsrail devletini kesinlikle tanımayacaktır.
tgb.gen.tr