
TGB Hamburg’un 25 Aralık Pazar günü gerçekleştirdiği “15 Temmuz sonrası Türkiye ve Terör” konulu panelin konukları Emekli Kurmay Albay Ali Türksen ve Genel Başkanımız Çağdaş Cengiz oldu. Altona’da semtindeki Türkische Gemeinde Hamburg‘un salonunda yapılan panele ilgi yoğun oldu.
Ümmühan Algun’un sunuculuğunu yaptığı panel, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Açılış konuşmasını yapan TGB Hamburg eski İl Başkanı Veli Can TGB‘ye desteğinin herzaman tam olduğunu ve gelecekte ADD ve Hamburg’da yer alan diğer yurtsever kuruluşlarla daha fazla ortak çalışılması gerektiğini dile getirdi. Sonrasından konuşma yapan TGB Hamburg İl Başkanı Mustafa Barış Türkoğlu ise PKK’nın destek gördüğü Almanya’da da artık yavaş yavaş bir soruna dönüştüğünü söyledi ve ardından 15 Temmuzdan sonra Türkiye’de yaşananlar üzerinde kısa bir özet geçti.
TGB Genel Başkanı Çağdaş Cengiz, sözlerinie doğu ve batı felsefelerindeki iyi ve kötü ayrımını karşılaştırmakla başladı. Batı felsefesinde iyi ve kötü anlayışı bölücü ve ayrımcıyken, doğu felsefesinde bu tür bir anlayışın yer almadığını dile getiren Cengiz, doğu felsefesinin daha diyalektik olduğuna dikkat çekti. 1945’ten beri devletlerin artık ordularla değil, dolaylı yollarla istihbarat teşkilatları ile savaş yürüttüğüne dikkat çeken Cengiz, terör örgütlerinin bu tür savaşların önemli bir aracı olduğunu söyledi.
Türkiye’de yürüttülen emperiyalizme karşı mücadelenin görünenden daha çok değiştirdiğinin altını çizen Cengiz, açılım dönemin Türkiye’de artık bittiğini ve PKK ile HDP’nin itibarlarını kaybettiğini söyledi. Başkanlık meselesine de değinen Cengiz, başkanlık girişiminin başarılı olma şansının olmadığını, meclis yoksa yönetmenin de imkansız olacağını dile getirdi.
Balyoz Kumpası sonucu yaklaşık 3,5 yıl Hasdal askeri cezaevinde yatan Emekli Kurmay Albay Ali Türksen, MİT krizi ve 17-25 Aralık’tan sonra FETO’nun açığa çıktığını söyledi. 15 Temmuz Kalkışmasının Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki üniformalı hainler tarafından yapıldığının altını çizen Tüksen, olayları hemen bilinçsizce yorumlamanın yanlış olacağını, hapisteki tutukluların zamanla konuşmaya başladıkta yapılan bu kalkışmanın arka planının daha net ortaya çıkacağını söyledi.
Türksen, Rize’de Atatürk heykelinin kaldırılması olayını eleştirirken, verilen tepkiler dolayısı ile o heykelin depoya kaldırılmadığını belirtti. Başkanlık sistemini Tayyip Erdoğan dışında savunacak birisi olmadığını söyleyen Türksen, konuşmasını Hasdal cezaevinde yatarken izlediği bir trafik lambasının hikayesi ile bitirdi. Cezaevinde yatarken dalıp izlediği trafik ışığının medeniyete, hayata dair tek işaret olduğunu söyleyen Türksen, “Cezaevinden çıktıktan sonra önce aileme, sonra gittim o trafik lambasına sarıldım. O sarı çakan ışık sonradan anladım Mustafa Kemal Atatürk’ün ışığıydı. Onun değerleri, ve ülküsüydü, o sarı ışık gibi umudumuzu kaybetme lüksümüz yok” diyerek sözlerini bitirdi.
Toplantı yarım saatlik bir aradan sonra davetlilerin Cengiz ve Türksen’e sorularıyla devam etti. Panel, kitap imzalanması ve hatıra fotoğrafı çektirilmesiyle son buldu.