YAZAR
Bilindiği üzere şu sıralar gündemde Fenerbahçe stadyumunun adının değişmesi var. Stadın şu anki ismi Ülker Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu. Stadın isminin hem Fenerbahçe için tarihi bir anlamı var hem de Türk Devrimi açısından önemli. Bu gibi bir isim değişikliği yıllar önce bir de Edirne’de yaşanmıştı. Edirne’nin en uzun caddesinin ismi Talat Paşa’ydı ancak 2021’de bu caddenin ismi Atatürk Bulvarı olarak değiştirildi. Bu örnekleri veriyoruz çünkü bu değişikliklerin altında bir amaç var.
Elbette ki karşı çıktığımız şey Atatürk isminin çeşitli mekanlara veya caddelere, yerlere verilmesi değil. Karşı çıktığımız olay Atatürk’ün arkasına sığınarak Türk Devrimi’nin karakter abidelerinin, Atatürk’ün yol arkadaşlarının isminin silinmesidir. Şükrü Saraçoğlu o isimlerden biri.
İTTİHATÇI VE KUVVACI
Şükrü Saraçoğlu, İzmir İdadisi’ni birincilikle bitirmiş daha sonra Mülkiye’de okumuş, yüz yıllık Cumhuriyetimizin nadide yüzlerinden biridir. 1911 yılında İttihat ve Terakki’yle birlikte mücadeleye atılmış ve o dönemde de Ticaret Mekteb-i Müdürlüğü görevini yapmıştır. İsviçre’de okuduğu dönemde Türk Talebe Birliği’ni kurmuş ve Mondros Mütarekesi’nin şartlarına tepki oluşturmak, Avrupa Komisyonu’na duyurmak için mücadele etmiştir. 1. Dünya Savaşı sırasında İzmir’in işgale uğradığını öğrenince bir İtalyan gemisine gizlice binip doğrudan vatan toprağına dönmüştür. İzmir’de de Kuvayi Milliye’ye katılmış, cephede savaşmıştır. Cumhuriyetimizin ilanıyla birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne İzmir mebusu olarak seçilmiştir. Daha sonra sırasıyla; Millî Eğitim Bakanlığı, Maarif Vekilliği, Adliye Vekilliği, Hariciye Vekilliği ve en son da İkinci Dünya Savaşı sırasında 1942’de Başbakan olmuştur. Türk Devrimi’nin önemli aşamalarında önder görevler alan Saraçoğlu, gönül verdiği takımı Fenerbahçe’nin de ilerlemesi için daima adımlar atmıştır. Toplamda 16 yıl boyunca Fenerbahçe Spor Kulübü’nün başkanlığını yapmış, bu süreçte de şu an stadın bulunduğu arsanın alınmasında emekleri büyüktür.
Stadın isminin değişmesi önerisi yıllar içinde tekrarlanıyor. Buradaki ısrar stadın isminin Atatürk olmasında değil, değişmesinde. Yıllardır öneriyi veren ve en çok dillendiren kişilerden biri, geçmişte Ali Koç’un başkanlığını yaptığı 1907 Fenerbahçe Derneği’nin şu anki başkanı Rıfat Perahya’ydı. Perahya’nın da içinde olduğu Türk asıllı Yahudi Dernekleri stadın isminin değişmesi için imza kampanyası başlatıyor ve önerileri Lefter Küçükandonyadis ya da Aziz Yıldırım olması yönünde. Bu imza kampanyasına katılanlardan ve dillendirenlerden en önemlisi de Rıfat Perahya. Yani asıl amaç, Varlık Vergisi döneminden kalan karalamalara boyun eğdirtmek ve Saraçoğlu ismini silmek. Varlık Vergisi ne ırkçılık ne de insan sömürüsüdür. Varlık Vergisi, İkinci Dünya Savaşı döneminde neredeyse tüm ülkelerin uyguladığı malı olanın malına göre vergilendirmesi yöntemidir. Aslında bunun bir benzerini de İstiklal Savaşı döneminde “Tekalifi Milliye Emirleri” ile görüyoruz. Orada da iki çorabı olandan bir çorabı alınırken, dört öküzü olandan da iki öküzü alınmıştır. Varlık vergisi, Şükrü Saraçoğlu’nun Başbakan olduğu dönemde uygulanmaya başlandığı için bu konu üzerinden çarpıtmalarla Saraçoğlu’na ırkçı damgası vurulmaya çalışılıyor. Bu durumla mücadele etmemiz gerekirken Fenerbahçe yönetimi Saraçoğlu ismini silmeyi tercih ediyor.
HÜRRİYET KAHRAMANI TALAT PAŞA
“Alnındaki ter, bir vatanın döktüğü terken,
Nabzındaki kan belki de bir nesle yeterken,
En sonra, şu torba kemik sen misin? anlat!
Biz dipdiri verdik seni bir devlete tal'at!
Takriben adamlık sana yetmezdi, tamamdın,
Sen kitle adam, millet adam, bayrak adamdın.
En sevdiğin insan senin, çıplak olandı;
Şanlar, senin ölçünle palavraydı, yalandı.
İnsanların insanlara verdikleri şanlar,
Göğsünde kalır, kalbine girmezdi nişanlar.
Asla derileşmezdi vezir esvabı sende,
Sen zorla büyüktün, ne kadar istemesen de..
En sonra eğildinse de kurşunla eğildin,
Altınlar akarken de züğürt ölmeyi bildin.
Neymiş sana heykel? ne demekmiş sana türbe?
Arkanda kalan tertemiz ismin yetişir be”
- Mithat Cemal Kuntay
Mithat Cemal Kuntay’ın da bu eşsiz dizelerde belirttiği üzere Talat Paşa, kitle adam, millet adam, bayrak adamdı. Altınlar akarken züğürt ölmeyi bilen örnek devlet adamıydı.
Talat Paşa’nın Edirne’de önemli bir yeri vardır. Aslen Edirneli olan, İttihat ve Terakki’nin liderlerinden olan Talat Paşa; Enver Paşa gibi diğer İttihat ve Terakki önderleriyle birlikte Edirne’nin işgalden kurtulma mücadelesine liderlik etmiştir. Talat Paşa’nın adını belki de en sık Ermeni soykırımı yalanının emperyalist merkezlerce dillendirilmesinde duyuyoruz. Çeteleşen, Türkleri topluca katletmeye kalkan ve emperyalizme alet olarak Türkiye’den toprak isteyen Ermeni çetelere karşı tehcir kararını alan, savaş döneminde sorunu çözüme kavuşturan Talat Paşa’dır. “Soykırımcı” damgası vurulmaya çalışıldıkça daha çok yere adının verilmesi, hatta bugüne kadar şehre bir Talat Paşa anıtı veya heykeli yapmamanın utancını hemen gidermesi gereken Edirne Belediyesi tam aksine Talat Paşa’nın adını silmeye karar vermişti.
ATATÜRK’E SIĞINMANIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
İsimleri silinmek istenen değerlerimizin devrim tarihimizdeki yeri çok büyük. Bazı isimler silinmek istendiğinde sesler yükselir ancak bir şekilde bu yükselen seslerin önü kesilir; Atatürk ismini vererek. Atatürk; gizli amaçların, emperyal projelerin gizlenme aracı değildir! Hele hele Atatürkçü gözüküp Türk Devrimi’nin karakterlerini silenlerin maskesi asla olamaz!
Bizler Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün bu şekilde istismar edilmesine geçit vermeyiz. Bu yapılan değişikliklerle aslında Atatürk’ün devrimi yaptığı kadro silinmeye çalışılıyor. Atatürk’ten geriye sadece sarı saçı, mavi gözü kalsın, fikirleri yaşamasın isteyenler Atatürk’ün yol arkadaşlarını silmek istiyorlar.
Peki, bu yolun sonu ne olacak? Sabiha Gökçen Havalimanı’nın adını da mı Atatürk Havalimanı yapacaksınız? Genç Cumhuriyet’in bütünlüğü için savaşan Sabiha Gökçen’i de mi elini öptüğü Atatürk’le silmeye kalkacaksınız? Bu yapılanların aslında Atatürk’ün sadece bir isimden ibaret olması çabanıza dur diyoruz. Atatürk’e yol arkadaşlığı yapmış, Cumhuriyet kadrolarımızın isimlerinin silinmesinin tamamen karşısındayız. Bugün Cumhuriyetimizin yüzüncü yılındaysak, bunu Atatürk önderliğindeki Cumhuriyet kadromuza borçluyuz. Atatürk’ün de deyimiyle "Kemalizm, Türk Devriminin yaptığı işlerdir”. O işlerin altında imzası olanları silmek demek, Kemalizmi, Türk Devrimini silmek demektir.
Yağmur Biçen
TGB GYK ÜYESİ – GENEL SAYMAN YARDIMCISI