Türkiye Gençlik Birliği TGB, Genel Saymanı Duygu Karabulut, TGB’nin kampını Aydınlık’a özetledi. Karabulut, gençlerin emeğin değerini, paylaşmayı öğrendiğini ve birbiriyle sıkı ilişkiler geliştirdiğini ifade etti, ilk olarak şunları vurguladı: “Çoğu kampa ilk kez katılan gençlerden oluşan kampta onlarca genç TGB’ye üye oldu. Yeni üye olanlar içinde TGB’nin çalışmalarına katkı sunmakta istekli pek çok genç de var.”
Kampa katılan gençlere TGB’nin bu yılki Atatürkçü Gençlik Kamplarındaki hayatı, kampın gidişatını sorduk. Gençler, Türkiye Gençlik Birliği (TGB) yaz kampında eğitimleri, takım oyunlarının ve turnuvaların nasıl geçtiğini anlattı. İşte gençlerin ağzından TGB’nin Çanakkale Ayvacık’taki Atatürkçü Yaz Kampı...
TGB’LİLERİN BİR GÜNÜ NASIL GEÇİYOR?
“Türkiye’nin dört bir yanından milliyetçi, devrimci, sosyalist ve Atatürkçü gençlerle buluştuk. Kamplarımızda paylaşmayı, dayanışmayı, arkadaşlığı öğreniyor; ‘ben değil biz’ olarak ayrılıyoruz. Kampa katılan tüm arkadaşlarımız sabah sporuyla güne başlıyor ve tüm kaslarını açıyor. Takım oyunlarında ve spor turnuvalarında herkesle tanışıyor ve yeni arkadaşlıklar ediniyoruz. Emeğin değerini, üretimi, paylaşarak büyümeyi öğreniyor ve yeteneklerini keşfediyoruz.”
“Kamplarımızdaki eğitimlerle ülkemizin sorunlarına hep beraber çözümler üretiyoruz. Gelecekte Türkiye’yi yönetecek gençleri her alanda donanımlı hale getiriyoruz. Türkiye’yi yönetecek gençlerin yetiştiği bu kamplarda, bize yapıştırılmaya çalışılan kalıplara karşı ‘Z Kuşağı değiliz Türk gençliğiyiz’ diyoruz. Gençliğin içinden amaçsız, bencil, çıkarcı, sorumsuz, bağımlı, çürümüş, cinsiyetsiz bir sahte kimlik var etmeye çalışanlara Türk Devrimi’nin öncü gücü Türk gencinin gerçek karakterini bir kez daha gösteriyoruz.”
‘BU KAMPTAN TECRÜBEYLE DÖNECEĞİZ’
“Kamplarımızdan bavullar dolusu tecrübeyle dönmeye hazırlanıyoruz. Edindiğimiz bu tecrübelerle yarınları kurmaya, Türk gençliğinin kararlılığını göstermeye hazırız. Cumhuriyet’in 100. yılında gerçekleşen kamplarımızda umutluyuz. Atatürk devrimlerini tamamlayacağız. Türkiye’yi büyük zorluklardan çıkaracak kadro birikimini yaratacak; fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştireceğiz. Milliyetçi, devrimci, sosyalist ve Atatürkçü gençliği emperyalizme karşı sımsıkı birleştireceğiz. Görev ve sorumluluk bilincimizle yarınlar bizim. Vatanın her köşesine umut taşıyacak, Ata’sından aldığı birinci vazifeye sahip çıkan Mustafa Kemalleriz!”
TGB SİYASETLERİNDE ORTAKLIK
Selçuk Üniversitesi Radyo Sinema ve Televizyon bölümü öğrencisi Yusuf Demirkaya, TGB’nin kampına ilk kez katıldı. Kampta gençlerin ortak taleplerde bulunmasının TGB siyasetlerinde birleşilmesini sağladığını vurguladı:
“Kamp oldukça güzel geçti. Türkiye'nin birçok farklı şehrinden katılım sağlayan arkadaşlarımızla tanışmak açısından da oldukça iyiydi. Özellikle yapılan takım oyunlarında, o arkadaşlarla aynı takıma düşüp ortak emeğimizi ortaya koyarak mücadele arkadaşı da oluyoruz. Sadece bu da değil, bu sayede arkadaşlarımız birlik arkadaşlarına olan güven duygusunu daha da iyi hissediyor. Oyunların içerik açısından gayet iyi olduklarını düşünüyorum. Burada yaratıcılığımızı konuşturduğumuz, geliştirdiğimiz ve düşünce emeğimizle ortaya koyduğumuz ürünlerin eksilerini ve artılarını, tartışma içerisinde daha iyi kavrayabildiğimiz oyunlar oynuyoruz. Birbirinden faydalı çeşitli atölyeler düzenleniyor. Bu atölyelerde birden fazla yararlı bilgi öğrenerek yeteneklerimizi de keşfediyoruz. Benim için bu kampın en önemli artısı, arkadaşların siyasi açıdan da farklı ufka sahip olabilmesi. Sistem siyasetinden inanılmaz bunalmış büyük bir gençlik kitlesi var. Farkettim ki TGB'li olmayıp kampa katılan arkadaşların çok büyük bir çoğunluğu, farkında olmasa da siyaseten TGB'li. Çünkü Türk gençliğinin talepleri de, sorunları da büyük ölçüde ortak. Üye olmayan arkadaşlarda siyasi zemin yavaş yavaş oluşmaya başlarken arkadaşlık duygularını da en doğru yerde tazeliyorlar.”
DİSİPLİN, DAYANIŞMA,ARKADAŞLIK
Dokuz Eylül Üniversitesi Makine Programcılığı Bölümü öğrencisi Furkan Güç de ilk kez TGB kampına katılanlardan. Furkan, kamp programının disiplinle işletildiğini ve farklı yerlerden gelen yüzlerce gencin rahatlıkla dostluk kurabildiğinin altını çizdi:
“Öncelikle kamp için toplandığımızdaki ilk akşamdan itibaren kendimi çok sıcak bir ortamın içinde buldum. TGB ile ilk kez kampa gelme fırsatı buldum Sohbet sırasında gelen arkadaşlar ile tanıştım ve tanıştıkça gruba olan samimiyetim artmaya başladı. Herkes birbirine çadır kurma, yerleşme konularında yardım etti ve kurulum tamamlandı. Yerleşimi biraz tamamlar tamamlamaz havlularımızı alıp denize koştuk, takım oyunları oynandı. Dönüp yemek yedikten sonra toplanıp tanışma oldu. Oyunlar hazırlandı, takımlar kuruldu. Sabahları koşu ve spoır yaptık, bu bana disiplin, koordine, grup çalışması ve daha bir çok şeyi öğretti. Benim için can alıcı kısmı buradaki çoğu kişiyle iletişim ve sohbette bulunabilmem oldu. Buradaki en güzel şeylerden birisi kiminle sohbet edersem edeyim diğer toplulukların aksine bir etiketle karşılaşmadım, tamamen objektif sohbetler yapabildim. Burada hem dost hem de aile gibi olduk. Birbirimizi severek, sayarak, anlayarak vakit geçiriyoruz. Her sohbetimizde birbirini dinleyen ve anlayan insanlarla karşılaşıyoruz. Dahası savunduğum konulardan bazıları yanlış bile olsa doğrusunu öğrendim, zaman zaman doğrusunu gösterdim. Birbirimizden öğrendiğimiz sohbetler ettik. Hepimiz birbirimizi seviyor, sayıyor ve sahipleniyoruz. Buradaki arkadaşlar benim uzun zamandır çok ihtiyacım olup da alamadığım nefesim oldular. Her bir kişiye buraya gelip burayı güzelleştirdikleri için teşekkürlerimi sunarım.”
HAYATIMIN EN ÜRETKEN ZAMANI
Gazi Üniversitesi Kimya Bölümü öğrencisi Açelya Kişial, TGB kamplarındaki çalışmalarla deneyim kazandıklarını ve üretmek için fırsat bulduklarını söyledi:
“Aslında bildiğimi sandığım birçok şeyi doğru bilmiyormuşum. Bu kamp bana Atatürk'ün fikirlerinin anlamlarını, ilkelerinin önemini ve değerlerine ne kadar bağlı kalmamız gerektiğini anlamak için çok büyük bir fırsat sundu. Benimle aynı yaşta, aynı fikirde olan birçok insanla tanışmamı, insanî ilişkilerimi geliştirip daha özgüvenli olmamı ve kendimi bulmama neden oldu. Hayatımın hiçbir noktasında bu kadar üretken olamadım çünkü daha önce hayatımın hiç bir noktasında böyle imkanları deneyimleme fırsatı bulamadım. Kendimi utanmadan özgürce ifade edebildiğim bir ortamdı çok fazla arkadaş edindim çok fazla anı biriktirdim unutulmaz bir deneyim yaşadım arkadaşlarımızla yaptığımız atölyeler, takım çalışmaları ve takım oyunlarıyla hepimiz bir olup birbirimizden çok fazla şey öğrendik belki her zaman yarışmalarda kazanamadık, ama birbirimize çok güzel şeyler kattık. Yer yer zorlandığım, yorulduğum çok oldu fakat bunların hepsi tatlı yorgunluklardı. TGB ailesine çok teşekkür ederim beni ailenin bir parçası olarak kabul ettikleri için ayrıca çok mutluyum.”
OYUNLARDAKİ MİLLİ DUYGULAR
Ankara Üniversitesi Felsefe bölümü öğrencisi Onur Özdoğan TGB kamplarında gençlerin eğitimler ve tartışma ortamları ile kendilerini ve birbirlerini geliştirme imkanı bulduğunu söyledi:
“Hayatımda ilk defa bir TGB kampına katıldım. Diğer katıldığım kamplardan farklı olarak bu kampta daha bilinçli gençler yetiştirmek için hizmet ediliyor. Gün içerisinde toplumsal bağları güçlendirecek etkinlikler, oyunlar ve farklı konularda atölyeler düzenleniyor. Bu oyunlarda Türk Devrimi, eşitlik, birlik gibi değerlerimizin önemini anlıyor ve daha iyi öğreniyoruz. Bu kampta şunu öğrendim, aslında bildiğimi sandığım şeylere karşı tavrım yeterince sığ; kavramlar sadece anlık algılarımın ürününden başka bir şey değil. Oysa sahip olmamız gereken milli duygular olmadan ülkemiz için bu sığ kavramlarla hiçbir şey yapamayız. Kamp aynı zamanda disiplinli bir insan yaratmak üzerine kurulu bir yapıya sahip. Sabah 7.30'da uyanıyor ve 8.00'de spor yaptıktan sonra yemek yiyoruz. Burada şu dikkatimi çekti: Önce koşu, sonra yemek. Aslında yemeği hak etmek için koşuyorsunuz, tıpkı gerçek hayat gibi. Kamp birçok Türk gencine bundan daha fazla şey öğretebilecek potansiyeli içerisinde barındırdığı için tüm Türk gençliğini bu kampa davet ediyorum.”