Yeni Azerbaycan Partisinin Elşad kardeşimiz, KKTC Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlarından sayın Hüseyin Macit Yusuf kardeşimiz, değerli hocalarımız Türkiye Azerbaycan kardeşliğinin dünya ölçeğinde tarihi bir roller oynadığı döneme girdik.
Türkiye Azerbaycan kardeşliği Karabağ’ın silahla güçle kurtarılmasından başlayarak hem Avrasya gelişmelerini hem de dünya ölçeğindeki hesaplaşmaları etkileyen öncü bir görev yapıyor. Bu yalnız Azerbaycan ve Türkiye’nin değil aynı zamanda dünya Türklüğünün de tarih sahnesine yeniden çıktığı bir dönem. Hepimizin bildiği gibi Türk Devletleri Teşkilatı da yeni adıyla bu dönemde tarih sahnesine çıktı, bu da bir rastlantı değil. Biz Türkler girdiğimiz süreçte Avrasya’nın Rusya ile Çin ile Pakistan’la hatta Hindistan’la birlikte öncü konumuna yerleştik. Yeni bir uygarlığın öncüsü rolünü oynuyoruz. Yeni bir uygarlık doğuyor, yeni bir dünya geliyor, yeni bir dünyayı kuruyoruz. Ve biz Türkler o yeni dünyanın kuruluşunda yine tarih sahnesindeyiz. Yaşadığımız sürecin özeti budur. Şimdi ben bu konuya aydınlık getirebilmek için iki anıyla gireceğim birincisi rahmetli Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı General Servet Cömert’in anlattığı, Ermeniler Karabağ’a girdiği zaman Patnos’ta sayın komutanımız hemen hükümeti arıyor. Ankara’da ki hükümeti diyor ki sayın Başbakanım bize emir verin tankların paletlerini çalıştıralım. Tankların paletlerini çalıştıralım yeter dahasına lüzum yok. Tankları yürütmemize bile gerek kalmayacak. Göreceksiniz tank paletlerinin sesinin Ermenistan’dan duyulmasıyla Ermenilerin Karabağ’ı işgal girişimi o anda duracak. Fakat hükümetten gelen sakın ha durun hareket etmeyin şeklinde. Sebep ise Türkiye’nin NATO Atlantik sistemi içerisinde bağlanmış olması. Bakınız Atlantik sistemi içerisindeki Türkiye kardeşlerinin yardımına koşamadı. Türkiye o şanlı ordusu güçlü milli kuvvetlerine rağmen Azerbaycanlı kardeşlerinin yardımına yetişemedi. Bu çok önemli bir tarihi derstir. Yani NATO Türkiye’nin elini, ayağını, yüreğini, gönlünü bağladı. İkinci anı Azerbaycan’a karşı Amerika’nın kışkırttığı Ermenistan harekete geçince silahlı kuvvetlerle hatırlayacaksınız Türkiye’de Vatan Partisi olarak bu iş silahla olur dedik. Böyle söyledik çünkü o sırada bizim yöneticilerimiz yani bu 44 günlük kurtuluş savaşımızın öncesinde bugünkü yönetim aynı yönetimdi zaten. Efendim dünya müdahale etsin dünya vaziyet alsın. Ne dünyası? Hangi dünya? Türkiye’nin elini kolunu bağlayan Kazakistan’da darbe yapan Kırgızistan’da darbe yapan Afrika’da Asya’da sömürünün başını çeken dünya. O dünya mı müdahale etse Karabağ’ı kurtaramazdık. Vatan Partisi çıktı silahtan başka çözüm yoktur. Döndü dolaştı konu oraya geldi. Nereye geldi Azerbaycan milleti Azerbaycanımızın kahraman yiğitleri harekete geçti ve o işgalcileri istilacıları memleketlerine gönderdiler ve Karabağımızı kurtardılar. Bu çok önemli iki ders, tankları çalıştıramadık Karabağ’ı işgal ettiler. Bileğimize yüreğimize aslan askerlerimize güvendik ve harekete geçtik Karabağımızı kurtardık. Yalnız Karabağımızı kurtarmadık aynı zamanda yeni dünyanın kuruluşuna Türkiye ve Azerbaycan olarak ve Karabağ’ın kurtarılmasında olumlu katkıları olan Rusya ile önemli bir adım attık. Biliyorsunuz New York’tan dönerken Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, "Evet biz Azerbaycan ve Türkiye Ordusu olarak Karabağ’ı kurtardık ama Sayın Putin’in de burada çok önemli katkıları olmuştur" demişti. Evvelsi gün sayın Devlet Başkanımız İlham Aliyev ve Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin buluştular. 40 maddelik bir ittifak bildirdiler. Stratejik ittifak. 40 maddelik stratejik ittifak Sayın Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev’in ifade ettiği gibi bizim Türkiye ve Azerbaycan arasında ki Şuşa ittifakını tamamlayan bir ittifak. Bunu ben söylemiyorum Sayın Cumhurbaşkanımız Aliyev söylüyor. Diyor ki bu kırk maddelik antlaşma Sayın Putin ile imzaladığımız ittifak Şuşa ittifakının bir devamıdır ve onu bütünlemektedir. Bakın bu tespitte tarihi önemdedir. Yalnız bu ittifakın karakterini ifade etmekle yetinmiyor aynı zamanda önümüze ışık tutmaktadır.
İnsanlık bugün Amerikan emperyalizminin dünya çapındaki efendilik iddiasına karşı ayağa kalkmıştır. Karabağ’a giren Azerbaycan Ordusuyla Azerbaycan neferleriyle ayağa kalkmıştır. Kazakistan’da Amerika’nın darbesini boşa çıkartan Kazakistanlı aslanlarımız ve onların yardımına koşan kardeşlerimiz ile ayağa kalkmıştır. Türkiye’de 15-16 Temmuz gecesi Amerika’nın FETÖ Gladyo'sunu Ankara’da İstanbul’da yerlere seren, öldüren ölmeyenlerini hapislere tıkan Türk askerinin ve Türk milletinin ayağa kalkışıyla insanlık bu cepheye girmiştir. Çok önemli bir hakikat.
Bugün NATO Türk hapishanelerinde yatıyor. O NATO’nun generalleri Gladyo generalleri FETÖ’nün generalleri bunlar. Türkiye o NATO’nun generallerini Ankara’yı hükümeti ele geçirmeye kalktıkları zaman silahlarıyla ezdi, öldürdü ve hapse tıktı. NATO gerçeği Türkiye için budur. NATO, Türkiye’nin hapishanelerindedir. NATO Türkiye’nin elini kolunu yüreğini vicdanını bağlayan örgütlenmedir. NATO bizim bağımsız özgür toprak bütünlüğüne sahip bir ülke olmamıza göz diken uluslararası örgütlenmedir. NATO bizim üretim devrimi yapmamıza Ekonomik Kurtuluş Savaşımıza engel olmaya kalkışan dolar operasyonları ile ekonomik müdahalelerle bağımsız milli bir ekonomi geliştirmemizin karşısına dikilen dünya çapındaki örgütlenmedir. NATO gerçeği budur. Ve NATO gerçeği Yunanistan’ın kıyılarına bakın Dedeağaç’tan başlıyor. Dedağaç, Kavala, Selanik, Larissa, Girit’in kuzeyi, Kıbrıs'ın güneyi, Suriye’nin kuzeyinde NATO namlulularını Türkiye'ye çevirmiş durumda. Amerikan üslerini sayıyorum. Gene NATO, Nemesis tatbikatlarıyla yıllardan beri denizlerden Türkiye’ye, Türk kıyılarına namlularını çevirmiştir. Nemesis kim? Bakın Amerika ve İsrail Nemesis diyor. Nemesis Yunanlıların intikam tanrıçası. Amerika ve İsrail, Türkiye’ye karşı Yunanlıların intikam tanrısının adıyla tatbikat yapıyor.
Noble Dina kim? Asil Dina. Asil Dina Tevrat’tan bir hikaye, bir intikam hikayesi. Hikaye’nin özü Türkiye’nin erkekliğini ortadan kaldırmayı anlatıyor. Yani Türk ordusunu ortadan kaldırmak. Amerika işte Türkiye karşısındaki tavırlarını tatbikata dönüştürüyor. Pratiğe dökmüş yalnız tatbikatlardan ve tehditlerden bahsetmiyoruz. Bugün Amerika’nın bu tehditlerinin karşısında olan yalnız Türkiye değil. Azerbaycanımız, Kazakistanımız, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Türk coğrafyası ve Türk devletleri Amerikan tehlikesi altındadır. En başta da Hüseyin Macit Yusuf’un savunduğu KKTC’dir. Bunları bilmeden bugün strateji kurulmaz, program yapılmaz ve hedef belirlenmez. Onun için değerli kardeşlerim önümüzdeki dönem Türkiye’nin hangi kuvvetlerle yüz yüze olduğunu, hangi kuvvetlerle savaşmak zorunda olduğunu ve kimlerle beraber bu süreçten çıkacağını saptamamız lazım. Sayın İlham Aliyev ile Sayın Putin’in Rusya'da imzaladığı 40 maddelik ittifak, Sayın Cumhurbaşkanımız ile Sayın Aliyev'in imzaladığı ittifak ve bunların bir ve beraber olması insanlığın ön cephesinde tehditleri göğüsleyen tavırları ifade etmektedir.
Bugün burada toplanmamızda geleceğimiz içindir. Geleceğimizi kurma kararındayız. Bağımsız, güçlü, bütün işgal edilmiş topraklarını kurtarmış, başı dik o Firdevsi’lerin o büyük şairimiz Fuzulilerin şanlı Azerbaycan’ın geleceği için buradayız. Türkiyemizin geleceği için, Türkiye-Azerbaycan ile birlikte Türkmenistan Özbekistan Kırgızistan ve KKTC’de ki Türklerimiz ve Asya’nın her tarafında var olan Doğu Avrupa’da var olan okyanustan okyanusa var olan Türkler ve bütün insanlık için ön cephedeyiz. Türklerin büyüklüğü, bütün insanlığın ön cephesinde ve uygarlık kurucusu rollerde tarihin sahnesine daima çıkmış olmalarıdır. Bugün de Türk devletlerine, Türk cumhuriyetlerine ve bütün dünya devletlerine Avrasya’da, Asya’da yeni uygarlık kurucularıyla birlikte Çin’i, Rusya’sı, Pakistan’ı, İran’ıyla birlikte hep birlikte yeni dünyanın kuruculuğuna katkıda bulunmak için varız. Bu aynı zamanda bizim geleceğimizin programıdır. Bu denklem geçerlidir ve önümüze ışık tutmaktadır.
Değerli arkadaşlar, bu toplantıyı düzenleyen herkese teşekkür ediyorum. Umutluyuz, güvenliyiz. Gelecek hepimizindir, bizlerindir, insanlığındır. Yeni dünya hayırlı olsun diyorum.