MUSTAFA İLKER YÜCEL
Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Türkiye'nin dört bir yanında örgütlü, en büyük gençlik örgütü... Gençliği Türkiye'nin tam bağımsızlığı çizgisinde buluşturuyor, Türkiye'nin 40 yıllık sigortasını oluşturuyor. Türkiye düşmanları nerede olursa olsun, karşısında onları buluyor. TGB deyince akla gelen en öncelikli eylemleri kuşkusuz Türkiye topraklarına ayak basan ABD askerlerini geldiklerine pişman ettikleri çuval eylemleri. Pentagon'un bile karnını ağrıtan o gençler, geçen hafta yine Türk milletini gururlandırdı, İstanbul Sarayburnu'nda demirleyen ABD savaş gemisinden inen askerin başına çuvalı geçirdi. TGB'nin eski Genel Başkanı olarak bizleri de gururlandıran gençlere mikrofon uzattık.
‘PKK’YA, YPG’YE DESTEK VERENLERİN BAŞINA…’
Çok büyük bir eylem daha yaptınız. Artık TGB denince akıllara çuval eylemleri geliyor. Sizce çuval neyin simgesidir?
Kaan Yiğit: Amerika 2003 yılında Süleymaniye'de askerlerimizin başına çuval geçirdi. O çuval sözüm ona hükümdarlık simgeleriydi. Amerika 1990’lardan sonra kendini dünyanın hükümdarı ilan etti. Yani Amerika, çuvalı hükmetmek istediği kuvvete geçiriyordu. Amerika Irak’ı işgal etti, PKK’ya, YPG’ye destek verdi ve Türkiye’nin üzerine sürdü. Türk ordusunun 1996’da yaptığı ‘Çelik Harekatı’nın zapt edilememesi, Türk Ordusunun sürekli PKK’ya karşı verdiği amansız mücadelesi, Amerika’nın Türk ordusunu hedef almasına yol açtı. Türk askerine çuval geçirilmesinden sonra yine 2007 yılında Ergenekon operasyonlarıyla Türk ordusu ve vatanseverler hapislere atıldı.
O yüzden bizim geçirdiğimiz çuval sadece bir askerin başına geçmedi. O çuval Amerika’nın başına, PKK’ya, YPG’ye destek verenlerin başına geçti. Milyonlarca masum insanı katleden Amerika’nın başına geçti. Bu çuval tüm dünyada hegemonya kurmak isteyen Amerikan emperyalizminin başına geçirdiğimiz bir simge aslında. Bu simge, emperyalizme karşı mücadele eden mazlum milletlerin gençlerine güç veriyor. Bazı ülkelerde belgeselleri yapılıyor, üzerine makaleler yazılıyor, örnek gösteriliyor.
‘JÖN TÜRK GELENEĞİNİ DEVAM ETTİRİYORUZ’
Dünyanın herhangi bir yerinde Amerika’nın çuvalına çuvalla karşılık veren başka bir ülkenin gençliği var mı?
Kaan Yiğit: Bunun yapıldığı tek yer Türkiye. Bu tarihi eylemi yapan sadece Türk gençliği. Bu yüzden Amerikan askerinin başına geçirilen çuval Türk gençliği için özel bir anlama sahip. Bir geleneği devam ettiriyoruz. Jön Türklerin, Kurtuluş Savaşı gençliğinin, 68 gençliğinin mirasını geleceğe taşıyoruz. Bugünün Jön Türkleri olarak mazlum milletlere yine umut ve cesaret aşılıyoruz. Türkiye Gençlik Birliği, dünyada emperyalizme ilk büyük tokadını atmış olan bir milletin evlatları, tüm dünya mazlumlarına ışık olan Mustafa Kemal Atatürk’ün gençliği olarak bu eylemi yapıyor.
Çuvalı geçirme eyleminde yer aldıktan sonra arkadaş çevreniz, sosyal çevreniz nasıl bir tepki verdi, nasıl karşıladı?
Ebda Okutur: Çocukluk arkadaşlarım benimle gurur duyduklarını, ilk defa bu kadar yürekten söyledi, o eylemde yanımda yer almayı çok istediklerini dile getirdiler. Seslerinden bile o heyecanı anlayabiliyordum. Uzun zamandır iletişimde olmadığım arkadaşlarım bile arayıp tebrik ettiler. Bu, bütün dünya gençliğini harekete geçiren ve onları mücadeleye çağıran bir eylem oldu.
‘DOST ÜLKELERDE COŞKU DÜŞMANDA ENDİŞE YARATTI’
TGB’nin Uluslararası İlişkiler Bürosu’nun çeşitli çalışmaları var bize anlatır mısın, neler yapıyorsunuz? Hangi ülkelerle temasa geçiyorsunuz?
Ebda Okutur: TGB UİB, emperyalizme ve siyonizme karşı mücadele veren 25 ülkeden 40 örgütün gençliğiyle irtibat halinde ortak çalışmalar yürütüyor. TGB, Türkiye'nin milli meselelerinde nasıl en öndeyse ve Türk gençliği için öncü bir konumdaysa, bölgede ve dünyada da aynı konumda. Çünkü Türkiye'nin milli çıkarlarını dünya gençliğine anlatıyor. Emperyalizme ve Siyonizme karşı dünya çapında bir dayanışma ve mücadele ağı kurmak için Dünya Anti-Emperyalist Gençlik Birliği (WAYU) üzerinden çalışmalar yürütüyor. Dışarıda da TGB deyince hemen çuval akıllara geliyor. Yani TGB sadece Türkiye'de değil, dünyada da marka oldu.
Bu çalışmalar sonucunda, geçen 29 Ekim'de Çin'den Rusya'ya, Filistin'den Kore DHC'ye, Brezilya'ya ülkelerinin iktidar ya da en etkili muhalefet konumlarında bulunan birçok gençlik örgütü Cumhuriyetimizin 98. yılını coşkuyla kutlayan mesajlarını ilettiler. Gelen mesajlarda Atatürk'ün mirası, emperyalizme karşı birlikte mücadele, TGB'nin yüksek bilincine atıf ve güven vardı.
Keza çuval eylemimiz de Pakistan, Lübnan, Filistin, Yemen, İran gibi pek çok ülkede coşkuyla karşılandı. Örneğin, Pakistan iktidar partisinin (Pakistan Adalet Hareketi) Propaganda Sorumlu Başkanı yaptığı paylaşımlarla TGB’yi tebrik etti ve örnek olduğumuzu söyledi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde basında yer alan haberlerde “Türkiye’nin gençlerinden Kıbrıs gençlerine örnektir” denildi. Düşmanlarımızda ise endişe uyandırdı. Biliyorsunuz, daha önceki çuval eylemimizde Pentagon’dan açıklama gelmişti ve “endişelerini” dile getirmişlerdi.
Yine İran'daki dostlarımız o çuval eylemimiz üzerine "Çuvallanan Akbabalar" adlı bir belgesel yapmıştı. Yani TGB dışarıda da içeride de dosta güven düşmana korku salıyor.
‘YA İSTİKLAL YA ÖLÜM DİYENLERİN MİRASI ARKAMIZDA’
Sizce neden bu eylem sadece Türkiye’de oluyor da başka ülkelerde olmuyor?’
Ebda Okutur: Arkamızda “Ya istiklal ya ölüm” diyen bir tarihsel miras var. Büyük bir imparatorluk birikimine sahibiz. Hürriyetine aşık bir milletiz. Büyük bir devlet geleneğine sahibiz. Tarihin hiçbir döneminde Türkler boyunduruk altında yaşamamıştır. O sebeple bağımsızlığımıza göz dikildiğinde sonunda ne olursa olsun mücadeleye girişiyoruz. Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konumdan dolayı Dünya Devrimleri çok yakından tanık olmuştur ve dünyaya örnek olmuştur. Tarihsel birikimimiz, Türk gençliğinin bugünkü eylemlerine, işlerine de yansımaktadır. Çabuk hareket eden ve her işin altına korkmadan giren bir gençliğiz. İçinde olduğumuz süreçte saldırılar hep Türkiye’nin üzerine yapılıyor, onlar baskı kurmaya çalıştıkça bizler taarruza kalkıyoruz bu eylemlerimiz tüm ülkelerin gençliğini etkiliyor ve emperyalizme karşı mücadeleye çağırıyor.
ALNINDAN ÖPÜYORUM HELAL OLSUN!’
Sizin aileniz Amerikan askerinin başına çuval geçirme eyleminde yer almanızı nasıl karşıladı?
Berat Karaaslan: Ailem benim TGB üyesi olduğumu biliyordu. İfadelerimiz alındıktan sonra ağabeyim ile konuştuğumda bana “Senin alnından öpüyorum, helal olsun” dedi. Bu tavır sadece benim ailemin tavrını değil, Türk toplumunun bu meseleye karşı olan tavrını da gösteriyor. Diğer arkadaşlarım da benzer şeyler yaşadılar. Televizyondan eylemimizi gördüklerinde hemen telefona sarılıp arkadaşlarımızı aramışlar, tebrik etmişler. Kimisi de otobüse, arabaya atlayıp Çağlayan Adliyesi önündeki arkadaşlarımızın yanına gelmişler. Adliye kapısında savaştan zaferle dönmüş askerler gibi karşılandık. O coşkuyu unutamıyorum.
‘ABD ASKERİNİN BAŞINA ALTINCI ÇUVAL’
Çuval geçirme anını sizlerden dinleyelim; olay nasıl oldu, neler yaşadınız?
Gökalp Erbaş: Amerikan gemisinin Sarayburnu’na demir attığını biliyorduk. 29 Ekim’de gerçekleştirdiğimiz yürüyüşü değerlendirmek üzere biz de Eminönü’nde buluşacaktık. Daha önceki çuval geçirme eylemimizin ardından Pentagon açıklama yapmıştı ve Amerikan askerinin gemilerden ve üslerden dışarı çıkması yasaklanmıştı. Arkadaşlarımızla yürürken Amerikan askeri olabileceğini tahmin ettiğimiz bir kişiyle karşılaştık. Kaan arkadaşımız yanına giderek İngilizce olarak “Amerikan askeri misiniz?” diye sordu. Karşılığında "evet" cevabını aldık. Orada ne yaptığını sorduğumuzda Eminönü’ne gezmeye gittiğini öğrendik. Sonrasında kendisine İngilizce olarak “Milyonlarca mazlumun katilisiniz, PKK/YPG’ye verdiğiniz desteğin hesabını soracağız, Mehmetçiğimizin-polisimizin katilisiniz, kanlı postallarınızla vatanımızda gezemezsiniz!” dedik. Yüzündeki utanmayı görmüştük çünkü onlar da tüm bunları biliyordu. Ardından çuvalı ABD askerinin kafasına geçirdik ve “Yankee go home!” sloganları atarak gemiye doğru kaçışını izledik. Herkes şaşkındı ama flamayı açtığımızda ne olduğunu hemen anladıklarını düşünüyoruz, çünkü ABD askerinin başına altıncı kez çuval geçiriyorduk. Sizler de oranın önderlerindendiniz zaten.
‘TÜRKİYE’Yİ TEHDİT EDEN HER KUVVETİN BAŞINA…’
Biz daha önce çuval geçirme eylemleri yaptığımızda un çuvalı kullanmıştık, askerler içindekini ilaç zannedip fenalaşıyordu sonrasında bir de yerden onları kaldırarak "Sakin olun, bu ilaç değil, un. Size zarar vermeyeceğiz, eylemimiz şahsınıza değil, Amerikan emperyalizmine" diye açıklama yapıyorduk. Eylemden sonra ne yaptınız?
Gökalp Erbaş: Ulusal Kanal’a çıkarak Türk gençliği olarak Türk milletine karşı sorumluluğumuzu yerine getirdiğimizi açıkladık. Türk milletinin yüreklerine, şehit ailelerimizin yüreklerine bir kez daha su serptik.
Annem de eylemimizi Ulusal Kanal’dan takip etmiş. Ben yayından sonra baktığımda telefonuma “Tebrik ederim oğlum, aferin” diyerek bizleri kutladığını gördüm.
Tepkileri nasıl yorumluyorsunuz? Olumsuz tepkiler de vardı. ‘Ne uğraşıyorsunuz bir tane askerle, böyle yapınca Amerika’yı yendiniz mi?’ böyle yorumlar da vardı.
Pelin Gürel: Evet bir avuç bozguncu böyle haberler yaptı. ‘ABD askeri dediler, sivil çıktı’ gibi asılsız ve yalan haberleri piyasaya sürdüler.
29 Ekim’de "Amerikan emperyalizmine ve kaos planlarına meydan okuyoruz" diyerek Anıtbakir’e yürüdük. Çuval eylemi de bu meydan okumanın eylemidir. Bozguncular Amerikan senaryoları başarısız olduğu için rahatsız. O çuvalı sadece Amerikan askerinin başına geçirmedik. Türkiye’yi tehdit eden her kuvvetin başına geçirdik. İşte o olumsuz tepkiler de ABD ile aynı cephede yer alanlardan geliyor.
Onların aksine Türk milleti Amerika’ya ve Amerikancılara karşı birleşmiş durumda. Dostu düşmanı ayırt eden bir Türk milleti var. Türkiye’de sözüm ona Amerika karşıtı, anti-empeyalist geçinenler var. Onlar PKK’ya verdikleri destekle Amerika’nın yanında yer alıyorlar.
‘ATATÜRK PROGRAMINI SAHİPLENEN TEK GENÇLİK ÖRGÜTÜ’
Peki Türkiye Gençlik Birliği bu eylemleri nasıl yapabiliyor?
Pelin Gürel: Çünkü TGB Türk Gençliğinin teşkilatı. Gücünü milletinden ve büyük devlet mirasından alıyor. Sırtını emperyalizme değil Türkiye’nin milli demokratik devrim mirasına yaslıyor. Türk Mucizesini başarmış Atatürk’ün programını sahiplenen tek gençlik örgütü. Sözde değil eylemde var TGB. TGB, üniversiteleri vatanseverliğin kalesi haline getirdi. Üniversitelerde de iktidar. Tarihini biliyor ve doğru analizlerle doğru çizgide mücadelesini ortaya koyuyor.
600 GENÇ TGB'YE ÜYE OLDU
TGB kaç üniversitede, kaç şehirde; bu mücadeleyi nasıl yürütüyor?
Duygu Karabulut: TGB 61 ilde, 135 üniversitede çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor. Üniversite topluluklarındaki çalışmalarıyla kampuslerde Atatürkçülüğün ve vatanseverliğin kalelerini kuruyor. Mücadelenin yaygınlığı bu zeminde oluşuyor. 29 Ekim’de “ABD’ye Meydan Okuyoruz” sloganıyla toplanan Gençlik Yürüyüşümüzden ve çuval eylemimizden sonra 600 üniversiteli ve liseli TGB’ye üye oldu. Çuval eyleminden sonra Siirt’ten bize ulaşarak temsilcilik kurmak isteyen arkadaşlarımız oldu. Daha çuval eyleminin üzerinden saatler geçmeden Mardin, İstanbul, Ankara başta olmak üzere pek çok şehirden gençler aramıza katıldı, TGB’ye üye oldu.
TGB’de ben, sen yok biz varız. Biz, bulunduğumuz her alanda görev alarak üreten ve bağımsız Türkiye mücadelesinde bayrağı daha yukarıya taşıyoruz. TGB, her alanda ve her şart altında mücadele ilkesiyle büyüyor. Başı dik ve onurlu bir yaşam sürmek için Türk milletini örgütlüyor.
TGB nasıl yönetiliyor, yönetim ilkeleriniz neler?
Duygu Karabulut: TGB bütün kararları bir siyasi rota doğrultusunda alır. Bunun başında diyoruz ki TGB bir anti-emperyalist gençlik kuruluşudur. TGB emperyalizmle mücadele ediyor. TGB vatanın bütünlüğü için mücadele edip Atatürk’ün rotasında ilerliyor. TGB, en küçük sınıf biriminden başlayarak, bölümler, fakülteler, kampusler, üniversiteler ve il örgütlerine uzanan büyük bir örgütlenme ağına sahiptir. Kararlarımızı kurullarımızda ortak akıl ile alıyoruz. Tartışmada hoşgörü, eylemde birlik temel ilkemiz. Her şeyi bilimsel yöntemlerle tartışır ama en sonunda eylem birlikteliğiyle karar altına alırız. O yüzden TGB yumruk gibidir.
‘ÇUVAL GELENEK HALİNE GELDİ’
Bu kaçıncı Çuval eyleminizdi?
Duygu Karabulut: Altıncı kez bu eylemi gerçekleştiriyoruz. Amerika ne zaman kanlı postaları ile vatanımıza ayak basmaya çalışsa karşısında duruyoruz. Her ne kadar dostluk masalları anlatılsa da Türk milleti gerçeğin farkında. Amerika Türkiye’yi çevrelemeye çalışıyor. Karadeniz’de yapacağı tatbikat da onlardan biriydi. Biz bu saldırıya izin veremezdik, ülkemize geliyorlarsa rezil rüsva olacaklar. Bu eylemler artık bir gelenek haline geldi. Arkadaşımız çuvalın temsiliyetini anlattı ama ben de çuvalın temsiliyetini şöyle görüyorum: Amerika’nın tahakküm ve denetim altına alma aparatlarından biri o çuval. Amerika’nın politikalarına boyun eğmezsen o çuval başına geçmez. Amerika mazlum milletlerin başına o çuvalı geçirmeye çalışırken biz onların başına o çuvalı geçirdik. Amerika saldırganlaştıkça bu çuval onların başına geçmeye devam edecek.
Bu çuval eylemi ile pek çok siyasi dalgalanma oldu Türkiye’de. Peki bu çuval eylemi TGB’ye ne kattı? Çuval eyleminden sonra TGB’de neler oldu?
Görkem Gözet: TGB 29 Ekim’de ABD’ye meydan okuyoruz diyerek Ankara’da, Anıtkabir'de Atasının huzurunda buluştu. Bu süreçte Türkiye’nin dört bir yanında, üniversitelerde üniversite topluluklarıyla beraber bu çalışmayı ördük. Çuval eyleminden emperyalizme siyasi bir eylemle yanıt verilmesi gerektiğini bütün kurumlara ve kişilere mesaj olarak göndermiş olduk. Bu eylemli yanıtı sahiplenen bir Türk gençliği var. Türk gençliği politik. Önündeki sorunları tespit ediyor ve çözüm arıyor.
‘GENÇLİK, VATANSEVERLİK ÜZERİNDEN SİYASİLEŞİYOR’
TGB’nin 80’li 90’lı yılların kuşağından farkı nedir?
Görkem Gözet: Bu kuşak Ergenekon Balyoz kumpaslarına şahit oldu, Vatan Savaşını, 15 Temmuz hain darbe girişimini gördü. TGB, bu mücadeleler içinde kök saldı. Politikalarını buna göre konumlandırdı. Emperyalizmin saldırılarını görerek önce davrandı, öncü oldu. Tehditle göz göze gelerek çözüm üretti. Türk gençliği çözüm üreten, çıkış arayan bir karakterde. Son dönemlerdeki olaylarda da Türk gençliği çözümün ve çıkışın TGB’de olduğunu gördü. Bize her yerden ulaşan yüzlerce, binlerce genç var.
'TGB sağcı mı, solcu mu?’ sorusu ile karşılaşıyor musunuz?
Görkem Gözet: Hayır. Vatanseverlik, Atatürkçülük, antiemperyalistlik; bize bunlar soruluyor. Gençlik, bir programı ve bütüncüllüğü görüyor TGB’de ve arkadaşlarımız bu yüzden üye oluyor. Gençlik, sağ ve sol üzerinden değil vatanseverlik kavramı üzerinden siyasileşiyor. Sağ ve sol günümüz gençliğini tanıyan kavramlar değil. Emperyalizm saldırdıkça Türk milleti, Türk gençliği birleşiyor. Gandi’nin bir sözü vardır: “Mustafa Kemal İngilizleri yenene kadar biz İngilizlerin Allah olduğunu düşünüyorduk.” Mustafa Kemal’in gençliği işte 98 yıl sonra o emperyalistlerin kağıttan kaplan olduğunu bir kere daha dünyaya gösterdi. O yüzden bu eylem Türkiye’de olduğu kadar Pakistan’da, Afganistan’da yani dünyada yankı uyandırdı.
Atatürk’ün programı 1930’lardaydı. Sizce 2000’lerin Türkiyesi ile o zamanlar bir mi? Yani sosyal ve ekonomik sorunlar bir mi?
Görkem Gözet: 1930’larda emperyalizmden kopuş ve bağımsız bir Türkiye inşa etme süreci vardı. Bugün de Türkiye aynı süreçte diyebiliriz. Doğu Akdeniz’den Karadeniz’e Suriye’nin kuzeyine ve iç cepheye kadar Türkiye her cephede savaşıyor. Dört bir yanda bağımsız bir Türkiye inşası sürüyor.
‘TGB'YE ÜYE OLMAK ONUR VERİCİ’
Marmara Üniversitesi TGB Üyesi Ebru Gül Müezzinoğlu: Her gün değişen gündemin ve kaos planının karşısında, çıkış haritasının olmadığı, umutsuzluğun aşılandığı tabloyu en ön cephede savaşarak yaran TGB'ye üye olmaktan gurur duyuyorum. Geçmişte siyasi cephede çekinmeden yaptıkları doğru eylemlerini imrenerek okudum. Bugün onlar ile tam bağımsız Türkiye için aynı mücadeleyi vermek onur verici.
İstanbul Üniversitesi TGB Üyesi Gamze Tonbul: Üniversiteye ilk başladığımda Türkiye Gençlik Birliği üyesi arkadaşlarla tanıştım. Bana TGB'nin düşünce yapısından söz ettiler. Ben bir Türk genci olarak TGB'den habersiz, aynı fikirleri savunarak yoluma devam ederken, TGB'ye kesinlikle üye olmam gerektiğini, yolumun yolumuz olduğunu fark ettim. ABD emperyalizminin başına çuval geçirmemiz ile birlikte doğrunun birliğinde olmaktan bir kez daha gurur duydum.
TGB İSTANBUL İL YÖNETİCİSİ PELİN GÜREL'İN ANNESİ AYŞE GÜREL: ‘EVLATLARIMIZLA GURUR DUYUYORUZ’
"TGB bu ülkenin gururudur. Onlar bu ülkenin onurlu çocuklarıdır. Vatansever Türk analarının yetiştirdiği evlatlar düşmana bu toprakları dar eder. Tıpkı Mehmetçiğimiz gibi onlar da Mehmetçik ruhludur. Düşmanı görür, iyi tanır, okuyan gençlerimizdir onlar, araştırmacı, bilinçli, korkusuz, ayakları yere basan, diğer gençlere fark atan...
“Hepsiyle gurur duyuyorum, Amerika'nın Conileri bu çuval olayını yeni yaşamıyor, tecrübeliler bu konuda. Biliyorlar buralarda biz varız, biliyorlar buralarda Türk Gençliği var bu topraklara adım atarken bir değil on düşünecekler bundan sonra. Bana sordular ne olacak diye! Biz olsak biz de aynısını yapardık dedim. Bunlar Z kuşağı değil, Atatürk kuşağı ve bu kuşak görevlerini çok iyi biliyor, iyi ki varsınız canlarım.”