DEM'LENEN GERÇEKLER

         Bir süredir DEM Parti gündemde, sebebi ise seçimlerden sonra oluşan siyasi iklim. Bu siyasi iklim, PKK’nın siyasi koluna 2014’e benzer sokak eylemleri yapma, Türk bayrağına ve İstiklal Marşına düşmanlık gibi eylemlerde bulunma fırsatı yarattı.

         3 Haziran tarihinde Hakkari Belediyesine kayyum atandı ve DEM Partili Belediye Başkanı Mehmet Sadık Akış’a 5 Haziran itibariyle 19 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

         Mehmet Sadık Akış, tutuklanır tutuklanmaz PKK/DEM Parti bu karara karşı çıktı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’de DEM Parti’ye sahip çıkanlar arasındaydı. Bu vesileyle genel seçimlerde yaptıkları ittifakın devam ettiğini bir kez daha görmüş olduk.

         Türkiye’deki gelişmeleri dünyadan bağımsız değerlendiremeyiz. Eğer bu gelişmeleri bölgesel ve küresel bağlamından kopartırsak, PKK ile yan yana gelir, kayyumu demokrasiye darbe olarak anlar ve PKK’nın siyasi kolu olan DEM’i Kürtlerin haklarını savunan 6 milyon oy almış bir parti olarak görmekten ileri gidemeyiz.

         Dem Parti, bütün yöneticileri İmralı’dan ve Kandil’den belirlenen, çocukları dağa kaçıran, hazineden aldığı milyarlarca lirayı PKK’ya gönderen, PKK’nın siyasi uzantısı ve bölücülüğün merkezi olan bir partidir.  İşte CHP’nin görmezden geldiği ve çarpıttığı gerçek budur.

DEM Parti’nin işlevi: Amerika'nın PKK’ya milyonlarca ton silah vermesiyle, Türk hukukuna müdahale ederek Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması baskısıyla, yeni açıklanan 11 Haziran’da Suriye’de gerçekleştirilecek yerel yönetim çağrılarıyla anlam kazanıyor. ABD, PKK eliyle Türkiye’yi, Suriye’yi, İran’ı ve Irak’ı bölmek istiyor. 2. İsrail Devleti kurarak İsrail’in güvenliğini sağlamayı ve her yerde yenilen ABD’nin Batı Asya’da mevzi kazanmasını hedefliyorlar.

         Özellikle İsrail-Filistin savaşında, Filistin’in destansı direnişi ve büyük zaferi ile Amerika’nın Orta Doğu’da kalabilme şansı PKK’nın devletleşebilmesine bağlıdır. Eğer Türkiye bu sözde yerel seçimlere göz yumar ve Güneydoğu illerimizdeki PKK/DEM Parti varlığı ile kararlı mücadele etmezse, Türkiye için ikinci bir açılım dönemi hayata geçebilir. Bu tehlikeyi bertaraf etmek ise PKK’nın siyasi kolu olan DEM Parti ile kararlı mücadele ile olur.

         Türkiye sınır ötesi terör operasyonlarına kararlılıkla devam ediyor, bu bizim Doğu bölgemizin güvenliği için olmazsa olmazımızdır. Fakat hükümetimizin stratejisi sadece PKK’yı süpürmekten ibaret. Bu da kalıcı bir PKK varlığının devam etmesi anlamına geliyor. PKK var olduğu sürece tehdit devam ediyor.

         Ülkemizin yapması gereken bellidir. PKK’nın siyasi uzantısı olan, Türkiye’yi bölmek ve parçalamak isteyen DEM Parti’yi kapatmak,  Suriye ile masaya oturmak, ABD ve PKK’ya karşı Suriye, İran, Irak, Suriye ve Rusya ile ortak hareket ederek bölgeden PKK varlığı yok edilmelidir.

         Hükümet önce DEM Partiyi kapatmayarak seçime girmesine izin veriyor, Türk milletinin alın terinden seçim yardımları veriyor ve yanlış yapıyor. Anayasayı uygulamıyor.

          PKK sadece bölgesel bir tehdit değildir. Seçimden sonra oluşan tablo iyi değerlendirilmeli ve Doğu Akdeniz’deki ABD varlığından ayrı değerlendirilmemelidir. Bu tabloda namlular Batı’da doğrudan Doğu Akdeniz’den, Doğu’da ise PKK’nın siyasi kolu DEM Partinin kazandığı yerel yönetimlerle Türkiye kuşatılmakta ve sıkıştırılmaktadır.

         DEM Parti’den seçilen terör bağlantılı belediye başkanlarına kararlı müdahale edemiyor. Bunun en net örneğini Van’da yaşanan olaylarda gördük. Muhalefet ise yangına körükle gidercesine DEM Parti’nin yanında. Her açıklamada ana muhalefet partisi olan CHP ile kol kola olan bir DEM gerçeği var. Bu tutarsızlığı Türk milleti kabul etmez ve edemez. Biz Cumhuriyetimizi emperyalizmin güdümünde olan kuvvetlerle yan yana gelerek kurmadık. Emperyalizmi denize dökerek kurduk bunu tekrar hatırlatmak isteriz. 

Bu kuşatma ancak kararlı bir hükümet ve devlet ile yarılabilir. Türkiye’nin geleceğinde PKK’ya alan açanların ve PKK ile mücadele elleri titreyenlerin değil, PKK’yı hendeklere gömenlerin iktidarı vardır.