DEPREMİN ÖNCESİNE DEVRİMCİ PROGRAM

Bugün 6 Şubat. Kamuoyunda ‘’Asrın Felaketi’’ olarak bilinen Kahramanmaraş merkezli ve toplam 11 şehrimizi etkileyen depremin yıl dönümü.

DEPREMİN ÖNCESİNE DEVRİMCİ PROGRAM

YAZAR

Bugün 6 Şubat. Kamuoyunda ‘’Asrın Felaketi’’ olarak bilinen Kahramanmaraş merkezli ve toplam 11 şehrimizi etkileyen depremin yıl dönümü. Resmi verilere göre 50 bin vatandaşımızın hayatını kaybetmesi depremin faciasının boyutunu bize gösteriyor. Ancak geride bıraktığımız bir yılda iktidarıyla ve muhalefetiyle deprem konusunda ciddi bir çözüm getirilmediğini görüyoruz. İkisi de sınıfta kaldı!

 

Deprem, Türkiye'nin bir gerçeğidir. Özellikle İstanbul tarih boyunca 1509, 1766, 1894, 1999 (2 defa) tarihlerinde büyüklük ve şiddeti ile ciddi zarar görmüş bir şehir durumunda. Bununla birlikte Erzurum, Erzincan ve Van depremleri bize büyük dersler vermeliydi. Ama öyle olmadı. 6 Şubat 2023'te bunu tekrar görmüş olduk.

 

Bu depremleri önlemek elbette imkânsız. Zaten bizim de çözümümüz depremi önlemek değil, etkisini olabildiğince sıfır noktasında tutmak olmalıdır. Ancak görüyoruz ki Türkiye'de iktidar da muhalefet de sadece deprem sırası ve sonrası için nutuklar atıyor. Yani iktidarda, muhalefette deprem sonrasında yapacağı vaatleri açıklarken kimse deprem öncesinde almamız gereken tedbirlere deyinmiyor. Yani bütün hazırlık depremden sonrasına! Depremin açtığı yarayı nasıl saracaklarına yönelik açıklamalardan başka bir şey görmüyoruz. Ama bizim ihtiyacımız depremin açacağı yaraları saracak vaatler değil, depremin açacağı yaraları en aza düşürecek fikirlerdir. Bugün ne iktidar ne muhalefet bunu yapamaz. Çünkü onlar için mesele insan kavgası değil, rant kavgasıdır. Önce bunun tespitini yapalım.

 

22 yıldır iktidarda olan AK Parti, geride bıraktığımız bir yıl içinde depremin yıkıcı etkisinden korunmak adına hiçbir adım atmadı. Bırakalım bu adımı, deprem bölgesinde hala molozların tamamının kalkmadığını da görüyoruz. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yeni yapılacak konutları "müjdeliyor", deprem dönemi Çevre ve Şehircilik Bakanı olan bugün ise AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı olan Murat Kurum ayakları yere basmayan kentsel dönüşüm planlarını anlatıyor.

 

Muhalefet kanadı ise bu sınavda en çok çuvallayanlardan oldu. CHP bu 6 Şubat’ı, deprem saatinde il ve ilçe binalarını açık tutarak andı. Geride bıraktığımız 365 günde, oraya somut bir deprem öncesi programı koyamadılar, koymadılar. 5 yıldır İstanbul'un başında olan Ekrem İmamoğlu ise, tüm doğal afetlerde olduğu gibi deprem konusunda da hareket etmedi. Kentsel dönüşüm süreçleri kitlendi. Genel olarak depreme hazırlık zaten yapılmadı. Hatta İBB’nin deprem bütçesinde artırma yapmak yerine azaltmalar yaptı. Deprem için harcanacak parayı azaltan İmamoğlu kendi propagandasının bütçesini artırdı. Hatırlayalım ki en çok hasara uğrayan Hatay’ın yönetimi de 5 yıldır bu CHP’nin elinde.

 

İki kanadın da ortak yönü, rant kavgasında olmalarıdır. Kim hangi ihaleyi alacak, hangi mahalle kimin şirketine kalacak, kimin beton fabrikası daha çok satacak kavgası kendi gündemlerini yoğun tutarken insanlar da ölmeye devam ediyor. Zaten özel çıkarın, mafya babalarının, tarikatçıların yürüttüğü belediyecilikte gözler insana değil, paraya bakıyor.

 

Bu tespit bize şunu açıkça gösteriyor ki, deprem değil rant sistemi öldürür.

Başta İstanbul olmak üzere, Türkiye'nin deprem konusunda alacağı yegane önlem, deprem öncesini bilimsel olarak planlamaktır. Ancak her öncül plan da bizi kurtarmaz. Bu ancak ve ancak insanı merkeze alan, cepleri ve kasaları dolduracak rant sistemiyle değil, halkın çıkarını önceleyen, devrimci bir programla sağlanabilir.

 

Biz elbette ki depremde vefat eden vatandaşlarımızı anacağız. Hepsini saygıyla anıyoruz. Ancak çözümü görmeden, öne çıkarmadan daha çok canımızı kaybederiz. Sadece ‘’unutmadık, hatırlıyoruz, üzülüyoruz’’ edebiyatı bizi kurtarmaz.

 

Çözüm; ranta karşı savaş açmak, insancıl, bilimsel ve devrimci bir programdır.

Tarih:
Diğer Haberler